Memleket Partisi Adayı Ete: Konak Belediyesi emeklilerin, asgari ücretli emekçilerin ve işsizlerin üssü olacak

Memleket Partisi Konak Belediye Başkan Adayı sosyal güvenlik uzmanı Dilek Ete, EGELİ TV’de katıldığı programda önemli açıklamalar yaptı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

Memleket Partisi Konak Belediye Başkan Adayı sosyal güvenlik uzmanı Dilek Ete, EGELİ TV’de katıldığı programda önemli açıklamalar yaptı. Ete, “Ben belediye başkanı seçilirsem başta emekliler olmak üzere çalışan, çalışmayan herkesin belediyede mutlaka bir yeri olacak. Biz EYT Federasyonu’nda yıllarca mücadele ettik. Buradan mitingler düzenlenmesi için İstanbul’a otobüsler kalktı. Bir toplantı salonu istediğimizde bile bazen belediyelerde “hayır” cevabı aldık. Emeklinin, çalışanın, asgari ücretlinin belediyede kapısı açık olan, başvurduğunda sonuç alacağı bir yeri olacak. Bütün bu sıkıntıları yaşamış ve onu görmüş biri olarak eğen emekliye, asgari ücretliye ve işsize birisi kapısını açacaksa bu kesinlikle Konak Belediyesi olacak. Konak Belediyesi bu mücadelede bir üs olacak. Hiçbirine hayır denmeyecek. Çünkü ben onların içinden geldim. Neler yaşadıklarını ve nasıl mağduriyetler olduğunu biliyorum” dedi.


HAYATIMIZA KENT YOKSULLUĞU GİBİ BİR TANIM GİRDİ
“Yerel seçimlerde vatandaşın hayatını kolaylaştıracak yeşil alan, kaldırım, yol gibi hizmetleri konuşmamız gerekiyor” diyen Ete şöyle konuştu: “Ama son 1 yıl içinde sadece emekliler değil sabit gelirliler de başta olmak üzere büyük bir kesim ciddi bir enflasyon baskısı altında ve ciddi bir ekonomik kriz içinde olduğumuz için bunu konuşuyoruz. Hayatımıza kent yoksulluğu gibi bir tanımlama da girdi. Kent yoksulları arttı. 2008 yılında 5510 sayılı Kanunla emeklilerin aylık bağlama oranları düşürüldüğü gibi Türkiye’nin gelişme hızından aldığı pay da yüzde 100’den yüzde 30’da düşürüldü. Emeklinin alım gücü düşürüldü.”

-Bir sosyal güvenlik uzmanı olarak belediye başkanı olmayı neden istediniz?
Ben belediye başkan adayı olmak için yola çıkmadım. Memleket Partisi “Belediye Başkan adayımız olur musunuz?” diye teveccüh gösterdi. Ben Balçova’da Atatürkçü Düşünce Gençlik Komisyonu Başkanlığı yapmıştım. Geçmişte bankacılığım da var. Hayatın içinde siyaset bir şekilde var. Çalıştığınız alanın içinde ekonomi varsa siyasette hep onun içinde oluyor. Memleket Partisi’nden de böyle bir teklif gelince hem vatana, millete bir borcumuz olduğunu düşünüyorum. Ben 1970 doğumluyum. Babam astsubay. 1974 yılından beri bütün eğitim ve çalışma hayatım İzmir’de geçti. Hep Konak’ta çalıştım. Hem Konak’ı hem de İzmir’i çok yakından tanıyan birisi olarak eksileri, hataları bizzat yıllarca bir vatandaş olarak gördüğüm için ve hep hizmet veren sektörde olduğum için belediye başkanlığı konusu da bana yabancı değil. Güzel bir ekiple Konak’ta çok güzel şeylerin yapılacağına olan inancımla yola çıktım. İnşallah herkes için, katılan tüm adaylar için hayırlısı neyse o gerçekleşir. 

KENT YOKSULLUĞU KAVRAMI ORTAYA ÇIKTI
-Yerel seçimler olmasına rağmen haftalardır emekliler konuşuluyor, emekçiler konuşuluyor. Bunlar tam da sizin konularınız. Emekliler nasıl bu hale geldi ve yerel ve genel yönetimler emekliler için neler yapabilir?

