Dondurma yersen hem serinler hem de beslenirsin

Bu sene yaz sanki erken gelecek. Geçen Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri hava sıcaklıkları oldukça yüksekti. Şimdi biraz düştü ancak sıcaklıklar düşse de sonunda yaz gelecek ve yaz sıcağında içimizi ferahlatacak bir şeyler arayacağız. İşte bizi hem serinletecek hem besleyecek olanların en iyisi de sağlıklı koşullarda üretilmiş dondurmadan başka ne olabilir ki!!! Dondurma; içine şeker katılmış çeşitli meyve suları ve sütten dondurulmak suretiyle elde edilen ve özellikle sıcak yaz günlerinde çok aranan besleyici, serinletici ve eğlenceli bir gıda olarak tanımlanıyor. Dondurma üretimi eskiye dayanıyor… Anadolu’da soğuk tatlı yeme geleneğinin eskiden beri var olmasına karşın, günümüzdeki gibi dondurma yapma alışkanlığının geçmişi 17. yüzyıla dayanıyor. Dondurma ilk başlarda belirli lokanta/otellerde üretilirken, daha sonra önce ev, sonra sokak sonra da dükkan dondurmacılığı olarak gelişme gösteriyor ve 1970’lere kadar teknik kapasitesi küçük olan işletmelerde imal ediliyor. Türkiye’nin ilk modern dondurma üretimi ise Atatürk Orman Çiftliği Pastörize Süt ve Mamülleri Fabrikası tarafından 1957 yılında gerçekleştiriliyor.   Besin değeri yüksek… Dondurma, tüketiciler tarafından genellikle serinletici bir gıda olarak bilinse de, içerdiği besin maddeleri nedeniyle aslında önemli bir enerji, mineral ve vitamin kaynağı. Süt, şeker, salep, kreme, vanilya, meyve püresi, çeşitli kuruyemişler, çikolata veya kakaodan yapıldığı için besleyici değeri yüksek olan bir yiyecek. Dondurmada protein, karbonhidrat ve yağın yanı sıra A, B, C, D, E ve K grubu vitaminleri de bulunuyor. Bunların yanı sıra önemli oranda kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko kaynağı. Aynı miktar süte göre daha yüksek oranda enerji içeriyor. Çocuklar yaz aylarında daha az süt tükettikleri için kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamaları daha zor. En iyi kalsiyum kaynağı olarak bilinen süt, yoğurt, peynir gibi besinlerin yanı sıra sütten hazırlanmış olan dondurmayı tüketmek onların kalsiyum gereksinimlerinin karşılanmasına katkı sağlıyor. O nedenle çocukların günde bir kez dondurma yeme isteklerine engel olunmamalı. Ancak her gıdanın olduğu gibi dondurmayı da aşırı tüketmelerine engel olunmalı. Kalori değeri de baklava, pasta gibi hamurlu tatlılara oranla çok daha düşük olduğu için sağlıklı ve dengeli bir beslenme programında yetişkinler için haftada en az 2-3 kez dondurma tüketimi öneriliyor. Yine de kilo problemi olan kişilerin dondurmayı akşam yerine, öğle vaktinde tüketmeleri gerekiyor.   Türkiye az tüketiyor… Bugün Türkiye’de kişi başına yıllık dondurma tüketimi 2.5 litre iken bu sayı ABD’de 20, AB’de 15 litre. Tüketimin bu derece az olmasında; değişken ekonomik şartlar nedeniyle tüketicinin alım gücündeki azalış, pazarlama ve dağıtım sorunları gibi pek çok neden ile birlikte tarihsel Anadolu yemek kültüründe yemeklerden sonra tatlı olarak şerbetli hamur tatlıları yeme alışkanlığı etkili oluyor. Bunların yanı sıra soğuk olduğu için sadece yazın yenebileceği algısı da tüketimi önemli oranda etkiliyor.   Satın alırken nelere dikkat etmeliyiz…   Türkiye’de hem geleneksel hem de sanayi tipi dondurma üretildiğini göz önüne aldığımızda tüketimde bazı hususlara dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin açıkta satılan dondurmalar güvenilir yerlerden alınmalı. Özellikle dondurucularda iyi muhafaza edilen ve hijyenik ortamda hazırlananlar tercih edilmeli. Dondurma tezgahlarının kapakları kapalı olmalı ve dondurma verildikten hemen sonra kapatılmalı. Dondurmanın külahlara doldurulduğu kaşıklar temiz su içerisinde bulunmalı. Ambalajlı ürünlerde ise ambalajın ve şeklin bozulmamış olmasına dikkat edilmeli ve son kullanma tarihlerine göz atılmalı.   Prof. Dr. Harun Raşit Uysal Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi e mail;[email protected]