İzmir’e düşmanca bakmak

Adalet ve Kalkınma Partisi 2002’de iktidara geldiğinden beri hiç muhalefete düşmedi. Aynı şekilde 2002’den beri İzmir’de hiç Büyükşehir’i kazanamadı. En iddialı olduğu zamanlarda, en iddialı adaylarını çıkardılar ama ı-ıh. Olmadı, olmaz, olmuyor. Bunun onlar da farkında ve artık bir belediyeyi değil tüm bir şehri hedef alıyorlar. İddialı bir söylem mi benimkisi?! Evet ama kanıta dayalı bir söylem bu. 40 birim vergi ödeyip bir birim yatırım alan bir kentten ve DSİ’nin bile İZSU’yu 91 milyon lira kazıkladığı (Sayıştay raporu 2022 rakamları) bir tablodan söz ediyoruz. Bakınız Sayıştay’ın son raporu ve kararı; İzmir Büyükşehir Belediyesi küçük üretici kooperatiflerinden tarım ürünü artık alamayacak. Neden? Efendim ihale kanununa aykırı imiş filan. O ihale kanunu ile yapılan inşaat işlerinde yolsuzlukların dibine nasıl vurulduğunu görmeyen mi var. Sen raporunda şunu yazsana, Belediye üreticiden “fahiş fiyata” ürün alıyor diye. Yazamaz ki, çünkü öyle bir durum yok ortada. Seferihisar Belediye Başkanlığı’ndan beri tanıdığım Tunç Soyer’in en çok önem verdiği konu tarım oldu. Hatta Büyükşehir’de eleştiriler de aldı bu yüzden. Ama, anti emperyalist çizgideki “Başka bir Tarım Mümkün” programından asla taviz vermedi. Bunun TRT muhabiri olduğum dönemden ve sonrasından beri en yakın tanıklarından biriyim. AKP’nin 21 yıllık tarım politikaları altında ezilen küçük üreticiye hayat suyu vermek için çırpındı. Bu aslında sadece küçük üreticiye değil tüketiciye de uzanan bir yardım eliydi. Endüstriyel besinlerin ne kadar zehirli olduğu artık herkesin malumu. İnsanlar köyden gelen organik, Ata tohumlarıyla yapılmış sağlıklı yiyecekler tüketse fena mıydı? Sayıştay raporu aslında şunu diyor: Sen Belediye olarak küçük üreticiden alma tüccardan al. Tüccarın elinde oyuncak olan küçük üreticiye can suyu veren bir Başkan’ı can evinden vurdular bu son kararla. Başkan Tunç Soyer tepkili... Bugün üretici kooperatifleri temsilcileri ile bir araya gelen Soyer şunları söyledi: “Üzülerek belirtiyorum ki, beş yıldır İzmir’de ilmek ilmek ördüğümüz ‘Başka Bir Tarım’ politikasına hükümet eliyle darbe yapılmıştır. Belediyemizin kooperatiflerden alarak yoksul mahallelere dağıttığı Süt Kuzusu Sayıştay eliyle durdurulmuştur. Fakat göreceksiniz buna teslim olmayacağım. Çocuklarımızı sütsüz, üreticimizi öksüz bırakmayacağım. Süt kuzusu projesi ve diğer tarımsal destekleri sonuna kadar ettireceğim. Ben gücümü halktan ve haktan alıyorum. Yeni bir yol bulmaksa varım. Bir yol açmaksa hazırım. Bedel ödemekse, ona da hazırım. Ne pahasına olursa olsun, yerli ve milli tarımı, gözü dönmüş ve hükümetin içine çöreklenmiş gıda tekellerine teslim etmeyeceğiz.” Ey sayın iktidar, hatırlatırım ki İzmir de Türkiye’nin bir kenti ve en önemlilerinden biri. Sizin burada yaptıklarınız, bu mütemadiyen engelleme furyası, sadece İzmir’de değil tüm ülkede görülüyor ve size başka yerlerde de oy kaybettiriyor. İşi gücü küfür etmek olan yandaş medya ile bunları örtemezsiniz. Artık ana akım medya ile kitleleri yönlendirmek eskisi gibi kolay değil. Herkes her şeyden haberdar. Vazgeçin bundan ve centilmence oynayın.