Gerçekten de yerel seçimlerde vatandaşın hayatını kolaylaştıracak yeşil alan, kaldırım, yol gibi hizmetleri konuşmamız gerekiyor. Ama son 1 yıl içinde sadece emekliler değil sabit gelirliler de başta olmak üzere büyük bir kesim ciddi bir enflasyon baskısı altında ve ciddi bir ekonomik kriz içinde olduğumuz için bunu konuşuyoruz. Hayatımıza kent yoksulluğu gibi bir tanımlama da girdi. Kent yoksulları arttı. 2008 yılında 5510 sayılı Kanunla emeklilerin aylık bağlama oranları düşürüldüğü gibi Türkiye’nin gelişme hızından aldığı pay da yüzde 100’den yüzde 30’da düşürüldü. Emeklinin alım gücü düşürüldü. TÜİK’in enflasyon oranlarıyla yılda iki kez zam alıyordu. TÜİK de güvenirliliğini kaybetmiş kurumlardan biri. Artık hiçbirimiz TÜİK’in enflasyon rakamlarının doğru olduğunu iddia edemeyiz. Bütün vatandaş biliyor ki TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları doğru değil. Şimdi yılda iki kez TÜİK’in rakamlarıyla emeklilere bir maaş artışı vereceksiniz. Bu yasada yazıyor. Kimsenin ukdesinde değil. TÜİK’in rakamlarını vermemek gibi bir seçiminiz söz konusu olamaz. TÜİK enflasyon rakamlarını eksik açıklarsa emekliye verilen zam da eksik olur. Emeklinin maaşındaki fark da eksik olur. Alım gücü de düşer. Böyle olunca emekli geçinemez hale geldi. 16 milyon emekli var. 12 milyonu kendi aylığını alıyor. Geriye kalan 4 milyonu dul ve yetim aylığı alıyor. Dul ve yetim aylıkları 10 bin liranın da altında. 12 milyon emeklinin yüzde 50’si 10 bin ve altında aylıkla geçiniyor. Kırsal bir kesimde yaşıyorsunuz belki idare edebilirsiniz. Ama büyükşehirde yaşıyorsanız bu para sizi ancak bir hafta idare eder. Bu yüzden muhalefet ya da iktidar fark etmeden tüm adaylar vaatlerinin arasına emeklilerle ilgili bir madde eklediler. Emeklilerin hak ettiği aylığı genel iktidarın, sosyal güvenlik kurumunun vermesi lazım. Birisi bana 10-15 yol önce “Sen emekli olduğunda aldığın aylıkla 10 gün bile geçinemeyeceksin” deseydi. Ben de prim gün sayım dolduğunda gider işverenime, “Bana bundan sonra prim yatırma. O pirimin yarısını bana ver” derdim. O kadar talihsiz açıklamalar yapılır ki. Kayıt dışını çözmeyen bir Çalışma Bakanlığımız var. Yıllarca pirim doğru düzgün tahsil etmemişler. Şimdi dönüp diyorlar ki, “Biz emekliye seyyanen zam veremeyiz, çünkü paramız yok.” 

KONAK BELEDİYESİ EMEKLİLERİN, ASGARİ ÜCRETLİ EMEKÇİLERİN VE İŞSİZLERİN ÜSSÜ OLACAK

-İzmir bir emekli kenti. Konak’ta da çok sayıda emekli var. Huzurlu yaşam ve kentin güzellikleri emeklileri İzmir’e çekiyor. Sizin onlarla ilgili projeniz var mı?

