Acı reçete

Yeni Hazine ve Maliye Bakanımız düğmenin başına geçti, kemer sıkmak da bize düştü, öyle görünüyor. %52 ile iktidara gelen AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan, Maliye Bakanlığı koltuğuna Mehmet Şimşek’i getirdi. O da: “Rasyonel bir zemine dönme dışında seçenek kalmamıştır” deyiverdi. Hobaa… Nedir rasyonel, rasyonalizm? Olgular ve kavramlar; duygularla değil, akılla kavranabilir, diyen felsefi disiplin ve bunun uygulaması. Yani Nurettin Bey ve Tayyip Bey’e diyor ki Bakan Şimşek: Siz, duygularınızla yönettiniz, “Altı ay uyuyalım, sonra uyanalım karşımızda süper Türkiye olacak.” dediniz, “Faiz sebep, enflasyon sonuç.” “Nas!” dediniz. Bunlar akılcı değil, tamamen duygusal yaklaşımlar. Bunlardan vaz geçeceğiz, akla döneceğiz, nakle değil... İnşallah Asrın Liderimiz (!) tam da benim yorumladığım gibi algılamaz bakanı, yoksa tez elden kellesi vurula! Merkez Bankası başına getirilen Hafize Gaye Erkan’la birlikte yola çıkan bakanımız, 22 Haziran’da faiz kararını açıklayıp uygulayacak. Başarılar dileriz kendisine, zira aynı gemideyiz hep birlikte. Ama ufukta yüksek faiz görünüyor. Döviz alıp başını gidecek. Bu ne demek ola ki? Enflasyon ve hayat pahalılığı. Ee bize düşen ne olacak? Başta demiştik ya: Kemer sıkma. İlk işaretlerini gördük bile bu alıp başını gidişin: Dolar 19.50’den 23.50’ye, Euro 21.50’den 25.25’e, altın 1300’lerden 1480’lere yükseldi, gitti gidiyor yani. Dolar için 25.00 / 28.00 bandı, az sonra… diğerlerini de varın siz hesaplayın. He bu arada “Sen maaşını dolarla mı alıyorsun?” söylemleri kapıda. Çok öncelerden, Michelle’e öykünen Emine Bacımız demişti: “Porsiyonlarımızı küçültelim. Sadece ihtiyacımız kadarını alıp, bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim." Şimdi taşlar yerine oturdu, ileriyi görmek bu olsa gerekti. Dombracı halkım da Reisimiz sarayda yaşasın, biz soğan ekmeğe razıyız, diyor, diğer taraftan. Peki ne için kemer sıkma? Acı reçetedekileri ne ya da kim için yutacağız? 1.150 odalı sarayındaki Asrın liderimiz (!) daha rahat yaşasın diye mi; yoksa sayısı 13 milyon olduğu söylenen Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı ya da bilmem nereli göçmen-sığınmacı-kaçaklar bu topraklarda rahat yaşasınlar diye mi; yoksa global yaklaşan Emine Bacımız için mi? Ya da şöyle bir çıkış yapabilmemiz mümkün mü? Ben nasla, cazla, cuzla ülke ekonomisini bu hale getiren reise oy vermedim, kurtarsın diye yetki de vermedim; ama tamam katlanıyorum. Demokrasi de bu değil mi? Görüşlerine katılmasak da seçilene katlanmak… Bu da tamam. Ben reisin başa gelmesini istemeyen biri olarak bu tasarrufu etmek, kemer sıkmak zorunda mıyım? Fedakarlıkta bulunmak zorunda mıyım? Bir de kemeri kimin için sıkalım? Emine Bacım için mi, Dombracı kardeşlerim adına mı, kaçak göçmenlere vekaleten mi? Sık sıkabilirsen ya da çık çıkabilirsen işin içinden. Ama görünen o: Yine alavere dalavere, Kürt/Türk Memet nöbete… Ne zaman adam oluruz… Dörtnala gelip Uzak Asya’dan / Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketin, bu kutsal toprakların satılık olmadığını, o-la-mayacağını öğrendiğimiz zaman. 12.06.2023 Namık Budak [email protected]