Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz

Küçükken Atatürk’ün o sözünü pek anlayamazdım. Mustafa Kemal Paşa 26 Ağustos 1922’de Emperyalizm’in vekil ordusu Yunanlılara karşı Büyük Taarruz’un devamında, 30 Ağustos Dumlupınar Zaferi sonrası  1 Eylül 1922’de neden “Ordular ilk hedefiniz İzmir” demedi de, “İlk hedefiniz Akdeniz” dedi? Bunu bazıları “O zaman Ege denizi ifadesi pek kullanılmıyordu, tüm Ege’ye de Akdeniz deniyordu” diye açıklamaya çalışsa da mesele o kadar basit değildi. Bunun cevabını 25 Ağustos 2022 gecesi Seferihisar’ın Sığacık mahallesinde düzenlenen bir söyleşide aldım. Türkiye’nin nadir entelektüel stratejistlerinden olan E. Tüma. Cem Gürdeniz yıllardır kafamda yerine oturmayan konuyu müthiş bir incelikle netleştirdi.. Aynı zamanda Mai Vatan doktrininin de sahibi olan Gürdeniz’e emekli demeye dilim varmıyor. Hain FETÖ kumpaslarıyla daha çok büyük katkılar yapacağı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan ayrılmak zorunda kalan Amiralimiz, herkese bıkıp usanmadan anlattığı Mavi Vatan kavramıyla hala hizmete devam ediyor. İşte Seferihisar Belediyesi’nin düzenlediği 2. Yüzyılında Türkiye konulu söyleşiler dizisinde bendenizin de konuşmacı olarak yer aldığı oturumda Cem Amiral dedi ki: “Atatürk’ün 1 Eylül’de verdiği ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’ emri aslında Mavi Vatan direktifidir. Eğer Çanakkale’de bir donanmamız olsaydı, İngiliz donanmasını Girit’te durdururduk. Atatürk 57. Alay’a ölmeyi emretti çünkü donanmamız yoktu. İşgalciyi karada karşılıyorduk. Büyük Atatürk bunu çok acı bir şekilde gördüğü için denizcileşme emrini verdi. Biz denize aitiz. Anadolu deniz medeniyetleri üretmiştir. Oğuz Türklerinin kurduğu son medeniyet işgale en büyük yanıtı vermiştir. Atatürk’ün kurtuluştan sonra ilk işlerinden biri donanmayı güçlendirmek ve bir denizcilik bakanlığı kurmak olmuştu” Gürdeniz, “Türkiye’nin  21. yüzyılda artık ben tampon devlet değilim. Türk dünyasının bağımsız, denizlere engelsiz çıkan bir yarımada olarak deniz ve denizci devletiyim deme zamanı geldi” sözleriyle de Mavi Vatan’ın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Cem Amiral ile birlikte söyleşiye katılan Ata Platform Direktörü Doç. Volkan Özdemir ise Mustafa Kemal Atatürk’ün jeopolitik dehasının dünya çapındaki önemini, yurtdışında Atatürk’ü nasıl gördüklerini araştırdığını belirterek “Dışardan bakmakla içeriden yaşamak farklı. Atatürk’ü dünya tarihinde önemli kılan en önemli özellik, onun mazlum devletlerin bağımsızlık savaşlarının örneği ve öncüsü olmasıdır” dedi. Gerçekten de jeopolitik bakış çok önemli. Cem Amiral’i takip edenler, küresel meseleyi, emperyalizmi ve onun genel stratejisini öğrenirken, Atatürk’ün buna karşı oluşturduğu iç ve dış cepheyi de fark ediyor ve karayla denizin çelişmesini anlıyor. Bu o kadar önemli ki, pek çok ideolojik veya sosyo-kültürel farkları olan bir ulusu aslında bir araya getirebilecek bir kavram. İdeoloji belki önemlidir ama jeopolitiğin yasaları her zaman ona baskın çıkmıştır. Büyük Atatürk’ün “mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” sözleri aslında tam da bu mevzuyu (jeopolitik-ideoloji meselesini) açık ve net olarak halka anlatmanın formülüdür. Bunun da şartı ve temeli anti emperyalist olmaktır. “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emri, işte bunun için “Anti Emperyalist bir Mavi Vatan” direktifidir. Bugün tüm dünyada, çevremizde, özellikle de Karadeniz, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta aslında neler döndüğünü anlamanın anahtarı buradadır.