Ben belediye başkanı seçilirsem başta emekliler olmak üzere çalışan, çalışmayan herkesin belediyede mutlaka bir yeri olacak. Biz EYT Federasyonu’nda yıllarca mücadele ettik. Buradan mitingler düzenlenmesi için İstanbul’a otobüsler kalktı. Bir toplantı salonu istediğimizde bile bazen belediyelerde “hayır” cevabı aldık. Emeklinin, çalışanın, asgari ücretlinin belediyede kapısı açık olan, başvurduğunda sonuç alacağı bir yeri olacak. Bütün bu sıkıntıları yaşamış ve onu görmüş biri olarak eğen emekliye, asgari ücretliye ve işsize birisi kapısını açacaksa bu kesinlikle Konak Belediyesi olacak. Konak Belediyesi bu mücadelede bir üs olacak. Hiçbirine hayır denmeyecek. Çünkü ben onların içinden geldim. Neler yaşadıklarını ve nasıl mağduriyetler olduğunu biliyorum. 
Konak her zaman İzmir’in merkeziydi. Bizim çocukluğumuz da burada geçti. Konak’ın her sokağını size ayrı ayrı anlatabilirim. Konak’ta buluşulur. Konak’ta gezilirdi. Geçen süreçte nüfus artışıyla başka şehir merkezleri oluşmaya başladı. Konak ihmal edildi. Bütün o ihmal edilen kesim için Konak’ı yeniden öne çıkaracak projeler üreteceğim. Örneğin bir fuarımız var. Belirli zamanlarda kullanıyoruz. Fuar’da çalışan, üreten kadınların ürünlerini satabileceği, stantlar açabileceği alanlar vereceğiz. Gençlerin toplanma alanı olarak düzenleyeceğiz. Hafta sonu oluyor. Aileler çocukları bir yerlerde götürmek istiyor. Fuar merkezine ulaşacaklar. Onlara bir alan verilecek. Buluş yapmak gençlerimiz var. Çok güzel projeleri var. Okulların gelip deney yapabileceği, çocukların kendini geliştirebileceği bir alana ihtiyaçları var. Orası Fuar olacak. 

YAPARSA KADINLAR YAPAR

-Konak’ta neredeyse tüm partilerin adayı kadın. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Belediye başkan adaylıklarında ya da siyasette kadınların sayısının fazla olması çok beklediğimiz bir durumdu. Her alanda olsunlar diye bekliyorduk. Bu seçimlerde hakikaten kadınlara daha fazla yer verdiler. Kim seçilirse seçilsin kadının olduğu yerde çok daha iyi şeyler olacağına ben inanıyorum. Konak’taki temizlik sorunu çözülecek. Konak’ta Mart ayında hala sinekle karşılaşıyoruz Konak’ta. Temizliği, güzelleşmesi, çöplerin toplanması, kadın ve çocukların ihtiyaçlarının tespit edilip bunların sonuçlanması kadınlarla daha güzel olur. Mesala Konak’ın kreş eksiği var. Sığınma evi yok. Orada eksiklik var. Bütün bunları gerçekleştirecek gerçekten çalışkan, azimli kadınlara ihtiyaç var. Yaparsa kadınlar yapar. 

ÇAMAŞIRHANELER AÇACAĞIZ

-Konak’ta en büyük sorun olarak neleri görüyorsunuz?

Gültepe, Kadifekale gibi dezavantajlı kesimlere belediye hizmetlerinin ciddi şekilde gitmediğini görüyoruz. Daha önceki belediye başkanları bununla ilgili çalışmalar yapmışlar ama sonuçlandırmamışlar. Gültepe’de yaşayanlar çamaşırhane kurulmasını istiyor. Çünkü orada kadınların çamaşırları yıkayacakları su tesisatı, elektrik tesisatı gibi evlerinde bir düzenleri yok. Benim projelerim arasında şu var. Mutlaka bir beyaz eşya firmasıyla ve aynı zamanda bir deterjan firmasıyla onların Konak Belediyesinde reklam yapmalarını sağlayacak bir anlaşma yaparak ücretsiz çamaşır makinesi ve deterjan vermelerini sağlayacağız. Orada büyük çamaşırhaneler yapalım. Çamaşır makineleri yok. Olanlar çalıştırdıkları zaman elektrik şartelleri atıyor. Oradaki alt yapı soruları çözülünceye kadar bu bölgelerde büyük çamaşırhaneler kurulması lazım. Kadınlar gelip yıkayacaklar ve alıp çamaşırlarını gidecekler. 


