Kınay: Karabağlar’da okulda açlıktan bayılan çocuklar var, bir çocuğumuz bana denizin kokusu nasıl? dedi

Egeli TV’de önemli açıklamalar yapan CHP Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil İnay Kınay, “Karabağlar’da okulda açlıktan bayılan çocuklar var, bir çocuğumuz bana ‘denizin kokusu nasıl’ diye sordu” ifadelerini kullandı

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

EGELİ GAZETE- CHP Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil Kınay Egeli TV’de önemli açıklamalarda bulundu. Kınay, mahalle ziyaretinde bir çocuğun kendisine “Denizin kokusu nasıl?” diye sorduğunu belirterek, “Derin yoksullukla beraber bugün kentleri, belediyeleri konuşurken, genel siyaseti, ekonomiyi, işsizliği, yoksulluğu, şiddeti konuşmadan hiçbir çalışma yapamıyoruz. Bugün çocukların okulda bayıldığı okullar var Karabağlar’da. Biz Karabağlar’da hiçbir çocuğumuzun aç ve oyunsuz kalmasına, karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

TÜM TÜRKİYE KARABAĞLAR’I KONUŞACAK: İZMİR’İN EN BÜYÜK MEYDANINI YAPACAĞIZ
Önümüzdeki 5 yılda yapacakları çalışmalar sonunda tüm Türkiye’nin Karabağlar’ı konuşacağını ifade eden Kınay şu bilgileri verdi: “En önemli projelerimizden biri de kent meydanı. Biz önümüzdeki dönemde İzmir’in en iyi ve en büyük kent meydanını Karabağlar’da oluşturacağız. Bugün sadece Uğur Mumcu Meydanımız var. Orada etkinliklerimizi yapmaya çalışıyoruz. Ama önümüzdeki 5 yılda çok doğru bir projeyle kent meydanını hayata geçireceğiz. Yer belli ama 1 Nisan’dan sonra paylaşacağım.”


-CHP’de Kurultay sonrası önemli değişimler yaşandı. En büyük değişim İzmir’de gerçekleşti. Karşıyaka, Konak ve Karabağlar olmak üzere 9 ilçede kadın belediye başkanı aday gösterildi. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

Aslında biz de değişimi heyecanlı karşıladık. CHP bu değişimle kendi içinde bir muhasebe yaparak, kendi masasından başlayarak, Türkiye’de başlatacağı değişimin sözlerini başlatarak bir yolculuğa çıktı. Bunun içinde kadınların ve gençlerin daha fazla yönetimlerde olması adına İzmir’den de 9 kadın belediye başkan adayıyla beraber bu süreci başlatmış olması. Metropol ilçelerde kadın belediye başkan adaylarının seçilmiş olması, bundan sonra da ülkeye dair sözlerimizde ne kadar heyecanlı olacağımızı gösteriyor. Ben de bunun bir parçası olduğum için üstelik kent mücadelesi içinden emeğiyle buraya gelmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı kadın olarak da Karabağlar’da bu mücadeleyi yürütecek olmak çok da heyecan verici. 

-Karabağlar sizi nasıl karşıladı? Nasıl karşılık buldunuz? Neler yaşadınız?

Karabağlar beni çok büyük bir coşkuyla karşıladı. İlk buluşmamızda ben Karabağlılara “Var mısınız?” diye sormuştum. 30 yıllık İzmirliyim. Eğitim hayatım Türkiye’nin neredeyse her noktasında geçti. Karabağlar’da yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’nin her yerinden gelmiş ve İzmir’de kendine yeni bir hayat kurmuş vatandaşlarımız. Çok ortak noktamız var. Tüm umutlar, hayaller ve kenti dair sözlerimizi hayata geçirmek için bu yolculuğa başladık. Sokak sokak, mahalle mahalle gezdiğimizde ki ben yürüyerek geziyorum. Ne kadar çok olduğumuzu o heyecanımızın ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Şimdi “Biz varız” diyorum.  Karabağlar’da gençlerle, kadınlarla ülkeye dair sözlerimizi, umutlarımızı bira arada büyüteceğimiz çok büyük bir enerji var. Biz bunu Pazar günü sandıklarda göreceğiz. 

EN BÜYÜK PROJE YOKSULLUK İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜ OLMALI
-Karabağlar’da en büyük sorun olarak neyi ya da neleri görüyorsunuz?

Aslında ülkeye dair gördüğümüz sorunlar neyse hepimiz kendi yansımalarımızı görüyoruz. Karabağlar’da da bu süreçler var. Kentleşmenin getirdiği sorunlar var. Kentsel dönüşüm dediğimiz bütün kentin yaşam alanlarıyla beraber, sosyal, donatı alanları, yeşil alanlarıyla birlikte dönüşüm ihtiyacı, dirençli kent olma ihtiyacı en önemli sorunlardan biri. Aslında bu Türkiye’nin sorunu. Dolayısıyla Karabağlar da kendi payına düşeni alıyor. Ulaşım sorunu da var. Ama en önemlisi sosyal belediyecilik. Çünkü bu ülkedeki en büyük sorun artık işsizlik ve yoksulluk. Bana zaman zaman projelerimi soruyorlar. Bu ülkedeki en büyük proje işsizlik ve yoksulluğun çözümü olmalı. Çünkü her gün daha çok yoksul olduğumuz yarın bugünden daha büyük sıkıntılar çekeceğimiz günlerde biz sosyal belediyecilik yapmak zorundayız. İzmir’in ikinci büyük ilçesi olan Karabağlar da çok büyük bir yoksulluğu da içinde barındırıyor. Kadınlar, çocuklar ve gençler bu yoksulluğun en büyük darbesini alıyor. O yüzden yoksulluk ve işsizlik en önemli sorun. 

KİMSENİN KENDİNİ ÖTEKİ HİSSETMEYECEĞİ BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞINI HAYATA GEÇİRECEĞİZ

-Merkezde olan tüm güzellikleri Karabağlar’ın kenar mahallerine de götürme sözünüz var mı?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak hepimiz aynı hakları sahibiz. Karabağlar’ın 58 mahallesinde herkesin aynı hizmeti alacağı, kendisini dışarıda, öteki hissetmediği bir belediyecilik anlayışı gerçekleştireceğiz. Karabağlar Türkiye’nin aynası. Gelir durumları farklı olan, ihtiyaçları farklı olan birbirinden çok farklı dünyalar gibi gözüken 58 mahallemizin tüm sorunları aynı. Hepimiz daha iyi bir yaşam istiyoruz. Ailelerimizle, çocuklarımızla, gençlerimizle iyi yaşamak istiyoruz. Sokağa çıktığımızda yeşil alanlarımız olsun. Güzel bir hayatımız olsun. Birbirimize dokunabilelim. Sohbet edebilelim istiyoruz. Ama bazı mahallerimizde çok daha büyük bir yoksulluk var. Bazı mahallerimizde başka ihtiyaçlar var. Bazı mahallelerimizde başka ihtiyaçlar var. Biz bu 58 mahallemizde de kendi ihtiyaçlarına göre dayanışmayı büyüteceğimiz herkesin bir arada olacağı, kimsenin kendini öteki hissetmeyeceği bir belediyeciliği hayata geçireceğiz. 


