Yorgunum, o halde varım

Yorgunum, hem de giderek artan bir ivme ile. Zaman zaman yazılarıma da yansıyor zaten. Hem fiziksel, hem de mental… Yaşımız kemale erdi, aktivite sınırlı, fiziksel yorgunluk aydan aya, yıldan yıla daha belirgin. Ama ben daha çok mental yorgunluktan şikâyetçiyim. Daha anlaşılır olabilmesi için madde madde aşağıya sıralayacağım. Yazarken de yorulacağım doğal olarak. Ana fikri baştan yazıyorum ki siz de boşuna vakit kaybetmeyin; okuyup yorulmayın. Cogito ergo sum’u güncelliyorum: Yorgunum, o halde varım! Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki kötü yönetildiğimizi bile bile, kötü yönetilmeye devam ediyoruz. Artan enflasyon ya da “enflasyonun engellenemez yükselişi”, geçim derdine rağmen yaşasın Asrın liderimiz(!) diyoruz da başka bi’şey demiyoruz. Zamlar, “Dijjj güçlerin oyunu.” diyoruz, pat diye. Yok yok böyle olmayacak, daha spesifik gidelim: Hastanelerde saldırı tatbikatları yapılıyor artık, olağanlaştı sağlıkta şiddet yani. Sağlık sistemi çöktü, doktorlar ülkeyi terk ediyor. “Giderlerse gitsinler!” diyorlar. “Eskiden var mıydı, şimdi doktor dövebiliyoruz”, diyorlar. Bunları söyleyenlerle aynı ortamda nefes almaktan; YORGUNUM!.. *** Sığınmacılar (Afgan, Suriyeli vb.) sistematik bir şekilde ülkemizi istila ediyor. Asrın liderimiz(!) ev yapalım onlara diyor, bahçe verelim, vatandaş yapalım, diyor. Vatan topraklarını (boru değil, vatan bu, kanla sulanmış; bir karışı bile ve-ri-le-mez) üç-beş dolara peşkeş çekiyor hükümet. Kendi ülkemde parya olmaktan; YORGUNUM!.. **** Düşünce özgürlüğü bitti. “Cogito, ergo sum.” tarih oldu. Merdan Yanardağ ve Barış Pehlivan başta olmak üzere gazeteciler, basın susturulmaya çalışılıyor: “Silivri!”. Abanın altından ya da üstünden sopa… Uğur Mumcu, Turan Dursun, Bahriye Üçok’ları hatırladıkça, “Böyle gelmiş, böyle gider”’in ne acı bir gerçek olduğunu düşünmekten; YORGUNUM!.. *** Pedagojik formasyon almayanları öğretmen yapmıyoruz; ama imam, vaiz, kuran kursu hocalarını (pedagoji hak getire) ”manevi danışman” olarak okullara görevlendiriyoruz. Neymiş? Çevreme duyarlıyım, değerlerime sahip çıkıyorum! (ÇEDES). He, kadrolu öğretmenler bunu beceremez, ne çevresi, ne değeri, ne anlar onlar, ille de imamlar! Hey gidi… Laikliğin iğdiş edildiğini, eğitim siteminin de bunun peşkeş çekildiği yer olduğunu -içinden gelen bir nefer olarak- düşünmekten; YORGUNUM! *** Ülkenin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında yaşıyor. Yöneticiler bunu bilmez mi? Bilir, hem de nasıl… Neyse, nasıl bildiğini yazmayalım da komşu olmayalım Merdan’a, Barış’a. Eleman (AKP milletvekili İrfan Kurt) çıkmış ne diyor? Ülkenin tapusunu size verelim isterseniz. Tarla mı kazıyorsunuz. Ne alın teri? Bunları emeklilere diyor. Yani Temmuz’da emekli aylıkları yeterince artırılmayan emeklilere… Hey gidi hey… Asrın liderimiz(!) farkında değil bunun, sen ne diyorsun Sayın (!) Kurt? Hemen artıracak emeklinin maaşını, orasındaki kılı olduğumuz(!). Tabii ki yılbaşında, yani yerel seçimlerin hemen öncesinde ve kapacak yine oyları, kazanacak yerel yönetimleri, “Götürecek malı.” (Ben demiyorum, Kibariye diyor. Böyle başa, böyle tarak; yani böyle halka böyle sanat(!), içi dışı bir… Yine aynı akıbet… Bir kez daha seçim kaybedileceğinden; daha da hazini, bunun, kaçınılmaz olduğunu bilmekten; YORGUNUM! *** Muhalefetten, ana muhalefetten, üyesi olduğum CHP’den de bir cacık olmayacağına kanaat getirmiş olmaktan da; YORGUNUM! YORGUNUM DA YORGUNUM!.. *** Ne zaman adam oluruz… Eğitimsiz kitlelerde demokrasinin oligarşi olduğunu, sonrasında demagogların türediğini; demagoglardan da diktatörlerin çıktığını öğrendiğimiz zaman. ------------------ 28.08.2023 Namık BUDAK [email protected]