Türkiye’nin ilk sakin şehri Seferihisar

Şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, 2019’dan önce Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, 2009’da Türkiye’ye yeni bir kavramı sundu: Cittaslow! Sakinşehir anlamına gelen Cittaslow, Akdeniz ve İtalya kökenli bir türetme sözcüktü. Büyükşehrin stres ve kargaşasından bıkmış, gürültü, kirlilik ve kabalıktan yılmış, yapay ve sağlıksız yiyeceklerden, hareketsizlikten bir sürü araz sahibi olmuş insanlara yeni bir seçenek sunuluyordu. Seferihisar, konuşlanması ve genel yapısı itibarıyla tipik bir Akdeniz/Ege kasabasıydı. İzmir’e yakın ve fakat nüfusu az. 49 kilometrelik sahil şeridi, dağları, ormanları, barajı ve çeşit çeşit tarım ürünleri olan şirin bir ilçe. Ege’deki 12 İyon kentinden de biri. Dünyanın ilk sanatçı sendikasının kurulduğu, sanatçıların aidatlarıyla Teos’ta anfi tiyatro yaptırdıkları yer. “Yavaşlığın düzeyi anımsamanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Bir şey anımsamak isteyen huzurlu bir insan yavaş yürür. Az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmak isteyen kişi ise elinde olmadan adımlarını hızlandırır.” Ünlü Çek yazar Milan Kundera söylemiş bunu. Genellikle orta gelirli kesimlerin tatil ihtiyacını karşılayan halk plajlarına ve konaklama yerlerine sahip Seferihisar, Tunç Başkan ile birlikte bu kavramı sahiplendi. Aradan geçen 13 sene zarfında Seferihisar’ın öncülüğünde (Seferihisar ilk sakinşehir olarak diğerleri için referans yetkisine sahip) başlayan bu yeni akım sonucu doğusundan batısına kuzeyinden güneyine Türkiye ve KKTC genelinde 21 Cittaslow/sakinşehire ulaşıldı. Sonuncusu bu yıl başlarında Erzincan’ın Kemaliye ilçesi oldu. Cittaslow Uluslararası Başkan Yardımcısı unvanını da taşıyan Tunç Soyer, 2019’da Büyükşehir’e seçildikten sonra, Cittaslow kavramını ilk kez bir büyükşehire uyarlamak için kolları sıvadı. Geçen yılın haziran ayında İzmir, dünyanın ilk ve tek Cittaslow metropolü unvanını kazandı. Bu kapsamda Eylül ayında uluslararası çapta Terra Madre fuarı İzmir’de düzenlenecek. Gelelim hikayenin başladığı Seferihisar’a... Egeli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz ile birlikte geçen hafta Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin’in konuğu olduk. Bir saatlik samimi bir sohbet yaptık. Yetişkin, aynı zamanda Cittaslow Türkiye Koordinatörü görevini de yürütüyor. Seferihisar’ın artan popülaritesi Türkiye’nin ilk sakinşehirini hızlandırırken, İsmail Başkan var gücüyle Seferihisar’ın yeni bir “Kuşadası” olmaması için, denizin toprağın temiz kalması için çalışıyor. Orta kesimlerin tatil yeri, emeklilerin son adresi olarak gözde bir seçenek olan Seferihisar’da göç ve mecburi tercih kaynaklı aşırı bir yapılaşma baskısı var. Malesef Belediye başkanı yetkileri o kadar kırpıldı ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınan izinlerle şakır şakır bina dikilebiliyor, araziler imara açılabiliyor. Mesela TOKİ Sığacık girişinde bin konutluk proje yapıyor, hatta bitiriyor. Seferihisar’ın yerlisi İsmail Başkan, bir taraftan “dönemin ruhu” olan betonlaşmaya karşı savaşırken, öte yandan Sığacık’taki marinanın yayılmacılığına karşı mücadele ediyor. Bize dedi ki, ‘Şu anda orada 500’ün üzerinde yat var. Tekneyle geliyorlar. Tekneyi oraya bağlıyorlar, alışveriş merkezlerine giriyorlar. Sonra tekrar denize açılıyorlar. Dönüşte de pisliğini bırakıp gidiyorlar Seferihisar’dan. Şimdi böyle bir olumsuz tablo üzerine bir de 250 yatlık ek bölüm yapılmak isteniyor. Yapmak istedikleri yer ile tam Körfez’in girişini kapatıyorlar. Girişi kapattığın anda orada sirkülasyon olmayacak. O yatların mazot atığı gibi ne kadar pisliği varsa denizin altına gidecek. Oradaki balık popülasyonu bozulacak. Zaten orası balıkların üreme alanları. Orada bu yatların pisliği nedeniyle müthiş bir koku başlayacak. Sığacık ve çevresinde deniz girilemez hale gelecek.” Marina genişletimesine ÇED hemen verilmiş, Türkiye’nin organik tarım merkezlerinden Seferihisar Orhanlı’ya –ünlü Erkence zeytinini bitirecek - JES, GES ve RES projelerine de öyle. Merkezi yönetim saldırıyor, CHP’li Belediyeler korumaya çalışıyor. İsmail Başkan da onlardan biri ve mesaisinin büyük bir kısmını buna harcıyor. Tüm bunlara rağmen Seferihisar’da mavi bayraklı plaj sayısını 8’den 10’a çıkarttı. Bu plajlar İzmir ve çevre illerden gelen vatandaşlar için neredeyse tek denize ulaşım şansı. Bir de İyon Kentleri projesi var. Ege’deki 12 İyon kentinden ikisi Seferihisar’da, Teos ve Lebedos. Bunlar çok büyük hazineler ve eğer Sakız ve Sisam’dakiler de katılırsa, Ege’de büyük bir turizm potansiyeli oluşur. Buna naçizane bir katkı da ben koyayım; Mısır’daki terör saldırıları sonrası yazdırılan tarihi macera romanları çok etkili olmuştu. Biz de bu İyon kentleri ve 12 Meryem Ana kiliseleri türünden buna benzer bir şey yaparsak çok etkisi olur. Dan Brown’un bu konuda bir kitap yazdığını düşünün! Gerçi bu konuda ilk adımlar atılmış bile. Ünlü yazar Ahmet Ümit’in 12 İyon kentinden biri olan Bergama’yı anlattığı “Kayıp Tanrılar Ülkesi” bu açıdan çok önemli. Umarım devamı da gelir. İsmail Yetişkin Başkan ile sohbetimizde bir de nüfus meselesi öne çıktı. Resmi rakam 52 bin. Merkezi hükümet bu rakama göre bütçe veriyor. Oysa Seferihisar’da kışın 100 bin, yazın 400 bin kişi yaşıyor. Yani ortalama 250 bin kişiye, 52 bin kişinin parasıyla hizmet götürülmeye çalışılıyor. Başkan Yetişkin, yazlıkçılara ve ikametini aldırmakta üşengeçlik yapan emeklilere mümkün mertebe birinci adreslerini Seferihisar’a aldırma çağrısı yapıyor, bizden duyurması.