KARABAĞLAR’DA OKULDA AÇLIKTAN BAŞILAN ÇOCUKLAR VAR, BİR ÇOCUĞUMUZBANA “DENİZ KOKUSU NASIL” DEDİ

Geçenlerde bir mahallemizde bir çocuğumuz “Denizin kokusu nasıl” diye sordu. Buna baktığımız zaman büyük derin yoksullukla beraber bugün kentleri, belediyeleri konuşurken, genel siyaseti, ekonomiyi. işsizliği, yoksulluğu, şiddeti konuşmadan hiçbir çalışma yapamıyoruz. Bugün çocukların okulda bayıldığı okullar var Karabağlar’da. Bugün Milli Eğitim Bakanlığının tüm ısrarlarımıza rağmen çocuklara bir öğün yemek veremediği bir süreci yaşıyoruz ve bu yüzden Karabağlar’da açlıktan bayılan çocuklar var. Hiç denizi görmemiş, denizin kokusunu merak eden çocuklar var. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar var. Biz önümüzdeki 5 yılda sosyal belediyecilik hizmetlerini büyüteceğimiz özellikle kadınlar, çocuklar ve gençlerle ilgili çalışmaları geliştireceğimiz, çocuklarımızın eğitim ihtiyacını, oyun ihtiyacını, kültür ve sanatla ilgili ihtiyaçlarını mahallerine götüreceğimiz, çocuklarımızı denize götüreceğimiz, bütün çocukların eşit ve özgür biçimde çocukluğunu yaşayabileceği çalışmaları ortaya koyacağız. Karabağlar’da yatağa aç giren hiç kimse kalmayacak. Biz ülkeye dair sözlerimizde de yatağa aç giren çocuk kalmayacak demiştik. Karabağlar’da da biz kendi belediyemizde hiçbir çocuğumuzun aç ve oyunsuz kalmasına, karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü onların hepsi bizim çocuklarımız.

-Uzun yıllarda Çevre Mühendisleri Odası Başkanı olarak İzmirlilerin daha iyi koşullarda yaşaması için mücadele ettiniz. Şimdi masanın diğer tarafı yani icra makamı için adaysınız. Bu tecrübenizi Karabağlar’a nasıl yansıtacaksınız? Daha iyi çevre şartlara için neler yapacaksınız?

Çevre sorunlarıyla ilgili mücadeleyi yürütürken bunun toplumsal sorunlardan ayrı olmadığını her fırsatta dile getirdim. Ekonomiden, tarımdan, işsizlikten, yoksulluktan ayrı değildir bu süreçler. Karabağlar’da da yıllardır yürüttüğümüz mücadelelerde hep hak, emek adalet üzerinden konuştuk. Şimdi bir başkan olarak hem belediyecilik hizmetlerinde hem bunun topluma yansımasında adaleti, emeği ama en çok geleceğimizi ortaya koyan gençler, çocuklar ve kadınlar üzerinden o derin yoksulluğa dokunacak, kimsenin yalnız hissetmediği toplumsal, halktan yana belediyeciliği hayata geçireceğiz. Ben bir mühendis olarak yıllarca kamudan, halktan yana bir mühendislik anlayışını savundum. Meslek odamızla da birlikte kamudan, halktan yana olanları savundum. Bir belediye başkanı olarak da en büyük önceliğim bu olacak. 
Bizim temel vatandaşlık haklarımız; Sağlıklı ve güvenli binalarda barınma, eğitim, sağlık, sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkıdır. Bütün bunlar devletin kurumlarının vatandaşlarına vermesi gereken hizmetler. Ama ne yazık ki 22 yıldır devleti yönetenler kamu kurumlarını siyasete alet ettikleri ve bizim vergilerimizle verilmesi gereken hizmetlerin vatandaşa dönmediği, vatandaşa değil yandaşa hizmet eden bir anlayışı var. Bizler yıllarca bunun mücadelesini yaptık. Biz Karabağlar’da belediye olarak vatandaşlarımızın temel haklarını sonuna kadar savunacağız. Sağlıklı, güvenli binalarda yaşayan, yeşil alanları, spor alanları, pazar yerleri, sosyal tesisleriyle sadece betona dayalı olmayan bir kent oluşturacağız. Kentin refahını vatandaşlarımızla paylaşacağımız sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışı ortaya koyacağız.

ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YILDA TÜM TÜRKİYE KARABAĞLAR’I KONUŞACAK
-Karabağlar biraz geri planda kaldı? Karabağlar’ın marka değerini arttırmak için neler yapacaksınız?

Karabağlar 15 yıl önce kurulmuş bir belediye. Konak’ın içinde ayrılmış. AKP’nin bir metropol belediye kazanma hayaliyle sınırlarını çizdiğini yoksun ve yoksul olan mahallelerden Konak’tan daha büyük bir ilçe oluşturduğu bir metropolden bahsediyoruz. CHP belediyeciliği ile birlikte bir taraftan belediye hizmetlerini ve kurumsal yapısını ortaya koymaya çalışırken bir taraftan da bu kadar yokluk içinde hayata dokunmaya çalışan bir belediyecilik anlayışı ortaya koymaya çalışmış. Ama yokluklar o kadar fazla ki o yapılan çalışmalar kimseye yetmemiş. Şu an vatandaşlarımızın “Karabağlar’da oturuyorum” demediği “Hatay’da, Poligon’da, Fahrettin Altay’da oturuyorum” dediği bir süreci yaşıyoruz. Biz önümüzdeki 5 yılda tüm İzmir’in hatta Türkiye’nin Karabağlar’ı konuşacağı, bizim yapacağımız proje ve uygulamalarla “Karabağlar’da oturuyorum” demekten gurur duyacağı ve bunu paylaşacağı bir belediyecilik göstereceğiz. Şu anda çalışmalarımızda sokaklarda, kahvelerde, esnafımızla, parklarda ailelerimizle, gençlerle, çocuklarla, emeklilerle ve emekçilerle bir araya geldiğimizde biz o inancı ve ihtiyacı görüyoruz. Biz yeşil alanlarıyla, otoparklarıyla, semt merkezleriyle, dayanışmasıyla, yollarıyla, alt yapısıyla aslında Eski İzmir’i içinde barındıran dönüşümüyle birlikte yeni İzmir’i oluşturarak herkesin konuşacağı Karabağlar’ı anlatmaya devam edeceğiz. 


-Karabağlar’da heyalan riski taşıyan bölgeler var. Hatta bu bölgelerin bazılarıyla ilgili planlar yapıldı ama tartışmalar yaşandı. Siz bu konuda hangi projeleri hayata geçireceksiniz?

Ben yıllarca yaptığım mühendislikte de TMMOB’da meslek odalarımızda da mühendislik, planlama ve kamu yararına çalışmalar yaptım. Karabağlar’da riskli alan olarak ilan edilen ve buna ilişkin zeminle ilgili değerlendirmeler yapılan bölgelerde bilimsel çalışmalarla bilgi ve belgelerle durumu ortaya koyacağız. Bu riskli alanlarda çok hızlı bir şekilde vatandaşların sorunlarının ortadan kaldıracak çözümlerin hayata geçmesi gerekiyor. Oysa Karabağlar’da kangren haline gelmiş bir durum bu. 
Bakanlık tarafından riskli alan ilan edilen, düzenleme yapılması gereken bölgelerde vatandaşın neden riskli alan ilan edildiğini bilmediği, bilgi ve belgelerin paylaşılmadığı, vatandaşın en temel hakkı olan bilgi alma hakkına bile ulaşamadığı bir süreçten bahsediyoruz. 12 yılda tek bir çivi çakılmayan, tek bir gecekondunun yıkılmadığı, tek bir vatandaşımızın kendi yerinde güvenli binasına kavuşamadığı bir süreçten bahsediyoruz. Belediyenin de tabii yetkili olduğu alanlar var. Uzundere’deki uygulamalar gibi kentsel dönüşüm. Bu süreçlerle beraber Karabağlar’ın en önemli sorunlarından bir tanesi demiştim. Aynı tarihlerde üçüncü etabını bitirdiğimiz Uzundere’deki konutlar vatandaşımızın yerinde dönüşümü sağladığı ve sosyal donatılarıyla beraber yeni bir yaşam alanına başladığı yerler. Biz yeni çalışmalarımızda özellikle riskli bölgelerde, heyelan alanlarında bilimsel verilerle beraber kamu yararı kapsamında vatandaşımızın acil olarak çözüme ulaşacağı planları hayata geçireceğiz. Ama bunu yaparken Bakanlık, belediye, ilgili kurumlar, meslek odaları ve vatandaşımızın da oturduğu masada kararları birlikte oluşturacağımız bir modelle beraber çalışacağız. 

-Biraz da projelerinizden bahsedelim. 31 Mart’ta seçilirseniz hangi projeleri hayata geçireceksiniz?

