Milletvekilli adayları bu kadar duyarsız kalırsa İzmir bir 16 yıl daha 100 ton radyasyonla yaşar

İzmirliler 100 ton radyasyonlu atıkla 16 yıldır yaşıyor. Yer altında ise ne kadar radyoaktif madde olduğu bilinmiyor. Alanda yapılan ölçümde, normal değerin 7 bin 291 kat radyasyon tespit edildiği açıklandı. İzmir’i nükleer bir çöplüğe çeviren olayın gelişimi şöyle: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu(TAEK) 3 Nisan 2007’de Gaziemir Akçay Caddesi üzerindeki bir fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit etti. Raporlara göre radyasyon fabrikanın nükleer santrallerde kullanılan nükleer çubukların eritilmesiyle oluşmuştu. Fabrikada ‘radyoaktif kaynak’ olduğu ve bu malzemelerin Türkiye’de bulunmadığı belirtildi. Radyasyonun ‘Europium 152’ adı verilen bir malzemeden bulaşmış olabileceği bu malzemenin de nükleer santrallerde kullanıldığı ve Türkiye’ye getirilmesinin de yasak olduğu ifade edildi. *** TAEK 8 Eylül 2008’de gönderdiği yazıda fabrikada yapılan ölçümlerde depolama sahasında, fırın bölgesinde ve kapalı istif sahasında radyoaktif madde bulaşmış atık tespit edildiğini bildirdi. Radyasyonlu atıkların bulunduğu yerlerin acil olarak karantina altına alınması gerektiği vurgulandı. Tehlikeli atıkların 100 tonun üzerinde olduğu tahmin edildi. Toprak altına gömülen miktarı ise kimse bilmiyordu. Yani birileri göz göre İzmir’i nükleer çöplüğe çevirmişti. *** Türkiye’de radyoaktif maddelerle ilgili teknik bilgi ve yeterliliğe sahip tek yetkili kurum Türkiye Atom Enerjisi Kurumu. Ama İzmir’deki sorunu çözemeyen TAEK 3 yıl önce tehlikeli atıkların bulunduğu alandan çekildiğini resmen açıkladı. TAEK’in yazısında şu ifadelere yer verildi: “Kurumumuza bağlı Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi ile ilgili firma arasında 28.04.2014 tarihinde radyoaktivite bulaşmış atıkların ayrıştırma işlemine yönelik olarak proses geliştirme ve radyasyondan korunma konusunda bir protokol yapılmış olup protokolün süresi 28.04.2015’te sona ermiştir. Bu tarihten sonraki faaliyetler TAEK’in bilgi ve gözetiminde değildir.” *** İddia falan değil. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun(TAEK) raporuna göre Gaziemir’de en az 15 yıldır nükleer atıklar var. Ama anlaşılmaz bir durum daha var. İnsan sağlığına en olumsuz etkiyi yapan radyasyonlu atıkların varlığı 15 yıldır resmi raporlarla sabitken bu güne kadar İzmirlilerin bu durumdan nasıl etkilendiği hiç araştırılmamış. Bu konuda ne bir rapor ne de en ufak bir bilgi var. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda geçen yıl İzmir Büyükşehir Belediye Meclisine bu sonuyla ilgili bir önerge verdi. Önergede,  “Söz konusu alanda bulunan nükleer atıklar sadece Gaziemir’i değil, tüm İzmir’i tehdit etmektedir. Bu atıklar tüm İzmir’in havasını, suyunu ve toprağını zehirlemektedir. Sahanın yakın alanlarında yer altı suları analiz edilmelidir. Söz konusu atıkların içme sularına etkisi ile İzmir Körfezi’ni hangi oranda etkilediği ortaya koyularak tüm bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Uzun yıllardır bölgede yüksek ve tehlikeli kirletici unsurlar bulunduran nükleer atıklar mevcut durumda halk sağlığı üzerindeki etkisi ise henüz hiç raporlanmamıştır” ifadeleri yer aldı. İzmirlilerin içtiği su bile radyasyon tehlikesi altında. Belki de radyasyon içiyoruz ama haberimiz yok. Bunun garantisini araştırma yapmadan ve gerekli raporları kamuoyunun önüne koymadan kimse veremez. *** Gaziemir’de 100 ton radyasyonlu atıkla yaşanması kuşkusuz İzmir’in en önemli yaşamsal sorunu. Çernobil Nükleer Felaketi’nin 37. yılında İzmir’in Çernobil’i olarak bilenen alanda  CHP İzmir Milletvekili Adayı Helil İnay Kınay'ın girişimleriyle Gaziemir Belediyesinin öncülüğünde açıklama yapıldı. Alanın temizlenmesi için yıllardır mücadele veren Gaziemir belediye Başkanı Halil Arda, “CHP iktidarında bu alanı temizleyeceğiz” dedi. Halkın ve Kemal Kılıçdaroğlu gönüllülerinin olduğu alanda Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi eski Başkanı ve CHP İzmir Milletvekili listesinden 11’inci sırada adayı olan Helil İnay Kınay dışında hiçbir siyasi temsilci yoktu. Konuyla ilgili daha önce herhangi bir milletvekilinin açıklaması da duyulmadı. İzmir’in en önemli yaşamsal sorunu hakkında her partiden milletvekili adaylarının bu kadar sessiz olması gerçekten çok garip. Daha seçilmeden İzmir milletvekilleri kentin bu yaşamsal sorununa bu kadar ilgi gösterirse bir 16 yıl daha radyasyonla yaşamaya devam ederiz.