Eğitimdeki sarı öküz

Bıyıklarından kimlik arayışını henüz tamamlayamadığını gözlemlediğimiz Milli Eğitim Bakanı’nın ağzından çıkan son incileri sizler de duymuşsunuz: “Kız Okulları!” Kız çocuklarını okula göndermeyen velilerin argümanlarından bir tanesi,”Ben çocuğumu, erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum.” O zaman veliyi ikna etmek için kız okulları da açabilmeliyiz., diyor bakan. Bak sen bak… Ben eli yükseltiyorum: Örümcek kafalılardan biri çıkıp çocuğumu 7 yaşında olsa da fark etmez, müridi olduğum tarikat şeyhiyle evlendirip, ilkokula öyle gitmesini istiyorum, diyecek. Hadi, var mısınız? Kalıbımı basarım, var böyle manyaklar, daha başkaları da çıkacak. O vakit ne yapacaksınız bakan bey? Bıyık kimliğiniz “badem” kalıp; olur, onu da yaparız mı diyeceksiniz, yoksa uçları aşağıya sarkmış haliyle “Bu meczup ne demek istemektedir, bunun sonu nereye varacaktır?” türünden, Bahçelizim tiratı mı çekeceksiniz. Siz ne yapasınız, ne dersiniz, bilmem ama ben size: Hadi oradan!.. , diyorum, demeliyiz de ülke olarak. Gerçi demedik bugüne kadar. Sarı öküzümüzü verdik, “Andımız” ile; şimdi tek tek veriyoruz öküzlerimizi, bir bir emirlerinize. Tabelalarda “T.C.” ler gitti, Andımız, gitti, 4+4+4’ler geldi, dini eğitim soyut-somut kavramları ayıramayan 11 yaşındaki çocukların müfredatına girdi. Zorunlu, mahalle baskılı İmam Hatip Okulları, liseleri, yetmedi ortaokulları yayıldı tüm ülkeye. Yakındır İmam Hatip İlkokulları ya da bir adım ilerisi İmam Hatip Anaokulları…  Bu konuda yazılacaklar daha çok da okuyucunun sabrını zorlamadan sonuncusuyla kapatalım: “Her okula bir imam tahsisi.” Hey yavrum hey! Neymiş? Manevi danışmanlık. Okullarda yok sanki Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık. Deneydeki kurbağalar gibiyiz ülkece. Koskoca bir laboratuar oldu bu kadim topraklar şimdi. Sıcak suyun içine birden bire atmıyorlar bizi, sıçrar kaçarız, can havliyle. Peki nasıl yapıyorlar? Zamana yayıyorlar; yirmi yılı aşkın zamandır tenceredeki suyu ısıtıyorlar. Yavaş yavaş, hissettirmeden… Isıtıyorlar da ısıtıyorlar; biz zavallı kurbağalar anlamıyoruz, anlayamıyoruz. İçimizden geçiyorlar. STK ve Siyasi Partiler de yavaş yavaş ısınan kurbağa ordusunda, pes vallaha. “Tık” yok be kardeşim. Hey, size sesleniyorum buradan, yönümüz İran! Müsteşarken kendilerinden olmayan % 70 yöneticiyi görevden alan Yusuf Bey, Karma Eğitim, laikliktir ve son kaledir. Bu son öküzü vermeyiz, bilesin. Yok öyle veli istedi diye kız okulu açmak. Burası Atatürk Türkiyesi! Yusuf Yusuf… Ne zaman adam oluruz… Eğitimin, düşünmek için, aklın eğitilmesi olduğunu öğrendiğimiz zaman. --- 17.07.2023 Namık BUDAK [email protected]