Jeofizik Mühendisleri Odası uyardı: Buca depremiyle tetiklenebilecek diri fayların etkinlik kazanma olasılığı var  

Merkezi üssü Buca olan 4.9 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden önemli bir uyarı geldi. Oda Başkanı Sinancan Öziçer, “Buca Fayı, tanımlanmış mevcut boyutları ile çok daha büyük bir deprem üretebilecek özellikte görülmemektedir. Ancak, bu depremle tetiklenebilecek diğer diri fayların etkinlik kazanması olasıdır. Kamuoyunun bu noktayı gözardı etmemesinde çok yarar vardır” dedi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
KEREM YEĞİNBOY/EGELİ GAZETE-Merkezi üssü Buca olan 4.9 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden önemli bir uyarı geldi. Oda Başkanı Sinancan Öziçer, “Buca Fayı, tanımlanmış mevcut boyutları ile çok daha büyük bir deprem üretebilecek özellikte görülmemektedir. Ancak, bu depremle tetiklenebilecek diğer diri fayların etkinlik kazanması olasıdır. Kamuoyunun bu noktayı gözardı etmemesinde çok yarar vardır” dedi. İZMİR’DE 30 BELEDİYENİN 23’ÜNDE JEOFİZİK MÜHENDİSİ YOK Jeofizik-Jeolojik zemin etüt raporlarının standartlara uygun yapılmasının sağlanması, raporların kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde   denetimi için, merkezi ve yerel idarelerde Jeofizik Mühendisi istihdamının zorunluluğuna dikkat çeken Öziçer şu bilgileri verdi: “Son depremde de görüldüğü üzere mevcut bina olmadan önce, denetimlerin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Ancak İzmir’de bulunan 30 ilçeye bakıldığında 23 belediyede jeofizik mühendisi istihdamı olmadığından dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir. İleride daha üzücü deneyimler yaşanmaması için en kısa zamanda İzmir’de bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Sadece yerel belediyelerde Büyükşehirlerin ilgili kurumları ve devletin ilgili bakanlıklarında yeteri kadar Jeofizik Mühendisinin istihdamının yapılması gereklidir.” DAYANIKLILIK KONTROLLERİ YAPILMALI Öziçier, “Deprem zararlarının en aza indirilmesinde, uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi ve zemine uygun bina yapımı kadar, mevcut yapı stokunun, depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın  dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır” dedi.   DEPREM BÖLGESİ OLAN ÜLKEMİZDE HER AN KARŞILAŞABİLİRİZ Bu büyüklükteki bir depremden sonra akla gelen ilk sorulardan birinin de daha büyük bir depremin öncüsü olup olmadığı bilgisinin olduğunu vurgulayan Öziçier şöyle konuştu: “Bunu söyleyecek ve yorumlayacak bir teknolojik gelişime şuan sahip değiliz. 3 bilinmeyenli denklem olan depremin yeri, zamanı ve büyüklüğü önceden bilmek bilimdışı bir yorumdur. Sismolojik ve bilimsel veriler olmadan yapılan tüm yorumlara asla inanılmaması gerekmektedir. İzmir’i tehdit eden kırık sistemleri içinde ve tamamı deprem bölgesi olan ülkemizde her zaman karşılaşılabilecek büyüklükte bir depremdir. İzmir başta olmak üzere ülke kamuoyunun deprem bilinciyle yaşaması, duyarlı olması ve depreme dayanıklı yapıları kullanması şarttır.”

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz