Geleceğin İzmir'ini çizen bir Başkan

İzmir çok güzel, Avrupai bir şehir… Denize kıyısı bir körfez kenti olması, tarihi zenginlikleri, dinler arası barış şehri oluşu, ılık mevsimi, doğası, hoşgörüsü ve vefasıyla özel bir yaşam alanı… Değerinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, hem bireysel olarak bizim hem de kent yöneticilerinin görevi… Bizim geçmişten aldığımız sorumluluk sadece yöneticilere değil, bize de kenti koruma görevi yüklüyor. Bu kaçınılmaz bir gerçek… Bu şehri keşfeden Amazon kadın savaşçı Smyrna’nın hayran kaldığı yeşil ve mavinin kucaklaştığı o saf doğa yok belki ama giderek toparlanmaya çalışan, bunun için çaba gösteren bir yönetim anlayışı olduğu gerçeğini de unutmamak gerek… İzmir’in geçmişte nasıl bir gecekondu yığını haline geldiğini, doğma büyüme biri olarak birebir gözlemlemiş biriyim… Geçmişin o yanlışlarını temizlemek çok kolay değil, her şeyden önce bu yola baş koymuş bir irade olmalı… Var mı peki? Tüm samimiyetiyle söylemek isterim ki, evet… Zira, İzmir’in en eski mahalleleri arasında gösterilen Örnekköy’de başlayan değişimi, oraya çok yakın bir yerleşim biriminde oturan biri olarak hemen her gün gözlüyorum. Gerçekten Örnekköy, farklı mimarisiyle, bir Avrupa mahallesi havasında gelişiyor. Kutu gibi dizilmiş daireler, cam balkonlar bizim alıştığımız mimarinin dışında ama hoş, cezbedici… İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer çok sık geliyor buraya… Çalışmaları yakından izliyor, vatandaşları dinliyor, önerilere kulak kabartıyor, şikayetleri not ediyor, övgüleri duyunca da yüzünde o her zamanki samimi gülümseye yayılıyor. Yani işinin başında. Yeni etap çalışması için geldiği temel atma töreninde oradaydım, onu uzaktan izledim. Halkla diyaloğu umutlandırdı beni… [caption id="attachment_60312" align="alignnone" width="521"] Bizim için kahvaltı anını ölümsüzleştiren sevgili meslektaşım Atilla Köprülüoğlu'na çok teşekkürler.[/caption] GAZETECİLERLE BULUŞTUĞU KAHVALTI Dün biz gazetecileri buluşturduğu kahvaltıda da, baştan sona sadece onu izledim. Hareketlerini, mimiklerini, rahatlığını, her soruya verdiği net yanıtları, yanlış bilgi vermesin diye danışmanlarından bilgi almasını, zamanı çok iyi kullanmasını… Net izlenimim şudur... Tunç beyin şehrini, insanını çok iyi tanıyan bir yönetici olduğuna hiç kuşkum kalmadı. İzmir’i kaldırım taşlarına kadar çok iyi biliyor. Sözleri kanıtı. Onca soru karşısında, bir kez olsun afallamaz mı insan; hayır olmadı, bir kez bile… Kentsel dönüşüme çok önem verdiğini biliyorum. Bir soru üzerine dedi ki… “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, tüm Türkiye’ye örnek olacak bir kentsel dönüşüm modeli var. Yerinde dönüşüm olarak tabir edilen bir model. Biraz ağır ilerliyor belki ama çok sağlam adımlarla ilerliyor. Vatandaşı mağdur etmeyen, tam tersine onun haklarını koruyan bir kentsel dönüşüm modeli var. Ama sadece bunlar yeterli olmayacak. 2022’de Uzundere, Gaziemir ve Örnekköy’de yine kentsel dönüşüm çalışmalarımız var. Şunu net olarak söyleyeyim; kentsel dönüşüm 2022’de İzmir’e damgasını vuracak konulardan birisi olacak.” Evet birine, yani Karşıyaka Örnekköy’e bizzat tanığım. Kahvaltı sohbeti boyunca hiç durmadı Tunç Başkan, İzmir’in kemikleşmiş ve can alıcı sorularına net yanıt verdi: “2022’de hem Hilton Oteli hem de Basmane çukuru meselesini ortadan kaldıracağız.” İzmir’i yaralayan bu iki soruna net yanıtı sevindirici bir gelişme… Ve satır başlarıyla diğerleri: Sokak hayvanları için: “Gökdere’de bin 500 hayvan kapasiteli yeni bir tesis yapıyoruz. En geç Şubat ayı içinde açılışını yapacağız. Veterinerler Odası’yla bir protokol yapıyoruz, Ocak ayında meclisimize gelecek. İzmir’deki 400 kliniği belediyenin merkezi haline getiriyoruz.” İzmir’in can damarı turizm hakkında: “Bizim somut bir hedefimiz var. İki yıl içinde İzmir’in nüfusu kadar dört, dört buçuk milyon turisti İzmir’de misafir etmek istiyoruz. Bunu yapacak çok fazla çalışmamız var. Nisan’da Midilli seferlerini başlatıyoruz. 