Ülkede derin bir yoksulluk yaşıyoruz. Bu yoksulluğun en ağır bedelini kadınlar, çocuklar ve gençler ödüyor. Karabağlar’da 58 mahalle içinde gelir düzeyi çok düşük olan yoksunluklar içinde yaşamını sürdürmeye çalışan ailelerimizde kadınlar sesini duyurmaya çalışıyoruz. Evinden çıkamayan kadınlar o yokluk içinde çocuğuna, yaşlısına, hastasına, engellisine bakmaya çalışan ama “bakanına kim bakacak?” sorusunun cevabının olmadığı bir sürecin içindeyiz. Biz önümüzdeki dönemde sosyal belediyecilikle ilgili projelerimizi büyütürken semt evlerimizin sayısını arttıracağız. Çocuk parklarımızı, yeşil alanlarımızı geliştireceğiz. Belediyenin sosyal tesisleriyle, çay bahçeleriyle, kütüphaneleriyle, kadınlarımızın, yaşlılarımızın, çocuklarımızın evlerinden çıkıp bir arada olacağı alanları yapacağız. 
Biz 4 kreş 10 ana okulu yapacağız. Kadınlarımızın çalışması için olanakları sağlayacağız. Ama çalışırken  çocuğunun ne olacağız düşünmeden güvenli bir şekilde belediyenin uygun olan tesislerine bırakacağı bir çalışmayı hayata geçireceğiz. Semt merkezlerimizdeki eğitimleri, kursları geliştireceğiz. Burada kadınlarımızın ve gençlerimin ürettikleri ürünleri kooperatif aracılığıyla satarak ekonomilerine katı vermeye çalışacağız. Ama bu kurslara da çocuk oyun alanları yerleştirerek çocuğunun da güvenli bir şekilde zaman geçirmesi sağlayacağız. Evde bakım hizmetlerini geliştireceğiz. Özel gereksinimli vatandaşlarımız için de Karabağlar’da bir engelli köyü oluşturacağız. Köy derken bir merkez oluşturacağız. Bu merkezde özel gereksinimlilerin ihtiyaçlarını karşılarken, hayatın içine katılması için gerekli destekleri verirken onların istihdamı için de bir merkez oluşturacağız. 
Karabağlar’da en önemli sorunlardan biri de işsizlik. Nereye gitsek, kiminle sohbet etsek iş bulamadığından, çocuğunun işsizliğinden, üniversiteyi bitirdiğinden ama yıllarca işsiz kaldığından bahsediyor. Engelliler burada çok daha büyük dezavantajlı konumda. Biz gençlerimiz için bir istihdam merkezi oluşturacağımız projeleri paylaşmıştık. Engelli köyümüzde engellilerin iş yaşamına katılması için çaba göstereceğiz.

İZMİR’İN EN BÜYÜK MEYDANINI KARABAĞLAR’DA YAPACAĞIZ

-“Prestij projem olacak” diyeceğiniz bir çalışma var mı?

Önce zorunlu ihtiyaçlarla ilgili sorunları çözmekle başlayacağız hızlı bir şekilde. Burada kentsel dönüşümü açıkladım. Yerinde, adil, vatandaşımızın ekonomisine yük getirmeyen ve ortak yönetim modeliyle ortaya çıkaracağımız bir çalışmayı hayata geçireceğiz. Kentsel Dönüşüm Komisyonumuz ve bilgilendirme ofislerimizle beraber vatandaşımızın bilgi edinmesini sağlayacağımız bir çalışmayla Karabağlar’da yaşımı dönüştüreceğiz.
Ulaşımla ilgili acil çözmemiz gereken konular var. Eski İzmir’de yapacağımız Dostluk Bulvarı ve Yaşayanlar Kavşağı gibi yerlerde hızlı şekilde yapacağımız düzenlemelerle beraber Karabağlar’ın trafiğini ve ulaşımını rahatlatacağız. Projesi devam eden Buca Metro hattında Karabağlar’ın istasyonları da var. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Bakan Adayımız Cemil Tugay’ın da projelerinde paylaştığı Havalimanı-Karabağlar-Gaziemir Metro hattıyla da beraber toplu ulaşımda da Karabağlar’da rahatlama olacak. 
En önemli projelerimizden biri de kent meydanı. Biz önümüzdeki dönemde İzmir’in en iyi ve en büyük kent meydanını Karabağlar’da oluşturacağız. Bugün sadece Uğur Mumcu Meydanımız var. Orada etkinliklerimizi yapmaya çalışıyoruz. Ama önümüzdeki 5 yılda çok doğru bir projeyle kent meydanını hayata geçireceğiz. Yer belli ama 1 Nisan’dan sonra paylaşacağım.


