Oğlumun “nefsini” uyandırma: İzmir’de genç bir kızın yaşadığı gerçek hikaye

Bekir Bozdağ’ın yeniden bakanlığa getirilmesi ve arşivlerin açılmasıyla ‘Bunlar tecavüzcü değil, bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil. Bunlar  ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış  işler’’ cümlesi tekrar gündem oldu. Bu gündem benim aklıma o kadar çok şey getirdi ki. Şimdi hepsini toparlamaya çalışacağım. Biz muhafazakar bir toplum muyuz, yoksa cinsel özgürlüklerle dolu bir toplum mu? Artık bunu çözemez oldum. Dindar gençlik yetiştireceğiz diyen bir AKP döneminde gençlerin önemli bölümünde dindarlıktan eser görmüyoruz, 13-14 yaşında ailesinin de rızasıyla cinsellik yaşayabilen bir kız çocuğundan söz ediyor AKP’li bakan. Erkeklerin kadınlar üzerinde bu kadar hak iddia edebilmesini hiç çözemiyorum. Biz kadınız erkeği doğuran, büyüten biziz, o halde kalkıp da o nasıl bize üstünlük sağlayabiliyor ve bunu çağlar boyu yapabiliyor aklım almıyor ve almayacak. Türkiye’nin gündemini ben Metaverse olarak izliyorum. Bence biz bu meta dünyayı ülkemizde hiç para vermeden her gün izliyoruz. Gerçek olamayacak kadar saçma konularla doluyuz. İnanılamayacak kadar saçma gündemlerle ve olamayacak kadar kaba söylemlerle izlediklerimiz gerçek olamaz. Metaverse Türklere özel uygulanıyor ve bir gün gerçek dünyamıza uyanacağımız günü heyecanla, umutla bekliyorum. Bugünün siyasilerinin Metaverse ‘de avatarlarını hayal ediyorum. Hayallerime gülmeden duramıyorum, buraya yazmıyorum artık, herkes kendince hayal etsin; Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun, Akşener’in, İmamoğlu’nun avatarını. Benim kafamdaki avatarları şahane şahane.  Orada konuşmazlar herhalde direk kafa göz patlatırlar, Metaverse de hukuk olacak mı? Bak bu konuda kimse bir şey söylemiyor,  emin değilim. Oradaki hakaretler ne boyutta olur kim bilir?  Belki tüm siyasiler Metaverse’ de takılırlar, bizde burada kültür, sanat, eğitim, sevgi, saygı, mutluluk  gibi konularla meşgul olduğumuz bir dünya yaratırız. Gelelim anlatmak istediğim somut olaya.. N.Ö. 17 yaşında İzmir Buca Koop Mahallesinde yaşayan bir genç kız. Üniversite sınavına hazırlanıyor. Bu kız çocuğu neşeli, bakımlı, meraklı, heyecanlı, cıvıl cıvıl. Bir söylüyor on gülüyor, yedi kralla barışık. Hedefi doktor olmak. Harikulade makyaj yapıyor. Komşularının düğünlerinde bile herkesin saçı makyajı ondan soruluyor. Bekir Bozdağ gibi düşünen komşularla başı dertte. Açık saçık giyinmeyi seviyor, makyaj yapmayı seviyor. Mini şortları, göbeği açık bluzlarıyla geziyor. Komşu düğünlerinde daha da özenli oluyor. Oynuyor, zıplıyor, bol kahkaha atıyor. Bu da komşularda tuhaf bir algı yaratıyor. Kızcağızı komşu teyzeleri evlerine çağırıp konuşma yapmaya karar veriyorlar. N.Ö. belli bir hukukları olduğu için davete gidiyor, “makyaj yaptırırlar, saç boyatırlar” diye düşünüyor, başına geleceklerden habersiz. Komşu teyzeler ellerine almışlar ahlak sopasını kafasına kafasına vurmaya hazır ve nazır bekliyorlar N.Ö.’yü. Ağızlarından dökülen şu sözlerle N.Ö. şoke oluyor;  ‘’Sen çok açık giyiniyorsun ya, çok makyaj yapıyorsun ya, bizim oğullarımız var ve senin böyle giyinmen onların nefsini uyandırıyor, sen giyimine, haline, tavrına dikkat et!’’ Bir anne oğlunu değil de, komşusunun kızını eğitmeyi nasıl hak görür kendinde anlamak mümkün değil. Diyorum aslında biz Metaverse dünyasındayız diye. Bunlar olamayacak kadar saçma şeyler. İzmir’deki komşu oğlunun nefsini uyandırmasın diye komşu kızına ahlak dersi veriyor. Ben şimdi cidden anlamıyorum biz nasıl bir toplumuz? Kimlerle yaşıyoruz? “Açık giyindi, başına gelenleri hak etti” diyenler mi? Ört oranı buranı oğlumun nefsini uyandırmacılarla  mı?