"Kimliğimiz İnsan"sa, Webo gibi haykıracağız; BEN BEYAZ DEĞİLİM, SİYAH DEĞİLİM, SADECE İNSANIM

Pierre Achille Webo Kouma… Kamerun Milli Takımı’nın yıldızlarından, Avrupa ve ülkemizde de futbol oynamış forvet. Türkiye’de centilmenliğiyle tanınan, halen Başakşehir’de de antrenör yardımcılığı yapan Webo, dün gece Paris’teki PSG maçının
  1. Hakemi'nin ırkçı söyleme uğradı.
Maç yarıda kaldı, bugün oynanması kararlaştırıldı UEFA’ca. Futbolda bir utanç gecesiydi… TV‘de bas bas bağırıyordu Rumen hakeme Webo; “Ben ne siyahım, ne de beyaz! Ben insanım insan !” Başakşehirli Demba Ba da şöyle diyordu o hakeme; “Kimseye ‘bu beyaz adam’  demezsin. ‘Bu adam dersin’ Niye, ‘Bu adam diyecekken, “Bu siyah adam-Negro diyorsun?’’   ** Hemen yazalım; her zaman savunduk, dillendirdik; “Irkçılık bir insanlık suçudur!..”   ** Siyasetçisinden sanatçısına, sporcusundan işadamlarına, TFF’ye kadar herkes kınadı ırkçı söylemi. Irkçı söylemler, faşist kafaların işidir! Psikiyatri Uzmanı Dostum Dr. Aybars Akoğlu’na göre; “Maalesef ırkçılık ve patalojik milliyetçilik, ülkemizde ve dünyada yaygın. İnsanları ötekileştiren kurum ve kişilerin ‘ırkçılığa hayır' demeleri de tutarsızlıktan başka bir şey değil! Bu faşist kafalar, bugün kınarken yarın yine aynı ilkel görüşlerini  savunmaya devam edecekler!” Orası kesin Hocam...   ** İnsan, uygarlığın ölçüsüdür! Metafizikçi Marlo Morgan’ın,  “best seller” de olmuş, Aborjinler’de yaşadığı 120 günlük serüveni anlatan kitabında şöyle bir insan tanımı vardır; “Kan ve kemik  tüm insanlarda bulunur. Farklı olan; yürek ve niyettir!” Ne güzel tanımlama!.. İnsanlar arasında iyilikten başka üstünlük kabul edilemez! Evrende en kutsal yaratık, insandır! İnsan olanın da insanı sevmesi, bütün aşklardan sevdalardan yücedir! Irk, din, dil, renk, mezhep gözetmeksizin insan olmanın onuruyla yaşamalıyız, dayanışma içinde... Kutuplaşmadan, ayrışmadan, nefret dili kullanmadan tek vücut olabilmeliyiz.   ** Sevmek; gülü, lâleyi, nilüferi, günebakanı sevmek… Denizi, balıkları, martıları, yosun kokusunu sevmek… Her zamankinden daha geniş gökyüzünü, mavi masmaviyi, bulutları, kuşları, ayışığını, güneşi sevmek… O kuşlara martılara ekmek kırıntısı atmayı sevmek gibi sevmek… Sabahları, öğlenleri, akşamları, geceleri sevmek… Özgürlüğü, barışı, emeği, umudu sevmek. Şiiri, kitapları, sözcükleri, renkleri, resimleri, sinemayı, tiyatroyu sevmek… Nâzım’ı, Can Baba’yı, Attilâ İlhân’ı, Orhan Veli’yi, Cahit Sıtkı’yı, Külebi’yi, Melih Cevdet’i, Cemal Süreyâ’yı “Aç iki kolunu yan yana/ Korkuluk ol” diyen Rıfat Ilgaz Hoca’yı sevmek... “Yaprak döker bir yanımız bir yanımiz bahar bahçe”nin Hasan Hüseyin’ini, “Biz ki/ Yarınıyız halkın/ Umudu, yüzakıyız /Hıncı, namusu/ Şafakları/ Taa şafakları/ Hey canım/Kalbim/ Dinamit kutusu”nun Ahmed Arif’ini; hani “Dört  yanım puşt zulası”nın ozanını sevmek… "Sevelim, sevilelim.Bu dunya kimseye kalmaz"in Yunus Emre'sini, Karacaoğlan'ı, Pir Sultan Abdal'ı, Aşık Veysel'i, Neşet Ertaş'ı sevmek... Brecht’i, Gabo’yu, Şarlo’yu, Pablo Neruda’yı sevmek…   ** Sen ey ırkçı faşist yüzkarası! “Otur ağla utancından!” Büyük İnsanlık’ın gerçek yasalarını; şairler, yazarlar kalemleriyle, duygularıyla, sözcüklerle ortaya koyarlar; Dünyayı güzellik kurtaracak! Sait Faik dizelerindeki gibi; “Bir insanı sevmekle başlayacak her şey!..   ** Bizler bu ırkçı faşistlere öfkelenenlerdeniz. “Ya insanda yürek dediğin taştan olacak ya da dehşetli namuslu olacak yüreğin. Bizimkisi taştan değil çok şükür, fakat namuslu” diyor ya "Dunya Şairi Nâzım. Bizler de yazanlar, çizenler, eli kalem tutanlar, düşüncesini midesinin sansüründen geçirmeyenler, paslanmaz yüreğinde iyililik, doğruluk, güzellik meşalesi sönmeyenler olarak… Bugünümüz, yarınlarımız için haykıracağız, susmayacağız; “Kimliğimiz İnsansa”, Webo gibi haykıracağız; “Ben beyaz değilim, siyah değilim. Sadece insanım!..” Irkçılığa hayır!..