Çin ve Rusya ABD hegemonyasını sarsıyor

Geçenlerde yazdığım yazıda da ifade ettiğim gibi dünya artık ABD ve Avrupalıların tepeden bakmalarından bıktı usandı. Sanki dünyayı kendileri yaratmışlar gibi üsttenci söylemleri ülkelerin yöneticilerine de halklarına da artık gına getirdi. Önce Avrupalılar Kuzey ve Güney Amerika kıtasını işgal ederek oradaki yerli halkları katlettiler. Ardından Avustralya, Yeni Zelanda’ya giderek yerlilerin kökünü kuruttular. Son olarak ABD ile birlikte Afrika’yı keşfederek hem katliamlar yaptılar hem de yüzbinlerce insanı köle olarak ülkelerine getirip ölümüne çalıştırdılar. Bugün ABD ve onun gölgesinde iş çeviren İngiltere ile İsrail; Afganistan, Suriye, Irak, Libya, İran, Tunus ve Mısır’da milyonlarca insanın canına mal olmasına ve bir o kadarının da yaralanmasına, evsiz kalmasına neden olacak şekilde yönetimleri değiştiriyor ya da değiştirmeye çalışıyorlar. Bütün bunların yanı sıra ABD, Brezilya’da olduğu gibi bazı Güney Amerika ülkelerinde de beğenmediği ülke yönetimlerine karşı darbe üstüne darbe yapıyor. Çin barışı… Bütün bunların amacı Çin, Rusya ve son olarak de Suudi Arabistan nedeniyle sarsılan hegemonyasını devam ettirmek. Devam ettirmek istiyor da… …artık ülkeler onu dinlemiyorlar. Son olarak, Çin’in Ortadoğu hamleleri karşısında çaresiz kaldılar. Her ne kadar Çin’in hamlelerini baltalamaya kalkışsalar da bir yandan ABD’nin ölüm-yıkım getiren politikaları diğer yandan Çin ve Rusya’nın içişlerine karışmayan barışçı hamleleri ülkeleri barıştan yana tavır koymaya yönlendiriyor. Çin ve Rusya’nın hamleleri sayesinde Suudi Arabistan ile İran, İran ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ile Yemen barıştılar. Suriye, Arap birliğine yeniden dönüyor, Suriye ve Mısır ile Türkiye normalleşme için görüşüyorlar, Suudi Arabistan Şangay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) gözlemci ülke olarak kabul ediliyor.   Asya’da oyun kurucu: Rusya… Orta doğudaki bazı ülkeler ile İran, Kafkasya, Tacikistan, Moğolistan ve diğer Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, tek başına Asya’daki toprakların yarısından fazlasına sahip olan Rusya’nın (Çin ile birlikte Asya’nın üçte ikisine sahipler) etki alanı içerisindeler. Hindistan, Bangladeş, Afganistan ve Pakistan’la da iyi ilişkileri var. Dünya nüfusunun yaklaşık üçte birine sahip olan Çin, Hindistan ve Rusya’ya, Güney Amerika, Afrika ve diğer Asya ülkeleri de eklemlendiğinde dünyanın üçte ikisi çok kutuplu bir dünyayı savunuyorlar. Dolar hedefte… İşte gerek Orta Doğu’da gerek Asya’da gerekse de dünyanın diğer bölgelerinde oluşturdukları politikaların verdiği özgüvenle Rusya ve Çin şimdi de… …dünyanın para birimi haline gelen ABD dolarını hedef alıyorlar. ABD’nin küresel egemenliği ayni zamanda ticari dolar sistemine de dayanıyor. Suudi Arabistan gibi bazı OPEC (petrol üreten ülkeler) ülkelerinin başka para birimlerinde petrol satmaya karar vermesi, Çin’in Fransız Total Energies şirketinden satın aldığı 65 bin ton sıvılaştırılmış doğalgaz parasını kendi para primi olan yuan ile ödemesi, Suudi Arabistan’ın Çin’e sattığı petrolün karşılığında yuanı gündemine alması, küresel ekonominin yüzde 25’ini oluşturan BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkelerinin bir süredir kendi aralarındaki ticarette dolar dışı paralara geçmeyi konuşması, Çin’in Rusya’yla, Rusya’nın Hindistan’la kendi para birimleri üzerinden ticaret yapmayı konuşmaları ve son olarak Brezilya’nın Çin ile ticaretini dolardan yuana taşıma kararı,  ABD’nin dünya ticaretindeki dolar krallığını sona erdirmeyi amaçlıyor. Buna karşılık ABD dünya ülkelerini demokrat ve otokrat yönetimler diye ikiye ayırıyor. Bir örnekle hatırlatalım, daha birkaç ay önce Pakistan’ın seçilmiş başbakanını istifa ettirdiler. Şüphesiz demokrasi insan onuruna yakışır bir düzen olmakla birlikte bunlar sadece kendilerine demokratlar. Nokta…   Prof. Dr. Harun Raşit Uysal Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi e mail;[email protected]