Kokmasın diye İzmirlinin 1.5 milyar dolar harcadığı Körfez kaçak deşarj kurbanı  

Bürokratları, İzmir’in merhum Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın önüne göreve seçildikten sadece bir ay sonra 1999 yılı Mayıs ayında bir proje koydu. Söz konusu proje İzmir’de o güne kadar gerçekleştirilen en büyük altyapı projesi olan Büyük Kanal’dı. Masada iki seçenek vardı. Birinci seçeneğe göre o güne kadar 30 yıldır devam ettiği gibi pis su ve yağmur kanallarının ayrı yapım işleri devam edecekti. Ama bu durumda İzmir Körfezi’ne en azından 30 yıl daha evsel ve sanayi atığı akmaya devam edecekti. Ayrıca projenin maliyeti de o günlere göre belediye bütçesinin 10 katından daha fazla olacaktı. İkinci seçeneğe göre ise pis su ve yağmur suları aynı borulardan akacaktı. Böylece, kanalizasyon atıklarını Çiğli’deki Arıtma Tesislerine ulaştıracak sistem birkaç yıl içinde tamamlanacaktı. Yağmur suyu kanalları da sonraki yıllarda tamamlanacaktı. *** Ahmet Piriştina, dönemin İZSU Genel Müdürü ve Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Fehmi Mani’nin önerisiyle kentin kaderini etkileyecek kararını verdi. İkinci projeyi seçti. Göreve geldiğinde Konak Vapur İskelesi’nden Güzelbahçe’ye kadar 1 metre bile Büyük Kanal borusu yoktu. Güzelbahçe’de kanalizasyon sistemi bile yoktu. Atıklar foseptik çukuru yöntemi ile hallediliyordu. Hepsi tamamlandı. Yüksel Çakmur’un büyük emek verdiği, Burhan Özfatura’nın “Tamamlamak için gerekirse belediye binasını bile satarım” dediği projede mutlu sona ulaşılmıştı. 2002 yılı Kasım ayında İzmir’in evsel ve sanayi atıklarının tamamı artık ileri biyolojik arıtma tesisine ulaştırılıyordu. Dünyanın en büyük çevre projesi 30 yıl sonra nihayet tamamlanmıştı. *** Büyük Kanal Projesi’nin tamamlanarak devreye alınmasının üzerinden bir yıl geçmişti. 2003 yılının yaz aylarıydı. Telefonum çaldı. Arayan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin merhum Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’ydı. “Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi ile Kordon’dayız. Burada çok önemli bir haber var. 15 dakika içinde gelirsen kaçırmazsın” dedi.  O yıllarda Kordon’un düzenleme çalışmaları henüz yeni tamamlanmıştı. Bu konuyla ilgili bir gelişme olduğunu düşündüm. Kordon’a ulaştığımda Piriştina ve İzgi denizi seyrediyordu. Piriştina beni görünce hemen konuya girdi. “Denizin dibi görünüyor” dedi. Gerçekten de dikkatli bakınca eskiye göre oldukça iyileşme olduğu aşikardı. Ama bunu fotoğrafa yansıtmak önemliydi. Formülü Erdal İzgi buldu. “Çay tabağı atalım” dedi. Priştina’nın attığı tabak denizin dibine doğru hareket ederken fotoğrafını çektim. Bir metre ilerlediği halde tabak hala görünüyordu. O gün 30 yıllık çabanın ilk sonucu alınmıştı. Dönemin belediye başkanları Osman Kibar, İhsan Alyanak, Burhan Özfatura, Yüksel Çakmur ve Ahmet Piriştina’nın büyük emek verdiği Büyük Kanal Projesi 20 yıldır hizmet veriyor. Aziz Kocaoğlu ve Tunç Soyer dönemindeİzmir’in neredeyse her ilçesine kazandırılan paket arıtmalarla sisteme büyük katkı sağladı. İzmir Körfezi’ne kirlilik akmaması için 40 yılda harcanan para 1.5 milyar doları aştı. Bu bedelin tamamı İZSU’ya ödenen su faturalarıyla finanse edildi. Tüm bu çabalarla İzmir Türkiye’de arıtma konusunda açık ara uzun süredir en önde olan kent konumunda. Türkiye’deki arıtılan suların yüzde 25 gibi önemli bir oranını İzmir’de arıtılan sular oluşturuyor. TÜİK verilerine göre İzmir, Avrupa Birliği standartlarında arıtma sayısı, kişi başına düşen atık su arıtma miktarı ve AB standartlarında arıtma oranı ile Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. Son yıllarda İzmir Körfezi’nin flora ve fauna bakımından son derece zenginleştiği açıkça görüldü. Temiz suları seven Akdeniz’e özgü; deniz tavşanı, tüplü boru kurdu, endemik taş mercanları, horozbina balığı, deniz atı gibi birçok canlı türü artık İzmir Körfezi’nde yaşıyor. Son olarak “Janolus cristatus” cinsi kabuksuz deniz salyangozunun bile fotoğrafı çekildi.  *** Bir de madalyonun diğer yüzü var. Tüm çabalara ve harcanan dev bütçelere rağmen İzmir’de koku sorunu ne yazık bir türlü çözülemedi. İki hafta önce bu konuyla ilgili çarpıcı bir olay yaşandı. İzmir Şehir Hastanesi inşaatının atıklarının kaçak şekilde kanallara döküldüğü suçüstü yapılarak tespit edildi. Büyük Kanal Projesi tamamlandığında İZSU Genel Müdürü olan Hasan Fehmi Mani de Egeli Gazete’ye yaptığı açıklamalarda da aynı konuya dikkat çekti. Mani, İzmir’deki kokunun ana kaynaklarından birinin kaçak deşarjlar olduğunu söyledi. Büyük Kanal Projesi dünyanın en büyük çevre projesi. İzmirli ödediği su paralarıyla üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Evsel atıkların Körfezi kirletmesi önlendi. Ama kaçak deşarjlar önlenemedi. Öyle ki Devlet kurumlarının bile kaçak deşarj edildiği belgelendi. Kokmasın diye İzmirlinin su faturalarıyla 1.5 milyar dolar harcadığı Körfez ne yazık ki  kaçak deşarj kurbanı oldu.