Artemea Yolu

Balıkesir Gönen’e bağlı Ekşidere Köyü’nü birkaç kilometre geçtikten sonra bir ılıcanın önünde duruyor aracımız. Basit birkaç binadan oluşan tesis, ben devlet mantığı ile yönetiliyorum, diye bağırıyor. Sade, ortalıkta çok misafir yok, kar amacı güdülmeden hizmet vermeye çalışıyor sanırım. Anahtarlarımızı alıp odalarımıza çekiliyoruz.

Artemea Kültür Yolu yürüyüşü için buradayız. Koza Dağcılık ve Doğa Sporları Spor Kulübü etkinliklerine katılmayalı çok olmuş, pandemi dolayısıyla epey ara vermişiz. Plan basit: Cumartesi ılıcada hamam keyfi, dinlenme ve ardından pazar günü 10 km.lik hafif bir doğa yürüyüşü ve dönüş.

Eşyalarımızı odalarımıza bırakıyoruz, kahvaltı yapmamıştık sabahtan; odalarımızın önünde masaları birleştirerek getirdiğimiz yollukları atıştırıyoruz termoslardaki çaylar eşliğinde. 15-20 dakikada hazırlanıp yola düşüyoruz, bizler, ılıcadan yararlanmayı pek düşünmeyenler.

Hazır bulmak önemli. Gezi öncesine parkuru inceledim, web sayfasından yürüyüş güzergâhlarını telefonuma indirdim. Ilıcanın sağından ya da solundan yürüyeceğiz; tamam ama yarınki rehber eşliğinde yürüyeceğimiz yolu tekrarlamamak adına grup lideri Ayhan’dan parkurun teyidini alıp sağa, Ilıcaoba Köyü’ne yöneliyoruz. 15 km.lik bir parkur kestiriyoruz gözümüze.

Kalabalık bir grup olduk, kafilenin yarısı kadarı bizlerle… Yaklaşık 15 kişiyle hafif eğimle alçalarak Kumköy Göleti’ne iniyoruz 3 km. sonra. Ekibin yarısı ılıcadan yararlanmak üzere geri dönüyor. Biz kalanlar da göleti solumuza alıp baraj üzerindeki köprüden geçerek solumuzda Kumköy, karşı yöndeki Gaybular Köyü’ne doğru gidiyoruz. Bu karşı yöndeki parkurda biraz yol aldıktan sonra, yorulan ekibi çok da hırpalamamak için, gölete kuzeyden sert bir iniş yapıp onu sağımıza alarak geldiğimiz yöne, ilk rotaya girip ılıcanın yolunu tutuyoruz. Akşamüzeri tesise vardığımızda cebimizde 13 km. günü kârı.

****

Şimdiye kadar görmediğim sıklıktaki uluslar arası parkur işaretlemelerinin hakkını teslim edelim. Parkurda kaybolmak, yolu şaşırmak imkânsız; hatta telefona parkuru indirmeye bile gerek yok, o derece. Tebrikler Artemea Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü.  

Yorulmuşuz, ayakta uyuyoruz. Şöyle bir uzanayım dedim, içim geçmiş, küçük bir şekerleme. Akşam yemeği var sırada. Ilıcadan yararlanma saatlerinin farklılıklarından dolayı kadınlar ayrı, erkekler ayrı saatlerde yemek yiyoruz. Yemek sonrası Erkanların odasında ev yapımı şarap eşliğinde biraz sohbet ve ardından uyku, dinlenme. O da ne bizler odalarımıza çekilirken gurubun çoğunluğu da bahçede yiyip içip sosyalleşiyor. Ne güzel! Ama yarın bizi rehber eşliğinde 10 kilometrelik bir parkur bekliyor, haydi yatağa…

****

Sabah kahvaltısındayız, yerel rehberimiz Özcan da bizlerle, parkurla ilgili bilgilendiriyor grubu. 09.30 gibi hazıklarımızı tamamlayarak aracımıza biniyoruz. Parkura yakın bir yerde, köy yolunda araçtan iniyoruz. Güneybatı yönünde biraz alçalıp sola dönerek parkuru buluyoruz. Küçük bir dere sağımızda bize eşlik ediyor. Batıya, Gönen’e, Güneşli Köyü’ne ilerliyoruz, arkamızda, kuzeyde Cambaz Köyü’nü bırakarak.

Bahar ilk izlerini bırakmış: Minik beyaz/sarı papatyalar, kardelenler, yaban sümbülleri, menekşeler yeşeren otlar arasından ce-e diyor misafirlerine. Ağaçlar henüz uyanmamış. Sevimli dereyi bazen sağımıza (çoğunlukla) bazen solumuza alarak yürüyoruz, tıpkı şarkıdaki gibi “Ben onun sağında / o benim solumda / Artemea Yolu’nda.” İki mola sorası şelaleyi geride bırakıp yıkık su değirmenine sırtımızı vererek bir mola daha Güneşli Köyü’nde aracımızın yanındayız. Telefonlarımızla çektiğimiz fotoğraflara hatıra grup fotomuzu da ekliyoruz.

Araçtayız, yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk bizi bekliyor.

Bir bahane bulup sizler de yolunuzu buralara düşürün. Yıllar öncesinden Pers seferi için yola çıkan Büyük İskender’in bu topraklarda konakladığını hatırlayın. Belki atlarının nal izlerine rastlayamayacaksınız; ama onun geçtiği bu ovada rüzgârla dans eden ağaçların esrikliğinde kendinizden geçeceksiniz. Roma döneminden kalan tarihi köprüyü ve kaleleri biz göremedik, siz göreceksiniz belki de; Türkiye’nin % 10 pirincini yetiştiren bu ovadan pirinç denk getirip alamadık, size kısmet olur diyelim.

Kapalı gözle bile, rahatlıkla gezilebilir şekilde yolu işaretleyen, uluslararası yürüyüşlere hazırlayan ekibin hakkını teslim ediyor; İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük şehirlere çok kısa mesafede Balıkesir, Gönen’deki bu parkuru tüm doğaseverlere öneriyoruz. Naçizane küçük bir fikir katkısı: Burada bir Ultra Trail Maraton koşu düzenlenmeli. Adı da hazır: Arteama Ultra. Parkurun tanınırlığına müthiş katkısı olur, rehberimizle de paylaştım bunu.

Ne zaman adam oluruz…

Doğaya hoyratça davranan toplumlarda, insan ilişkilerinin de hoyratça olduğunu öğrendiğimiz zaman.

****

27.02.2023

Namık Budak

[email protected]