Üzüm buğusu gibisin sen İzmir’im…

Kali Oreksi, Rumcası… Anuş Illa da, Ermenicesi’dir AFİYET OLSUN’un… Ne alâka?.. Kel alâka filan değil, bol alâka!.. Sevgili Dostlar… Dünya genelinde 20’den fazla üzüm türü bulunur. Üzümler, asma adı verilen ağaçlarda yetişir. Asmanın anavatanı Türkiye’dir. Türkiye’deki merkez de, İzmir ve Ege’dir. Bugün için İzmir’de kaç kişi kaldılar, bilemiyorum… Ama, inançlarına saygılı Ermeniler ve Rumlar için ama çok özel ve önemlidir dün ve bugün. Ermeniler’in Pagan dönemlerde gerçekleştirdikleri ‘khağoğorhnek’ (üzüm kutsama), yani bağbozumu şenliklerinin Hristiyan geleneğindeki Meryem Ana’nın göğe yükselişi yortusuyla birleşmesiyle bugünkü şeklini alan Surp Asdvadzadzin, bu yıl 14 Ağustos Pazar gününe rastladı. Ortodoks kiliselerinde üçüncü büyük yortu olan Azize Meryem’in Göğe Yükselişi ise bugün. Bir zamanlar Anadolu’da sera üretimleri gibi şeyler yokken, üzüm’ün ham olarak hasat edilmemesi için üzümler bu Yortu’da kutsanır ve yenmeye başlanırdı. Bugün de koyu Hıristiyanlar, üzüm yemeye 15 Ağustos’tan sonra başlarlar. Refik Halid Karay ‘Üç Nesil Üç Hayat’ta üzüm’ü çok güzel kullanır: “…peçe gitgide inceleşti, hafifleşti, kısaldı, her vesile ile açılır indirilmez hale geldi; baş üstünde bir süse döndü. hatta indirildiği vakit de yüz kusurlarını örtmeye, çehreye buğusu üstünde bir üzüm letâfeti vermeye başladı...” Rahmetli Aysel Gürel’in sözlerini yazdığı Firuze’yi dinlerken de yumarım gözlerimi… Firuze, olur İzmir kulaklarımda: “Kıskanır rengini baharda yeşiller.,. Sevda büyüsü gibisin sen İZMİR Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu… Üzüm Buğusu gibisin sen İZMİR…”