İzmir’in istilası ve Özgür Özel’in başkan adayı tercihleri

CHP Genel Başkanı Özgür Özel İzmir’de aday tanıtım toplantısı sırasında, “Hepiniz şunu bilmelisiniz: Bugün İzmir’de ortaya koyduğumuz İzmir’in belediye başkan adaylarına baktığınızda, geçmişte verdikleri mücadeleyle kentin yüzünü güldürecek, kent suçlarına geçit vermeyecek, kentin dokusunu, tarihini bilip yarınlarını planlayabilecek, İzmir’e yakışan ve İzmir’i ranttan ve talandan kendilerini, evlatlarını korur gibi koruyabilecek kadrolara emanet etmek üzere yola çıktık” ifadelerini kullandı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

 “İzmir’in istilası” sözü Avrasya’daki yerleşimlerin bin yıllık tarihini dünyada en iyi bilen uzmanlardan biri olan Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya ait.

Ünlü tarihçi Ortaylı, İzmir için kaygılarını şu cümlelerle anlatıyor:

“1963’ten beri tanıdığım bir kenttir İzmir. O tarihte, bilhassa sıcakların bittiği eylül ayında tadına doyulmaz bir şehir olurdu.

Şirinyer (eski Kızılçullu) ve Buca tek katlı bağ evleri ve bağlarla doluydu. Buca ve Bornova’ya 19’uncu asır İstanbul’unda bile çok az görülür letafet ve zenginlikte Levanten konakları hâkimdi. Deniz kirlenmemişti. Körfez hayatiyet doluydu ve İzmir insanı kucaklayan bir sıcaklığa sahipti. Ahali cana yakındı ve Akdenizliydi.

Bu hal epey zaman devam etti.

Derken imar çılgınlığı etrafı sardı. İzmirliler bir yandan hava kirliliğinden de söz ediyorlar. Trafik tıkanıklığı da ortada ama İstanbul’la mukayese edilmeyecek kadar rahat bir şehir burası. Kemeraltı hâlâ gezilecek, alışveriş edilebilecek bir efendiliğe sahip. Şehrin etrafı hâlâ Türkiye’nin en güzel yerleri.

Bu güzellik milleti çekmez mi? İstanbul halkının emlak çılgınlığı İzmir ve havalisini sardı. “Ne istersen verelim kardeşim” havasıyla köy evlerine milyonlar veren çılgınlar geldi. Bazıları daha şaşkın. Adam Torbalı’ya yerleşiyor, inek bakma hayaliyle geliyor. Peki, iki inek ve tavuklarını getir, hayalini tatmin et. Hayır efendim, entansif hayvancılık yapacak. İki-üç dönüm yeri betonla kaplıyor, fenni ahır yapıyor, ineklere ya bakıyor ya da bakamıyor; hatta bazıları hiç başlamıyor.

Ekili toprakla beton İzmir’in kırsalında mücadele halinde. Bazıları abuk sabuk fabrikalarıyla gelmeye kalkıyorlar. İzmir’in ne olduğunu anlamadıkları açık. Yerli halk bu gelenlerden haklı olarak hiç memnun değil. Şehirde alışılmamış bir pahalılık başladı. Civardaki tatlı kasabalar beton ormanına dönüştü. Tedbir alınmıyor, hatta teşvik ediliyor.

Zavallı İzmir, yeşil Türkiye’nin tek umuduydun, bakalım bu istilayı nasıl atlatacaksın?”

***

Prof. Ortaylı’nın da ortaya koyduğu “İzmir’in istilası” meselesi son 10 yılda alınan kararların izi sürüldüğünde açıkça ortaya çıkıyor.

O izlerin birkaçı bile meseleyi anlamaya yetiyor.

İzmir ve Manisa için 1/100 binlik imar planları yapıldı.

Söz konusu planlarda, İzmir’de 1400 hektar alanın imara açıldığı ortaya çıktı.

Bir başka örnek de Kent merkezinde eski tütün depolarına yapılmak istenen 45 katlı gökdelen oldu.

İzmir’de Çeşme, Urla, Dikili, Foça da dahil pek çok bölgede koruma kalkanı olan sit kararlarının dereceleri düşürüldü. Böylece yapılaşmaların da önü açıldı.

Örnekler o kadar çok ki yazmakla bitmez.