Tahsin Yazıcı mahallemizde İzmir’in en büyük ikinci yeşil kuşağını oluşturacağız. Büyük bir kent parkı yapacağız. Burada yeşil alanlarıyla, spor tesisleriyle, sosyal tesisleriyle, çim alanlarıyla ve aynı zamanda afet toplanma alanı özelliğini de taşıyan çok büyük bir yeşil kuşak oluşturacağız. Karabağlar’da 11 yeni park oluşturacağız. Mevcut parklarımızı düzenleyip, rehabilite edeceğiz. Bu parklarımızda güvenlik butonlarımızla, çocuk oyun alanlarıyla, spor alanlarıyla Karabağlar’ın her mahallesinde vatandaşlarımızın aileleriyle sokağa çıkabildiği, o parklarda yaşadığı, güvenlik sorununu çözdüğümüz, birlikte yaşadığımız bir Karabağlar’ı oluşturacağız. 
Pazaryerlerimiz, semt merkezlerimiz, taziye evlerimiz, düğün salonlarımız, spor alanlarımızla birlikte yaşayan bir Karabağlar olacak. Yapım çalışması devam eden Atatürk Gençlik ve Spor Merkezi hayata geçmiş olacak.  Uzundere’de Gençlik ve Spor Merkezimiz hayata geçmiş olacak. Uzundere’de çok büyük bir ihtiyacı karşılamış olacak. Yine Uzundere rekreasyon alanımızda Nasrettin Hoca olarak bildiğimiz ama içinde bilim ve çocuk merkezi olan çocuklarımızın eğitimine çok büyük katkı veren alanda kapasiteyi geliştireceğiz. 
Tüm projeleri ortaya koyduğumuzda Karabağlar önümüzdeki dönemde üzerindeki toz örtüsünü kaldırmış, kendi yıldızını parlatan, kendi özünü hatırlayan İzmir’in de en çok konuşulan ilçelerden biri olacak. 

ÖNÜMÜZDEKİ 5 YIL YIL HERKEZ KARABAĞLAR’I KONUŞACAK
Karabağlar’ın geçmişine baktığımız zaman adını Kara Üzüm Bağlarından alan İzmir’in en güzel yerlerinden sayfiye yerlerinden biriydi. Ama yıllar içinde ülkenin de ekonomik durumundaki süreçlerini de göz önünde bulundurduğumuzda göçlerle birlikte yoksullaştırılmış bir süreç yaşanmış. Bugün Karabağlar adını kara bahtından aldığını zannediliyor. Herkesin farklı baktığı öteki olarak baktığı bir yer haline gelmiş. Biz önümüzdeki 5 yılda kendi özümüze döndüğümüz Karabağlar’da ülkenin farklı kentlerinden gelen tüm vatandaşlarımızın kültürel zenginliğini de ortaya çıkardığımız, dayanışmamızı ortaya çıkardığımız bir yaşamı hayata geçireceğiz. Bugün Karabağlar’ın kent merkezine yakınlığı, ticaret merkezi olarak gelişen potansiyeli, çevre yolları ve havalimanı bağlantılarını çok doğru birşekilde değerlendireceğiz. Halktan yana, kamusal alanlarını koruyan, kamusal alanlarını yeşil alan düzenlemeleriyle, kent meydanlarıyla, sosyal etkinliklerle halkla buluşturan bir Karabağları önümüzdeki 5 yıl herkes konuşacak.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz