Bravo İzmir... Sivil toplumun gücü işte budur

30 Ekim 2020 günü, saat 14.51’de İzmir’i büyük bir deprem vurdu… Onlarca bina yıkıldı, 117 vatandaşımızı enkaz altında kaybettik, evleri yerle bir olan binlerce aile ise sokakta çaresiz yardım bekledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, çözüm üretmek adına hızla hareket etti, kısa sürede çadırlar kuruldu, ilk anın şoku çabuk atlatıldı. İzmirliler de depremzede vatandaşlarını yalnız bırakmadı. Müthiş bir dayanışma örneği sergileyerek, sıcak yemeklerini, battaniyelerini, çaylarını paylaştı. Çadırlar hiç boş kalmadı, sorunlar bölüşüldü, dertler paylaşıldı. Ancak bu yeterli değildi. O dönemde daha yeni tanıştığı koronavirüs salgınıyla da mücadele eden depremzedelere daha sağlıklı bir çözüm bulmak gerekiyordu. Kriz masasından ümit verici bir fikir çıktı. “Depremzedeleri, hayırseverlerle buluşturalım.” Dileyen boş evini, dileyen kirasını depremde zarar gören insanlarla paylaşsın. Hem iyilik yapmak isteyen amacına ulaşsın, hem de soğukta, üstelik pandeminin kıskacında yardım bekleyen depremzede sıcacık bir yuvaya kavuşsun. “Bir Kira Bir Yuva” adı verilen sistem kısa sürede hayata geçirildi, kampanya büyüdü. Önemli miktarda bağış toplandı. Yılbaşına varmadan da, bir ayın sonunda, çadır kentler ortadan kalktı, depremzedeler de hayırseverlerin yardımıyla yaralarını sardı. O günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, şunları söylemişti: “Afetler, insanların birbirine olan ihtiyacını hatırlatıyor. Dilerim ki bu hissiyat unutulmaz ve birbirimize ihtiyacımız olduğu gerçeği hafızalarda yer almaya devam eder." “İzmir’i iyilikle yöneteceğim” diyen bir başkanın bu sözleri, gelecekte yaşanacak bir başka afette “toplumsal dayanışmanın” nasıl önemli bir etken olacağının ipuçlarını veriyordu… *** Ve acı bir gün… 6 Şubat sabahı Kahramanmaraş ve çevresindeki 10 ilde yaşanan çok büyük bir deprem felaketiyle uyandık. Art arda, 7.7 ve 7.6 şiddetiyle sarsılan bu kadim şehirlerimiz Kahramanmaraş, Adana, Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Osmaniye, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa enkaz altında kaldı. 42 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, 80 binin üzerinde kişi de yaralandı. 10 bine yakın ev yıkıldı, 8 katlı-10 katlı binalar, yerle bir oldu. Depremin yaşandığı ilk gecenin sabahında, Başkan Soyer’in sosyal paylaşımında şu sözlerini okuduğumu hatırlıyorum: “İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, deprem bölgesine hareket etti. Vatandaşlarımızın bu acı gününde yanındayız.” İzmir, yine bir deprem felaketine anında tepki vermiş, yaraları sarmak için harekete geçmişti. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri hep orada kaldı. Deneyimli ara-kurtarma ekipleriyle enkaz altında kalmış vatandaşlarımızın kurtarılmasına yardım etti, dertlerini dinledi, moral verdi, perişan olan kentlerin aksayan yönlerini onardı. Yardım faaliyetlerini başlattı. İzmir’den uçaklarla, tırlarla, gemilerle yüklü yardım deprem bölgesine ulaştı. AFAD’la organize çalışarak, onların yönlendirdiği Osmaniye şehrinin yeniden imarı konusunda önemli adımlar attı. Ve bu süreçte önemli bir organizasyonu daha harekete geçirmek için kolları sıvadı. İzmir’de büyük bir başarıyla yürütülen “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasını Türkiye çapında düzenlemek… *** Bunun için de etkili bir ayın organı gerekiyordu. Başkan Soyer’in öneri götürdüğü Halk TV bu özel kampanyaya desteğini esirgemedi, tüm olanaklarını seferber etti ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte bir yardım gecesi düzenledi. Öncelikle şunu söylemeliyim, bir iki teknik aksaklığın dışında, son derece mütevazı, şovdan ve yapmacık tavırlardan uzak, saygılı bir yayın izledik. Halkın tüm sadeliğiyle, tüm samimi duygularıyla katıldığı gece, aslında, sivil toplumun gücünün ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Kadirşinas Türk toplumu, dayanışırsa, nasıl etkili bir güç olduğunun farkında vardı. Baştan sona samimi bir havada, yardım için telefonların kilitlendiği bir geceye ev sahipliği yaptı İzmir… İzmir Büyükşehir Belediyesi, depremzedeyle bağışçı arasında köprü oldu. Bu kadim şehrin yaşam felsefesine uyan bir yayın politikasıyla da, 28 bini aşkın depremzede, 4 saat gibi kısa bir sürede kira ve geçici bir süre konaklayacakları yuvaya, çadıra ve konteynere sahip oldu. Gecenin sonunda ulaşılacak hedef olan 28466 depremzedeye yardımda artıya geçildi. Hedefin üstünde bağış toplandı. Sadece vatandaşlarımız değil, yurt dışından pek çok ülkenin belediye başkanlarının da katıldığı, siyasi parti liderlerinin duyarsız kalmadığı özel saatlerdi yaşanan… *** Yardım kampanyalarını karşılaştırmak, ocu, bucu demek hoş değil, önemli olan halkın yalnızlığına, çaresizliğine derman olmak… İzmir’in önderliğinde yapılan “Bir Kira Bir Yuva”nın daha içten, daha gerçekçi, daha samimi bulduğumu söyleyebilirim sadece… Bu gece gösterdi ki toplumumuz ayrıştıranın değil, bütünleştirenin yanındadır daima… Ne demişti Başkan Soyer: “Afetler, insanların birbirine olan ihtiyacını hatırlatıyor. Dilerim ki bu hissiyat unutulmaz ve birbirimize ihtiyacımız olduğu gerçeği hafızalarda yer almaya devam eder." Özetle, ben de gurur duydum ve destek verdim bir İzmirli olarak bu benzersiz kampanyaya… Emeği geçen herkesin ellerine, yüreklerine sağlık… Öncelikle, sesiyle, yorumuyla 'Ne ağlarsın, benim zülfü siyahım" dizeleriyle yüreklerimizi titreren Cem Adrian müthişti. Halk TV yönetimine, İsmail Küçükkaya ve ekip arkadaşlarına minnettarız. İzmir budur, liderliğin her alanda yakıştığı şehirdir… Ülkesinin hangi köşesinde olursa olsun insanının yalnızlığını, çaresizliğini paylaşandır. Kara gün dostudur. Ne mutlu dayanışma ruhumuza… ----------- Hürol DAĞDELEN [email protected]