Kapatalım bu konuyu

Saptı… Gereksiz ve anlamsız boyutlara uzandı. Anladınız neden söz ettiğimi… Merhum Hamdi Türkmen… Ve nekrologist Nedim Atilla. Nedim… Birinin gazeteciliğini beğenirsin, beğenmezsin – tamamen sana kalmış… Hatan ve yanlışın şuradaki, bunu yazmanın elbette bir zamanı ve zemini var. Hedef-i Kast’ın toprağa girmesini bile beklemeden, arpa orağın mı gevremişti Anadolu söylemiyle?.. Bu ne aceleydi?.. Geç mi kalmıştın yıllar yılı? Neyse… Kol yen içinde kırılamadı. Gündem oldu. Sanırım anladı hatasını Nedim de. Gelelim taleplere ve beklentilere. Rotary, hiç ilgilenmez bu işlerle… Masonluk, gündemine bile almaz. Cemiyet ne yapmalı? Dün gece bir rüya gördüm. Başkanların Başkanı merhum İsmail Sivri girdi rüyama. “Böyle bir durum var, ne yapılmalı Başkan?” diye sordum. İzmir Gazeteciler Cemiyeti adına Zeynel Kozanoğlu bir kitap hazırlamıştı. Kitabın arka kapağında Hakkı Devrim, İsmail Sivri’yi anlatıyordu. Cevabı oradan dolaylı olarak hatırladım: “Sivri İstanbul’da olsaydı, biz gazeteciler birbirimizle daha az kavgalı olur, daha fazla dost kalırdık… Gazetecilik daha güzel, daha sıcak, daha soylu bir meslek olurdu. İzmir’dekiler!.. Ne dediğimi anladınız mı? Sizi kıskanıyorum.” Ne demek istediğimi anladınız mı, İzmirli hemşerilerim?