***

Peki İlber Ortaylı’nın ifadeleriyle “İzmir’in istilasına” karşı en çok kim mücadele etti.

Şüphesiz bu soruya verilecek cevap bilimsel meslek odalarıdır. Hem de ağır ithamlar pahasına.

Balçova tarihi Agamemnon Kaplıcaları alanı ve Teleferik yamaçları rantçı yatırımcılar tarafından sonsuza kadar yok edilmesi,

Filamingo ve pelikanlar başta olmak üzere çok sayıda kuş türünün  yaşam alanı olan Çiğli Kuş Cenneti’nde Konteyner Terminalleri içeren “Özel Liman Yapıları” inşa edilmesi,

Çiğli kıyılarında Kuş Cenneti’nin devamı olan ve ekosistemin çok önemli bir parçasını teşkil eden bölgenin “ballı takas” yöntemiyle rantçılara teslim edilmesi,

 Konak Meydanı’nın tam ortasında İtalyan ortaklı bir yatırımcı tarafından faaliyete geçirilen büyük bir AVM yapılması,

Alsancak’taki tarihi Elektrik Fabrikası’nın yerinde bir gökdelen yükselmesi,

 Havagazı Fabrikası’nın yerinde bir gökdelen olması,

APİKAM(Ahmet Piriştina Kent Müzesi) yıkılıp yerinde bir gökdelen inşa edilmesi,

Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin bulunduğu alana gökdelen izni verilmesi,

İzmir Metrosu'nun Basmane İstasyonu’nun çatısını yırtarak Fevzipaşa Bulvarı’nı ve Büyükşehir Belediye Binası’nın deniz tarafından Konak Meydanı’nı Viyadük olarak geçmesi,

Kordonyolu’nda bir otoyol yapılması ve Pasaport binaları ile Gümrük binalarını yani kıyıdaki tarihi yapıyı yıkarak geçmesi,

İnciraltı’nda tarım alanlarında 30 bin kişinin yaşayacağı bir yapılaşmaya gidilmesi, EXPO gibi organizasyonlar için kent içinde hiçbir yer kalmaması,

Kordon ve Mithatpaşa da iki üç yapı, birleştirilerek yerine gökdelenler yapılması,

Bütün bunların olması İzmir’de TMMOB’a bağlık meslek odalarının mücadelesi sonucu önlendi.

***

O mücadeleyi verenler dönemin yöneticilerinin ağır ithamlarına uğradı. İzmir’in değerleri için mücadele edenlere “Hamam böceği” diyen belediye başkanı da oldu "vatan haini" diyen de.

İzmir tarihinde belki de ilk defa bilimsel meslek odası temsilcileri kenti yönetme fırsatına bu kadar yaklaştı.

CHP’nin Konak Belediye Başkan Adayı Nilüfer Çınarlı neredeyse 20 yıl Mimarlar Odası’nda Genel Başkan ve Genel Sekreterlik görevlerinde kenti koruma mücadelesi verdi.

CHP’nin Karabağlar Belediye Başkan Adayı Helil İnay Kınay Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı olarak kentin havasını, suyunu, toprağını mahveden rant baskılarına karşı geldi.

Yine CHP’nin Bornova Belediye Başkanı Adayı Ömer Eşki TMMOB’a bağlı Tekstil Mühendisleri Odası yöneticiliğinde bu mücadeleye katıldı.

Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nde yıllarca başkanlık görevini yürüten Kazım Umdular da Konak Belediyesi Meclis Üyeliği için birinci sıradan CHP’den aday gösterildi.

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay İzmir Tabip Odası’nda bu mücadeleye destek oldu.

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel İzmir’de aday tanıtım toplantısı sırasında, “Hepiniz şunu bilmelisiniz: Bugün İzmir’de ortaya koyduğumuz İzmir’in belediye başkan adaylarına baktığınızda, geçmişte verdikleri mücadeleyle kentin yüzünü güldürecek, kent suçlarına geçit vermeyecek, kentin dokusunu, tarihini bilip yarınlarını planlayabilecek, İzmir’e yakışan ve İzmir’i ranttan ve talandan kendilerini, evlatlarını korur gibi koruyabilecek kadrolara emanet etmek üzere yola çıktık” ifadelerini kullandı.

Bu tercihler de İzmir’in istilasını durdurmazsa kentin artık hiç şansı kalmaz.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz