Sonbahar’da Ege Adaları

Sahillerde sezon biterken Ege Adaları hala cıvıl cıvıl. Aşırı sıcak yerine ılık bir havada tatil düşleyenler için en iyi zamanlar başlıyor. Sizlere Ege Adaları tatil önerileri ile geldim bu defa. Sonbaharda gidemezseniz de tatil ajandanızda bulunmalı. Sezon biterken, Ege Adaları daha güzel. Ekim ayı sonu hatta birçok adada yılbaşında bile sorun yaşamadan denizin, doğanın tadını çıkarabilir, deniz ürünlerine doyabilirsiniz. Gazeteci dostumun fırtınalı havada Leros’dan Patmos’a giderken ani çıkan fırtına nedeniyle sığındığı Lipsi ile tanışmamız güzel bir tesadüf oldu. Bugüne kadar sayısız Ege sahili gördüm. Her biri değişik özellikleriyle büyüledi beni ancak tesadüfen sığınılan bu adaya hayranlığım defalarca sürükledi bizi buraya. Hatta Gazeteci dostlarım Aynur Tattersal, Lütfü Dağtaş, Mehmet Kurt ve dört İngiliz meslektaşımız ile birlikte Lipsi’de çektiğimiz fotoğraflarla 2018 yılında İzmir Ticaret Odası Sergi Salonu ve Lipsi Halk Meydanı’nda “İki Yaka Bir Dostluk” adlı fotoğraf sergilerimizi açtık. SESSİZ VE SAKİN TATİL ARAYANLARA LİPSİ Lipsi’ye olan düşkünlüğümün nedeni aradığım tatil beldesi özelliklerine sahip olması. Öyle sabahlara kadar süren eğlenceler, insanlarla dolu sahiller yok burada. Bir huzur, dinginlik, bir başka enerji var. Kimsenin telaşının olmadığı herkesin günlük işlerini yapar halde senin sadece eşlik ettiğin güzel bir misafirperverliğin yaşandığı bir ada. Bu defa çok sevdiğim meslektaşım ve meslekte seyahat yazıları ve Londra’da yaptığı dış haberler gazeteciliği ile dünyaca tanınan sevgili dostum Aynur Tattersall ile yollara düştük. Adayı bir de bu mevsimde yelkenli ile değil de Bodrum’dan yola çıkarak deneyimlemek istedik. Yıllardır sosyal medyada paylaşımlarımız nedeniyle adayı tanımak isteyenlere elle tutulur bir rehber sunmayı da kendimize görev edindik. Burasını daha çok yelkenciler biliyor. Hatta birçok denizcinin gizli cenneti Lipsi adası. Kitle turizminin bozamadığı yerli nüfusun 500’u geçmediği sakın küçük bir ada. Güneydoğu Ege’de bulunan adacık gruplarından biri Lipsi adası. Leros adasının kuzeyinde 16 km kare yüz ölçümü ve 36 km kıyı şeridiyle muhteşem bir yer . Buraya yıllar boyu gelen çoğu İtalyan ve İngiliz rehber daha sonra işlerini bırakıp yerleşmiş ve burada tanıştığı yerli erkeklere aşık olup evlenip burada kalmış. Bu sebeple adı âşıklar adası olarak da biliniyor. Biz İzmir’den kendi aracımızla yola çıktık. Bodrum’dan Kos Adası’nda 20 dakikalık bir feribot yolculuğundan sonra buradan Lipsi feribotuna bindik. Kos Lipsi arası sadece 2 saat. Yol boyunca feribot Leros ve Kalimnosta duruyor. Bu arada şimdiden bir müjde de vereyim önümüzdeki yıl Didim ile Lipsi arasında direk seferler başlayacak ve İzmirliler Didim’e ulaşıp 15 dakika sonra Lipsi’de olacaklar. KAİRİS’TE LİPSİ PEYNİRLİ KAHVALTI Adaya bu şekilde ulaşım çok kolay. Harika bir yolculuktan sonra vardık. Covid sonrası ilk ziyaretim ve ne kadar çok özlediğimi farkettim. İner inmez Ada’da ünlü bir fırıncı olan Takis Kairis ile karşılaştık Özellikle yer ayırtmadık ayrıca gerçekten sezonda yer bulmak çok zor birkaç defa sitelerden denedim ama doluluk oranı Eylül olmasına rağmen yüzde yüz gösteriyordu. Takis bizi harika börekleri tatlıları ve kahveleri olan fırınına götürdü önce. Burası 24 saat açık. Çevre adalara da ekmek yapıyorlar. Bölgenin en iyi fırını ve oğlu Aggelos Atina’da pastacılık okumuş muhteşem kahvaltılıklar yapıyorlar. Dışarıdan sıradan bir fırın gibi görünüyor ama yazın kalabalıktan yer bulmanız imkansız. Siz yine de mutlaka şansınızı denemelisiniz.. Otantik bir havası olan Kairis, 14 yıldır Nikitas Kairis tarafından işletiliyor. Doğal un kullanılıyor ve ekmekler taş fırında pişiriliyor. Yıllar önce Rodos’a para kazanmaya giden Nikitas, hep bir gün buraya dönüp bu bölgeyi turistik bir yere dönüştürmenin hayalini kurmuş. Burası aynı zamanda Lipsi’nin tek pasta börekçisi 21 kişi çalışıyor ve 14 çeşit un kullanılıyor. Patmos’a ve diğer adalara buradan ekmek gönderiyorlar. En popüler tatları ise peynirli börek, pek çok şekilde hazırlanan pouggi tatlısı, kızgın yağ ve çatal yardımıyla şekillenen ‘dıpla’. Dıpla aslında bizim çatal böreği gibi yapılıyor. Büyük bir çatala dolanıp kızartılan hamur şerbete batırılıyor. Ayrıca ev yapımı keçi sütlü dondurması harika! Sakızlı, yoğurtlu ve limonlu dondurmalarının tadını unutamayacağım. CHLOROS’UN UNUTULMAZ KONUKSEVERLİĞİ Güzel bir kahvaltıdan sonra Adanın en sevdiğim görüntüsüne sahip olan küçük bir butik otel işleten dostumuz Chloros Giorgis’in oteli Helios Studios’un kapısını çaldık. Adada yer olmadığını ancak kendi evini derhal bize vereceğini söyledi. Seyahatimizin bir kısmında evinde konakladık ve geceleri uzun uzun sohbetler ettik. Yine bize avludaki odacığında yediğim en güzel bolonez makarnayı ikram etti bize. Biz kendisine George diyoruz ve herkes onu öyle biliyor. George kendini bu hayat tarzına adamış. Yıllar süren dostluklar geliştirmiş harika bir insan. Eğer bir gün adaya giderseniz mutlaka gidip tanışmanız gereken kişiler arasında George. Kimse sorarsanız gösterirler. En güzel manzaralardan birine sahip butik otel işleticisi olarak biliniyor halk arasında ama bizim kalplerimizi fetheden sevgili dostumuz o. Adada daha çok yerleşik olarak İtalyanlar küçük küçük gruplar oluşturmuş. Her yıl birkaç ay gelip burada kiraladıkları evlerde kalıyorlar. Yıllar önce daha çok kiralıyorlardı ama bu defa çoğunun buradan yer aldığını ve yerleştiğini duydum. Buraya diğer ülkelerden gelerek yerleşenler butik, küçük el işleri satan mağazalar açıyor ve artık yılın altı ayı burada kalıyor. Adaya hayran kalıp yerleşmek isterseniz ne yazık ki Türk vatandaşlarının 12 Adalar’a yerleşme, tapu sahibi olma hakkı bulunmuyor. Lipsi kafa dinlemek ve nostalji yaşamak için harika bir yer. Sokaklarında dolaşırken keçi sürülerine, eşekler üzerinde yolculuk yapan yaşlılara rastlıyorsunuz. Her şey doğal akışında burada. Kimsenin telaşı yok… Adada birçok kişi şarapçılık geleneğini sürdürüyor. Ayrıca keçi peyniri üretimi yapılıyor.   KEÇİ PEYNİRİ ÜRETİCİSİ NİCOLETTA Adanın en yüksek tepelerinden birinde keçi peyniri üreten Nicoletta”ya ikinci ziyaretimizi yaptık. Nicoletta bizi görünce sevinç çığlıkları atarak boynumuza sarıldı. Nurhayat adı uzun ve zor olduğu için bana aşk ve sevda anlamına gelen “Agapi” adını veren Nicoletta çok sıcak ve sevgi dolu bir insan. Dağ başında tüm cepheleri deniz manzarası ile çevrili eşsiz bir yerde yaşıyor. Ne o Türkçe biliyor ne biz Yunanca. İngilizcesi de yok ama google çeviri sayesinde anlaşmak artık çok kolay. Eğer adaya gelirseniz mutlaka üşenmeyin ve adada bir yürüyüş yapıp tepedeki keçi barınağını görünce kapısını çalıp Nicoletta ile tanışın. FOÇA KARASI ÜZÜMÜ Ada sayısız bağa sahip ve çok özel şaraplar üretiliyor. Lipsi’nin nüfusu 600 civarında. Her yıl Ağustos ayında gerçekleştirilen şarap festivalinde ve sezonda nüfus ikiye katlanıyor. Adaya ödül getiren onların Fokiano dedikleri bir üzüm çeşidinden ürettikleri Aposperitis şarabını mutlaka test etmelisiniz. Bizim Foça üzümünden, Tabii Foça’da bu üzüm çeşidinin kaldığını pek sanmıyorum. Üzerinde kuruduktan sonra bizim neferde dediğimiz haldeyken toplanıyor ve tekrar kurumaya bırakılıyor Eylül sonuna kadar Lipsi Winery de tadım günleri yapılıyor. Adanın küçük olduğuna bakmayın sizi bir kaç gün meşgul edecek etkinlik, tadımlar, eğlence bulunuyor. Adada yetiştirilen hemen hemen her şey sertifikalı ve organik. Neredeyse bütün restoran sahipleri kendi tarlalarında ürettikleri meyve ve sebzeleri kullanıyor yemeklerinde. Yetmeyince Atina’ dan geliyor. Atina feribotu her gece saat 24.00 de en taze sebze ve meyveleri taşıyor adaya. MANOLİS TASTE’TE MUHTEŞEM AHTOPOT Lipsi Adası’nda bulunan dünyaca ünlü şef Manolis Hiras’a dünyanın her yerinden Lipsi’de gerçek adalıların hazırlayabileceği yemekler pişiriliyor. Dar sokak aralarındaki restoranlar da sahildeki restoranlar kadar popüler. Ada’nın büyük çoğunluğunda balık üzerine hazırlanmış bir mutfağa sahip. Adanın en lezzetli yemeklerini limanın hemen sol tarafında yer alan Cylpso’da yedik. 43 yasındaki Nicolas Maggos babasından devraldığı bayrağın 45 yıldır dalgalanmasını sağlıyor. Cylpso bir aile restoranı. Anne Alexsandra sabahın erken saatlerinde mutfağa giriyor. Mekân akşamları tıklım tıklım dolu. Orfoz çorbası için konuklar günler önceden sipariş veriyor. Alexsandra’da sunulan taze ve çıtır kızarmış duble goppez balığını sadece 2 Euro’ya yediğimize hala inanamıyorum. Kesinlikle Alexsandra’nın özel yapımı olan çorbayı, yaprak ya da lahana sarmasını tatmanızı öneririm. Ayrıca barbun carpaccıo ve Tuna tartar da buraya özel lezzetler. Ağzınıza atar atmaz dağılan patatesli kuzu yemeği muhteşem. Farklı bir damak tadı istiyorsanız Monalis’e gitmenizi öneririm. Manolis Hiras genç bir şef. Kendi tarzına Yunan mutfağını uyarlamış. Benim favorim arasında. Kayısılı tavuk, sebze soslu biftek, limon soslu Lipsi kuzusunu denemenizi tavsiye ederim. Ayrıca özel soslu ahtapotu ve deniz ürünleri de harika, Gurme mutfağın modern ortamında bölgeye has yemekleri