Savaşın Türkiye’ye ilk faturası: Ekmek, ayçiçek yağı ve süt fiyatlarında artış

Herkesin beklediği üzere Rusya Ukrayna’ya saldırdı ve savaş başladı. Harekatın henüz on ikinci saatinde Rusya Ukrayna’yı adeta felç etti. Bir günde Ukrayna’nın neredeyse bütün askeri üslerini, uçaklarını, İHA-SİHA’larını, askeri tesislerini, helikopter ve zırhlı araçlarını vurarak elini kolunu bağladı. Ukrayna emperyalist ABD’nin, NATO’nun ve Batının oyununa geldi. Diğer yandan savaş henüz başlamışken Çin ve İran, Rusya’yı destekleyen açıklamalar yaptılar ve bu da Rusya’nın elini rahatlattı. Her iki ülkenin de destek açıklaması yapması gayet normal, çünkü her ikisi de ABD’nin hedefinde. Banka hesaplarına karşılık doğalgaz… Sonuçta ABD ve Batı Ukrayna’yı sahada yalnız bıraktı, savaşı sadece ekonomik yaptırımlar uygulayarak seyretmeye başladı. Hesaplarının dondurulacağını, şirketlerine ambargo konulacağını Rusya yönetimi mutlaka düşünmüştür. Buna karşılık Rusya’nın da doğalgaz gibi çok önemli bir kozu bulunuyor. Doğalgaz marifetiyle Rusya neredeyse bütün Avrupa’yı boru hatlarının vanalarına bağlamış durumda. Avrupa’nın adeta altı örümcek ağı gibi Rus doğalgaz boruları ile örülmüş. Savaş nedeniyle bırakın kesmeyi, akışı azaltsa bile Batı ne yeterince elektrik üretebilir ne de ısınabilir. Bu da önce yüksek enflasyon, devam ederse de ekonomik durgunluk olarak Avrupa’ya geri döner.   ABD’ye güvenirsen…   Sonuçta, Ukrayna halkı demeyelim, Ukrayna’nın Neonazi yönetimi ABD’ye güvenmenin bedelini ödüyor. Daha altı ay önce ABD yirmi yıl boyunca işbirliği yaptığı Afganistan’daki müttefiklerini yüzüstü bırakmadı mı, yandaşları uçağın tekerlekleri altında ezilmediler mi? Şimdiden söylüyorum, Ukrayna’dan sonra yalnızları oynama sırası Suriye’deki müttefiklerine gelecek. Sonuçta ABD’nin dünyadaki hegemonyası artık gittikçe zayıflıyor, NATO’nun ne kadar işlevsiz olduğu görüldü ve AB dağılma sürecine girdi. Rusya ve Çin bunu görmüyor mu sanki?   Bence eğer altında başka şeyler yatmıyorsa, ABD, Çin yerine Rusya’yla didişerek büyük bir stratejik hata yapıyor. Çünkü ABD’nin esas rakibi Çin. Gelecek on yılda belki ABD yerine dünya Çin’in hegemonyasıyla tanışacak. Dünyanın tedarikçisi olan Çin, gerçi kovid ile yavaşladı ama yine de büyüyor. Elinde de önemli miktarda ABD tahvili bulunuyor. İstese ABD ekonomisini felç eder. Belki de onun için ABD bugünlerde Çin’i göz ardı ediyor. Yine de kamuoylarına sunacakları bir düşman gerekiyor, bu günlerde bu Ukrayna’nın kolaylaştırıcılığıyla Rusya oluyor.   Rusya buğday tedarikçimiz…   Birazda ABD projesinin, Türkiye tarımı ve gıda fiyatlarını nasıl etkileyeceğine bir bakalım. Türkiye Rusya'dan önemli miktarda tarım ürünleri satın alan bir ülke konumunda. Örneğin son bir yılda önemli oranlarda buğday, ham yağ, arpa, kepek, baklagil ve küspe satın alırken, Rusya’ya yaş meyve ve sebze sattı. Yine Türkiye Ukrayna’dan başlıca buğdaygiller, gıda endüstrisi kalıntı ve atıkları, yağlı bitkilerin tohumları ve meyvelerini ithal ediyor.   Ekmek zamlanır…   Savaş devam eder ve her iki ülke de ihracatı durdurur, kısıtlar, ya da tedarik yollarını kapatırsa tüketici ekmeği, ayçiçek yağını, fasulyeyi, süt ürünleri ile eti daha pahalıya tüketir. Doğalgazda yaşanacak olan akış sorunları nedeniyle doğalgaz fiyatı artar. Türkiye daha pahalıya doğalgaz ve elektrik kullanmak zorunda kalır. Bu da tarımdaki enerji maliyetlerini arttırarak tüketicilerin daha pahalıya gıda satın almalarına neden olur. Rusya Türkiye’den önemli miktarda yaş meyve ve sebze ithal eden bir ülke. Savaş nedeniyle olabilecek kısıtlamalar ve gıda tedarik zincirindeki kopmalar bu ürünlerin ihracatını kısıtlar, bu da ülkeye döviz girişini azaltır, Türkiye Londra’daki tefecilere muhtaç hale gelir. Bir de savaş nedeniyle turist gelmezse, cari açık iyice büyür, dolar tedariki yüksek faizlerle gerçekleşir, döviz yükselir, tarım maliyetleri artar ve ekmek yine zamlanır. Bu durumda gıdaya erişim de zorlanır…   Prof. Dr. Harun Raşit Uysal Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi e-mail;[email protected]