Cemil Tugay’ın İzmir planı

Konuşmasına başlarken, iki siyasetçiye teşekkür etti:

İlki bir önceki dönem, Karşıyaka Belediye Başkanlığı adaylığını onaylayan Tunç Soyer’e…

İkincisi kendisini Karşıyaka Belediye Başkanı adayı olarak gösteren Kemal Kılıçdaroğlu’na…

Bir vefa borcunu ödemekten kaçınmaması önemli bir puan...

Neler anlattığına gelince...

Önce, bir sakin güç olduğunu hissettirdi.

Sonra mütevazı, esprili, samimi ve pozitif bir duruş sergiledi. Toplantının başında da bitiminde de bu duruş hiç değişmedi.

Ege insanı gibi, ılık bir meltem estirdi salona… Herkes dikkat kesildi.

İzmirli eğer oyunu kendisine verirse, bu kişilik yapısının değişeceğini sanmam.

Yönetici olarak bunda “kararlı olacağı” izlenimi veriyor.

Zira, insan odaklı programını anlattığı her adımda, sözcükleri ağzında gevelemeden net bir şekilde dile getirdi.

Kimse yanındakine “ne demişti” diye sormadı.

Anlattığı hayatına dair öyküler ilgi çekti.

Tutkulu, inançlı, rahat ve duru kimliği, geleceği hakkında fikir veriyor aslında…

O bir İzmirliydi…

Kollarını sıvar belki ama hoyrat olmaz, kimliğini sertleştirmez.

Masaya yumruğunu vururken bile sakin bir güçtür…

**

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdiği Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, 5 yıllık görev sürecinde, neler yapacağını, yönetim ilkelerinin ne olacağını dile getirdiği proje tanıtım toplantısı, Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

İlginç bir rastlantı, aynı toplantıyı Tunç Soyer 2019’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne başkan adayı olduğunda da burada yapmıştı.

9 başlıkta topladı Tugay projelerini… İnsan odaklı hizmet amacı güttüğünü ısrarla vurguladı ve her sözünde İzmir’i geleceği taşıyacak projelere önem verdiğini hissettirdi.

Ve bu değişim modelini tek bir başlıkla özetledi: Yeni nesil belediyecilik

Bu daha çok, dünyayla entegre olmuş, güçlü liderliği ortaya çıkaran bir sistem…

Görevi başında Tugay’ın bunu ne kadar başaracağını göreceğiz.

***

Projelerinde öncelik deprem ve kentsel dönüşüm çalışmalarında...

Enerji yatırımlarını artıracak projelerini, mühendislerle el ele verip daha geniş bir alana yaymayı planladığını söyledi.

Su fiyatlarını düşüreceğini, bunun için gerekli çalışmaları yapacağını vurguladı.

Belediye hizmet binasının en kısa zamanda eski yerinde yeniden inşa edileceğini anlattı.

Yapay Zeka Dairesi Başkanlığı kuracağını belirtti.

Karşıyaka İskelesi, Elektrik Fabrikası, Halkapınar İstasyonu’nun yaya ağırlıklı olarak yeniden düzenleneceğini, Karşıyaka Stadı için en kısa zamanda çözüm üretecekleri sözünü verdi.

Örnekköy Tramvayı, Şehir Hastanesi’ne monoray, metrobüs ve deniz taksi projeleriyle İzmir’e farklı bir yaşam kültürü getireceğini vurguladı.

Harmandalı Çöp Depolama tesisinin kapatılacağını, onun yerine çöp yakma modelini hayata geçireceklerini söyledi.

Ve daha birçok proje…

Bu projeleri hazırlarken, daha önce görev yapmış büyükşehir belediye başkanlarının hangi vizyonundan esinlendiğini de isim isim sıralamayı unutmadı.

Ben şunda takıldım: Yapımı yılan hikayesine dönen, Mavişehir Opera Sarayı’dan vazgeçileceği sinyalini almış olmam…

Cemil Tugay, opera binasının çok masraflı olacağı iddiasıyla burayı bir kongre merkezi olarak hayata geçirebileceklerini iletti.

Bunun için de kamuoyunda bir anket çalışması yapılacağını anlattı.

Kültür ve sanat alanında çok iddialı olduklarını söyleyen Tugay’ın böyle bir tartışmayı gündeme getirmesine bir anlam veremedim.

Geçmiş dönemde Aziz Kocaoğlu’nun muhteşem projesi olan Mavişehir Opera Sarayı’ndan vazgeçilmesinin, İzmir’i “sanat kenti” markası yapacak bir çalışmanın yok edilmesi olarak görürüm.

Hele, opera sanatçılarının yıllardır göçebe gibi, bir orada bir burada temsil verdiklerini düşündükçe…

Onlar bu dev atmosferi, yıllardır heyecanla bekliyordu.

Bugün gidin Viyana’ya, gidin Paris’e muhteşem opera binalarıyla anılırlar…

İzmir’i bundan mahrum etmeyin.

***

Yaklaşık 5 milyonluk bir şehri yönetmek zordur… Hayatınızı adamanız gerekir. Bir sevda işidir.

Bu yüzden başkanı seveni de çok olur, eleştireni de…

Yönetici olmanın kaderidir bu… Elini taşın altına koyan herkes yaşar.

Bir gazeteci olarak inancım, Cemil Tugay’ın İzmir’in geleceğini kurgularken, akılcı adımlar atacağı yönünde…

Bekleyip göreceğiz.

Son bir not: Bu tür toplantılarda hep yaşamışımdır gazeteciler genellikle arka sıralarda, küçük bir alana sığıştırılır; protokol partililer ve yöneticilerindir.

Burada öyle olmadı.

Gazetecilere önden ilk üç sıra ayrılmıştı. Cemil Tugay’ı daha net izleme imkanıydı bu… Ne Tugay gazetecilerden uzak kaldı, ne de gazeteciler başkan adayını yakın gözlemleme fırsatından..

Çağdaş ülkelerde olması gereken bir bakış açısı…

Bir İzmirliye de bu yakışır.

---------

Hürol Dağdelen

[email protected]