3 Mayıs’ta ilk kruvaziyer gemisi İzmir’e gelecek. Sağlık turizmiyle ilgili özellikle Rusya ile üç başlıkta çalışıyoruz; saç ekimi, göz ve diş.” EXPO hakkında: "2030 EXPO'su için çok çalışıyoruz. İlk başvuruyu yaptık, Sayın Cumhurbaşkanının desteği ile başvurunun tekrar iletilmesi gerekiyor. Bundan vazgeçmeyeceğiz. EXPO 2026 İzmir, tematik bir EXPO. Asıl büyük hedefimiz 2030'dur. Ev sahipliği yapmak için ne gerekirse yapacağız.” Çeşme ve İnciraltı projeleri hakkında: “Bu iki konuya ne kadar hassasiyet gösterdiğimizi hükümet, tüm devlet kurumları biliyor. Şu ana kadar ön yargı taşımadan önümüze gelen her projeyi dinlediğimizi biliyorlar. Sayın Bakan İzmir’e birkaç defa geldi. Çeşme ile ilgili projeleri dinledik, kaygılarımızı aktardık. Bugün itibariyle sonlanmış bir proje yok. Bizim önümüze gelen bir şey yok. Biz bunlarla ilgili hassasiyetlerimizi dile getirdik, getirmeye de devam edeceğiz.” Yatırımlar hakkında: “Şu an itibariyle Narlıdere Metrosu yüzde 85 oranında tamamlandı. Buca Metrosu’yla ilgili 490 milyon Eruo’luk dış finansman yarattık. Önümüzdeki günlerde yer teslimi ve temel atma yapacağız. Maddi kaynağı ayrılmış bir çalışma olarak başlayacak. Karabağlar – Gaziemir hattı ve Otogar- Kemalpaşa metro hattı için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda Türkiye’de bütçesinin yüzde 42’sini yatırıma ayıran tek belediyeyiz.” Yoksulluk hakkında: “1 Ocak'tan itibaren bir yeni kampanyayı İzmirlilerle buluşturuyoruz. O da derinleşen yoksulluk… İşsizlik nedeniyle sizlerin en az benim kadar bildiğiniz büyük bir çaresizlik, yoksulluk tablosu var. İzmir de bundan nasibini alıyor. Derinleşen yoksullukla karşı karşıyayız. İzmirlinin birbirine el uzatması gerekiyor. Destek verin, bu hikayeyi büyütelim. 'Komşusu açken tok yatılmaz' desturu, ilkesi ne kadar kıymetliymiş onu deprem zamanı görmüştük. Şimdi de gösterme zamanı.” GELECEĞİN İZMİRİNİ ÇİZDİ Tunç Soyer, gazetecilerle yaptığı bu kahvaltı sohbetinde bir ressam ustalığıyla geleceğin İzmir’ini çizdi, tıkanan bütün yolları açacağını ve İzmir’in Türkiye’nin lider şehri olacağının mesajlarını verdi. Tüm samimiyetiyle; empati yaparak, bir denge insanı olarak. Bundan sonra bizim görevimiz başlıyor. Zira gazeteci kuşkucu olmalı, alt yazıları da okumalı, gerçekleri ortaya çıkarmalı; çünkü gerçekler duymak istedikleriniz değil, her sözün altındaki şifrelerde gizli… Hata da yapabilir; körü körüne ya da bir çıkar uğruna eleştirmek yerine, onu dinlemeli, cevap hakkında saygı göstermeli… Çünkü Tunç başkan, 5 milyonluk bir şehrin sorumluluğunu üstlenmiş gidiyor ancak bir kişinin tek başına bütün bu sorunların üstesinden gelmesi kolay değil… Onun için Başkana destek olmak, onu yakından izlemek ve çözüm önerilerinde bulunmak gerekiyor. Bu iş, “ben oyumu verdim, işim bitti” demekle olmaz. Bu güzel şehir hepimizin, üstelik ortak sorumluluğumuz var. İzmir’in samimiyet sınavı da buradan geçiyor. Bir kenti “İyilikle” yönetmek isteyen, paylaşımcı bir başkana yardımcı olmak hepimizin görevi… İzmirli, gücünü göstermeli… Çok zor iki yıl geçirdik her İzmir’de hem ülkemizde; umarım 2022 sağlıklı ve mutlu bir geleceğin başlangıcı olur. Yeter ki isteyelim, tüm samimiyetimizle…
Hürol DAĞDELEN [email protected]