Jeofizik Mühendisleri Odası: İzmir’de binalar denetimsiz zemin etüt raporlarıyla tasarlanıyor, depremde zarar görmemeleri mümkün değil

Jeofizik Mühendisleri Odası’ndan yapılan açıklamada, “İzmir’de denetimsiz geçen zemin etüt raporlarıyla tasarlanan binaların depremde zarar görmemesi mümkün değil” ifadeleri yer aldı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin ikinci yıldönümünde Jeofizik Mühendisleri Odası’ndan önemli bir açıklama geldi. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nden yapılan açıklamada, “Ancak İzmir’de ilçe belediyelerin çoğunda Jeofizik Mühendisi istihdamı olmadığından dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir” ifadeleri dikkat çekti. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Jeofizik Mühendisleri bir elin parmağının sayısını geçmemektedir. İmar yetkisinin, dolayısıyla bina-zemin ilişkisinin en net ortaya konulduğu çalışmalardan ve yapı ruhsatı bileşenlerinden birisi olan zemin etüt raporlarında, doğrudan yetkisi altında olan ilçe belediyelerinin bir çoğunda jeofizik mühendisi bulunmamaktadır. Hazırlanan zemin etüt raporları için yerinde yapılan ve/veya planlanan arazi çalışmalarının yeterli olup olmadığı üretilen verilerin hangi kalitede üretildiği tespit edilmeden doğru kabul edilmekte bu da deprem ve sonrasında yaşanılan olumsuz durumlara yol açmaktadır.   Yasa ve Yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle, Meslek Odalarının; üyelerini denetlemesi, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiş, üyeleri ile ilişkileri zayıflatılmıştır. Denetimsizlik nedeniyle haksız bir rekabet meydana geldiği için Mühendislik hizmetlerinde kalite düşmüştür.” DEPREMDE ZARAR GÖRMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL Açıklamada ayrıca, “Jeofizik-Jeolojik zemin etüt raporlarının güncel uluslararası standartlara uygun yapılmasının sağlanması, raporların kontrolü ve yerinde denetimi için, merkezi ve yerel idarelerde Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu olmalıdır. Son depremde de görüldüğü üzere; yapılar inşa edilmeden önce hazırlanan yapı-zemin ilişkisinin ortaya konulduğu çalışmaların ve denetimlerinin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Ancak İzmir’de ilçe belediyelerin çoğunda Jeofizik Mühendisi istihdamı olmadığından dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir. İleride daha üzücü deneyimler yaşanmaması için en kısa zamanda başta İzmir olmak üzere tüm Türkiye’de bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir” bilgileri verildi. JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ’NİN AÇIKLAMASI ŞÖYLE: İki yıl önce 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam Adası’nda meydana gelen depremle İzmir, tarihinde yaşanabilecek en büyük felaketlerden birini yaşanmıştır. Bir kez daha deprem gerçeğini yıkıcı sonuçlara yol açan deprem ve ardından hayatını kaybeden vatandaşlarımız aracılığı ile yeniden görmüş olduk. Ülkemiz aktif deprem kuşağında yer almaktadır. Bu gerçekliğe ve geçmişte yaşanan büyük can ve mal kayıplarına rağmen gerekli tedbirlerin halen alınmamış olması tekrar tekrar aynı acı ve üzüntüleri yaşamamıza neden olmaktadır. Deprem bir doğa olayı olup geçmişte olduğu gibi gelecekte de meydana geleceği ve önlemeyeceği bilinmekle birlikte bu acıların bir daha yaşanmaması ve depremlerin doğal afete dönüşmemesi için bilimsel önlemler ve bilinçli eğitim ile zararın en aza indirilebileceğini unutmamalıyız. Deprem zararlarını en aza indirmek için, mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınmalı, zemin ve temel etüt raporları bilimsel ilke ve uluslararası güncel standartlara uygun yapılmalıdır.  Uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi ve bina zemin ilişkisinin tespit edilerek buna uygun olarak imalatların  yapılması, mevcut yapı stokunun depreme güvenli hale gelmesi, depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması, riskli alanların imara açılmaması önem arz etmektedir. Kaçak yapılaşma, plansız kentleşme, yer seçiminde alınan yanlış kararlar, mühendislik hizmetlerine yeterince önem verilmeden, zemin özellikleri dikkate alınmadan yapılan konutlar, sanayi tesisleri ve ulaşım alt yapıları, deprem sonrası oluşacak can ve mal kaybının artmasına ve büyük acıların yaşanmasına neden olmaktadır. Depremlere karşı hazırlıklı olma ve deprem zararlarını en aza indirme politikaları merkezi ve yerel yönetimlerin önceliği olmalıdır. Ülkeyi ve toplumu depreme karşı hazırlıklı hale getirmek ve halkın deprem güvenli binalarda yaşamasını sağlamak devleti yönetenlerin sorumluluğundadır. Ülkemizde denetleme mekanizmasının olmaması yapılan zemin etüt raporlarının bilim ışığında bir denetimden geçememesine neden olmaktadır. Maalesef Ülkemizde, Jeofizik Mühendisleri yeterince istihdam edilmemekte, Büyükşehir Belediyelerinin bile birçoğunda istihdam edilen Jeofizik Mühendisleri bir elin parmağının sayısını geçmemektedir. İmar yetkisinin, dolayısıyla bina-zemin ilişkisinin en net ortaya konulduğu çalışmalardan ve yapı ruhsatı bileşenlerinden birisi olan zemin etüt raporlarında, doğrudan yetkisi altında olan ilçe belediyelerinin bir çoğunda jeofizik mühendisi bulunmamaktadır. Hazırlanan zemin etüt raporları için yerinde yapılan ve/veya planlanan arazi çalışmalarının yeterli olup olmadığı üretilen verilerin hangi kalitede üretildiği tespit edilmeden doğru kabul edilmekte bu da deprem ve sonrasında yaşanılan olumsuz durumlara yol açmaktadır.   Yasa ve Yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle, Meslek Odalarının; üyelerini denetlemesi, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiş, üyeleri ile ilişkileri zayıflatılmıştır. Denetimsizlik nedeniyle haksız bir rekabet meydana geldiği için Mühendislik hizmetlerinde kalite düşmüştür. Jeofizik-Jeolojik zemin etüt raporlarının güncel uluslararası standartlara uygun yapılmasının sağlanması, raporların kontrolü ve yerinde denetimi için, merkezi ve yerel idarelerde Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu olmalıdır. Son depremde de görüldüğü üzere; yapılar inşa edilmeden önce hazırlanan yapı-zemin ilişkisinin ortaya konulduğu çalışmaların ve denetimlerinin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Ancak İzmir’de ilçe belediyelerin çoğunda Jeofizik Mühendisi istihdamı olmadığından dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir. İleride daha üzücü deneyimler yaşanmaması için en kısa zamanda başta İzmir olmak üzere tüm Türkiyede bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın zemin etüt raporlarındaki her kısmın ilgili mühendislerce incelenmesi ve denetlenmesi gerektiği doğrultusunda çok açık görüşü bulunmasına rağmen uygulamada bu durum gerçekleşmemektedir. Etkin ve yetkin kontrol mekanizmasının oluşturulmaması durumunda, deprem ve heyelan gibi doğa olayları afete dönüşecek ve can kayıpları kaçınılmaz olacaktır. Bilimsel temellere dayalı jeofizik ve jeolojik verilerle üretilen doğru zemin etüdü, doğru projelendirme, doğru inşaat imalatı ve bunun kamusal denetimi ile gerçekleştirilecek yapılarda yaşanılması muhtemel depremden korkmamalı ve depremden korunmanın en önemli unsurları olacaktır. Deprem zararlarının en aza indirilmesinde, Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde radar, özdirenç tomografi ve mikrotremör gibi jeofizik yöntemlerin kullanıldığı, yapıya hasar vermeden hasarsız yapı incelemeleri yapılmalı ve yapı stoğu hakkında güncel bilgiler sağlanmalıdır.   Doğa olayı olan depremlerin geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacağını unutmamalıyız. Ülkece daha önce yaşadığımız acıları yaşamamak için gerekli önlemler çok geç olmadan alınmalıdır. Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için denetim mekanizmasının, bilimin ve mühendisliğin yol göstericiliğinde olmalıdır.TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, 30 Ekim 2020 depreminin 2. yıl dönümünde, yaşadığımız bu felaketi ve geçmişte yaşanılan depremleri unutmayacağız, unutturmayacağız. Yaşam hakkı, temel ve vazgeçilmez bir insan hakkıdır. Halkımızın daha iyi yerleşim alanlarında ve daha güvenli yapılarda yaşama hakkını hep savunacağız. Geçmişte ve iki yıl önce yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.  

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz