Korona günleri

Günlerdir Korona ile yatıyoruz, Korona ile kalkıyoruz. Dün itibariyle; 6 bin 500 kişi öldü. 170 bin vaka!. . Suudi Arabistan Kabe’yi kapattı. İran da camileri, Vatikan kiliseleri! Kuveyt pratik çözüm geliştirdi ezanı değiştirdi, namazların evde kılınması çağrısını yaptı. ‘’İran grip sandık, hazırlıksız yakalandık’’ açıklaması yaptı. Fransa otelleri, parkları kapattı. Avrupa içe kapandı, kapanıyor ‘’5 mikronluk’’ virüs yüzünden!..   ** Şansölye Merkel, virüsün yayılmasıyla ilgili konuşmasında ‘’sosyal ilişkileri kısıtlama’’ çağrısı yaptı, Türkçe alt yazılı videosunu yayınladı. James Bond oyuncusu Ukraynalı  Olga Kurylenko’nun koronavirüs testi pozitif çıktı. 300 İtalyan doktor, dünyaya ‘’açık mektup’’ yayınladı, virüsün bulaşma hızının tüm Avrupa ülkelerinde aynı olduğuna dikkat çekti. İtalya’da önlemlerin gecikmeli alındığını ifade etti!.. Papa Francis de Roma’nın boş sokaklarına çıkarak dua etmiş!(Sözcü) Çekya, Peru ve Lübnan’da da olağanüstü hâl ilân edildi.   ** Virüs sonunda bize de geldi, ‘’sürpriz’’ gibi karşılandı! Yaşam alt üst oldu!.. Anında zamlanan dezenfektan seferberliği başladı. Kolonyaya hücum edildi, kolonya yapacak alkolün kalmadığı anlaşıldı. İnsanlıktan nasibini almamış ‘’fırsatçılar’’ türedi. Gece kulüpleri, bar, diskotekler, kütüphaneler kapatıldı, her türlü kültür sanat faaliyetleri sonlandırıldı. O kadar şehir hastanesi, misafirhaneler varken gece yarısı olanakları kısıtlı öğrencilerin kaldığı yurtlar boşaltıldı, Umre’den dönenlerin bir bölümü (5300 kişi) buralarda karantinaya alındı. Bazı kişiler de yurtları ahıra benzettiler. (Soru; Çin’den özel uçakla getirilenler bir hastanede tek tek odalarda temas etmeyecek şekilde karantinaya alınırken, Umre yapanlar neden yurtlara balık istifi dolduruldu?) Bir soru daha; "Umre’den dönen ve kontroldan geçmeyen yaklaşık 15 bin kişi de şimdi nerede?" Korona dolandırıcılarımız hemen ortaya çıktı. Maçlar seyircisiz oynandı! Halı saha maçına benzedi. Ertelenmedi onca çağrıya karşın. Kıt akıllı fanatikler komlo teorileriyle takım muhabbetindeydi. Tıp insanları dışında herkes ‘’Korona otoritesi’’ kesildi ekranlarda. Yargıda da virüs alarmı verildi, duruşmalar ertelendi(acele davalar dışında) İstanbul Valiliği, Avrupa’dan kente gelenlerin karantinaya alınacağını duyurdu. CHP, temizlik ve hijyen ürünlerindeki KDV oranının yüzde 1’e düşürülmesi için yasa teklifi verdi. Sağlık Bakanı, yeni tanı konanlarla hasta sayısının 47 olduğunu açıkladı gece twitter hesabından. "Cübbeli Ahmet"den virüsten korunma duası geldi; "Koronavirüs için 132 kez okunması gereken 'bulaşıcı mikroplardan korunma' duası var!.." MHP'nin Manisa  Yöneticisi kadın da koronavirüsun abdestlilere bulaşmayacağını ileri sürdü (!)   ** Bu arada -özellikle- sosyal medyada karşılık bulan bu öneri, süreci yöneten yöneticilerce ciddiye alınmalı; ‘’Atatürk Havalimanı, İstanbul için karantina amaçlı kullanılabilir. Yurtdışından gelen yolcular doğrudan buraya iner. Alandaki elverişli binalar da karantina merkezine ve hastaneye rahatlıkla dönüştürülebilir. ‘’   ** Dünya dönüyor, yaşam duruyor. Büyük İnsanlık çare bekliyor. Korona vakası toplumları test ediyor, dolayısıyla ülkemizi de! Salgın yayılıyor, hasta sayısı artıyor. Sağlık Bakanlığı, çalışanları büyük özveri gösteriyor, inanılmaz çabalıyor. ‘’İzolasyonlu’’ Korona Günleri’nde önlem var, hijyen temizlik kurallarına uymak var, ‘’sosyal mesafe’’ var; panik duyarsızlık asla yok!..   ** Büyük İnsanlık , "Korona Günleri"ni de yenecek. "Büyük insanlık gemide güverte yolcusu                                     tirende üçüncü mevki                                        şosede yayan                                     büyük insanlık. Büyük insanlık sekizinde işe gider                                      yirmisinde evlenir                                      kırkında ölür                                       büyük insanlık. Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter                                      pirinç de öyle                                     şeker de öyle                                      kumaş da öyle                                     kitap da öyle büyük insanlıktan başka herkese yeter. Büyük insanlığın toprağında gölge yok                                    sokağında fener                                      penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın                                     umutsuz yaşanmıyor." (Nâzım Hikmet)