hayata yeniden geri dönmüş adeta Manolis. Ali ve Arzu Sabancı çifti Manolis Taste adlı restoranına giderken deniz kazasına uğradığı için çok üzgün olan Manolis Hiras, Sabancı çiftinin adını vereceği çok özel bir tarif üzerinde çalışıyor. Bu üzücü anıyı güzel bir anıya dönüştürmek amacında Manolis.. RENA TEKNESİYLE UNUTULMAZ ADA TURU Zaman buldukça etraftaki küçük adaları da gezmeyi ihmal etmedim. Ailece kaptan olan dostum Rena’nın teknesi yazın her gün, Eylül ayında haftada iki gün çevre adalara günü birlik tur düzenliyor. Ayrıca Rena’nın butik oteli var, hem hesaplı hem çok temiz. Ada’nın merkezinde Renas Rooms olarak bulabilirsiniz. Birkaç gün bahçe manzaralı muhteşem bir odada kaldık. Lipsi’de zaman birkaç gün şu gibi aktı. Ada’nın hemen güneyindeki, Lira adasının çevresinde, Katsadia köyü tam bir cennet. Merkezden yürüyerek gidebilirsiniz. Daha çok tekneyle gelenler demir atıyor ve biliyor ama karadan da ulaşım çok kolay sadece 10 dakikalık yürüyüş mesafesinde. Yaklaşık bir kilometrelik köy kumu ve berrak suyuyla harika bir plaja sahip. Koyda bulunan ‘Dilaila Restoran’ buradaki tek yemek yiyebileceğiniz yer. Mekân arka bahçesinde yetiştirdiği organik sebzeleri kullanıyor. Aylar önceden randevu ile çalışan Dilaila günün her saatinde dolu. Kilometrelerce öteden ziyaretçiler sadece bu lezzetleri tatmak için geliyor. Şef Christos harikalar yaratıyor otantik mutfağında. Tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar bir yerleşim yeri olan Lipsi adası yelkenciler ve kafasını dinlemek isteyenler için bulunmaz bir yer. Ayun Tattersall ile harika vakit geçirdik. Topu topu 16 kilometre olan adayı baştan sonra her gün yürüdük; · Takis’te Lipsi böreği ve kahve ile kahvaltı yaptık · Katsadia koyunda yüzdük · Dalgıç Yanis’in tezgahına uğrayıp ön yıl garanti verdiği sünger ve deniz kabukları almayı unutmadık. 30 yıldır Ada’da aynı noktada duruyor Yanis. Mutlaka kendisi ile tanışmanızı tavsiye ederim. · Takis’in yeni açtığı Casadivinodeli de şarap ve peynir eşliğinde gün batımını izledik · Rena turları ile çevredeki diğer adaları gezdik · Natasha Panopoulou ve Anna Rizos’un modaya uygun kıyafetler satan mağazasında alışverişi ihmal etmedik. · Ve giderken mutlaka Feta peyniri ve aklımızda kalan diğer şeyleri almak için Ada’nın tek marketi olan sevgili Theologos Maggos’a uğramayı unutmadık. Dönerken mutlaka gidip Feta peyniri ve yöreye özel kekik balını almayı unutmayın. Ada çok küçük dedim ama dünya starları da burayı görmek için bir birleriyle yarışıyor. Bu gittiğimde James Bond’un yakışıklı aktörü Pierce Brosnan ile karşılaştık. Ayak üstü sohbet ettik ve fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik. SKYMARİNE ILE BODRUMDAN 20 DAKİKADA KOS Bodrum’ dan her gün iki sefer var Kos’a ve oradan hiç beklemeden Lipsi feribotuna geçebilirsiniz. Mevsimlere göre saatler değişiyor ama bu konuda bir numara Skymarine feribot şirketi. Müdiresi Özlem her türlü sorunuza cevap veriyor. 05340812722 www.skymarine.com.tr den de biletlerinizi alabilirsiniz.