Doğalgaz sorunu var. Bunun mutlaka orada çözülmesi lazım. Ben en önemli sorunları sosyal yaşam sorunları olarak görüyorum. Konak’ta çok iyi gelir düzeyinde olan bir kesim de var Alsancak ve Güzelyalı gibi. Ama Konak’ta 111 mahalle var. Bazı mahalleler sanki İzmir’in mahallesi değil. Bir belediye başkan adayı gözüyle bakınca oradaki çocukların, oradaki kadınların sorunlarının çözülmediğini ve bugüne kadar neden el atılmadığını anlayamadım. Örneğin Kadifekale’ye gittim. Orada cenazeler memleketlerine gönderiliyor. Cenazelerin olduğu yerde cami var. Kadınların ya ada erkeklerin kullanabileceği bir tuvalet yok. Oraya bir tuvalet konulması konusunda belediyeye bir sürü dilekçe gönderdiklerini söylüyorlar. Ama iki tane tuvaleti getirip yapmamışlar. Bu ne kadar zor bir şey olabilir ki. Kentsel dönüşüm süreç alacak bir şey. Ama hemen göreve geldiğinizde yapılacak acil şeyleri sıralayacaksınız ve onları hemen gerçekleştireceksiniz. 
Şu anda aç yatağa giren çocuklar var. Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuda bir destek vermeyeceğini açıkladı. Ama İzmir’in zenginleri çok da vicdanlı insanlar. Siz onlara gidip doğru düzgün anlatsanız, ifade etseniz bir sürü odalar ve sivil toplum kuruluşları var. Deseniz ki, “Bu mahallede 10 çocuk gece aç yatıyor. Sabah okula aç gidiyor.” Yardım etmeyen hiç kimse çıkmaz. Herkes yardım eder. Sadece o koordinasyonu kuracak bir başkan gerek. Bizim bu sorunları çözmemiz için bu devirde tek bir neden olabilir. Çalışmamak. Yoksa belediyenin gelirleri az gelirler değil. Siz onu kimlere nasıl paylaştıracağınıza bakmanız gerekir. Eğer siz bir fotokopi makinasının başına 4 kişi alırsanız ve onların maaşını öderseniz, bir kişi sadece bankamatik olarak gelip parasını çeker akşam başka yerde gündüz başka yerde çalışırsa mesai süreçleri içerisinde. O zaman belediyenin geliri yok dersiniz. Oralara hizmet götüremiyorum derseniz. Halbuki topladığınız paraları doğru yerlerde doğru adreslerde gerçek belediyecilik hizmetlerine yönelik olarak harcarsanız Konak Belediyesinin çok parası var. 

-Kadın bir aday olarak kadınlar, gençler ve çocuklar için neler yapacaksınız?

Kadınlara da gençlere bir kere İŞKUR ile ortak bir çalışma yaparak meslek edindirme kursları açacağız. İŞKUR’un çok ciddi bir parası var. Bunu normalde işsizlere vermesi gerekiyor. Yüzde 3.2’sini işsizlere işsizlik parası olarak vermişler. Yüzde 7.5’ini işverene veriyorlar teşvik olarak. Yüzde 90’ı ise orada duruyor ve harcanmıyor. Halbuki meslek edinme kursları yapılarak İzmir ve çevresindeki iş merkezlerinin neye ihtiyacı varsa hangi mesleğe ihtiyacı varsa bu meslek kurslarında onların yetişmesi sağlanacak. Sonra da buralara iş alımında öncelik veririz. Gerekirse Konak’ta ikamet eden işsizler teker teker tespit edilecek. Meslek eğitim kursların alınacak. Sonra onlar işlerine yerleştirilecek. Ben sosyal güvenlik işi yaptığım için bazı işverenlerden bana mesajlar gelir. Dilek Hanım biz şu özelliklerde işçi arıyoruz, bulamıyoruz, siz lütfen duyurur musunuz? diye. Aslında işçi ve işveren tam ve yerinde birleştirilebilse aslında işçi arayıp bulamayan da var. Ciddi bir sorun var. Evine çocuk bakacak kadın bulamıyor. Evinde hastası var bakacak birini bulamıyor. Kaynakçı bulamıyor, seramikçi bulamıyor. Pandemi döneminde inşaat sektörü çalışmaya devam etti insanlar evde olunca tadilatını yaptı. Ama seramikçi yok, marangoz yok. Evinize boyacı çağıracaksınız size iki hafta hatta bir ay sonrasına gün veriyor. Şimdi bunları eğer yetiştirirseniz gerekli kurslarla ve alabilecekleri ücreti de doğru yaparsanız olur. Belediye arada olur ve belediyenin bir çabası olursa çok sayıda işsize de iş bulunur. Bugün Saat Kulesi’nin oraya gündüz vakti gidin eli cebinde dolaşan çok sayıda genç var. Biz bunları niye işe yerleştirmiyoruz? Diğer tarafta da işçi bulamıyoruz. Şu kadar maaşla elaman arıyoruz, bulamıyoruz diyenler var. 


Bir de kayıt dışı, pirimi yatırılmayan, sigortasız çalıştırılanlar var. Bu konuda da belediyelerin esnaf, sanatkar odalarıyla birlikte çalışması gerekiyor. Ruhsatı olmayan işyerleri tespit edilecek. Adam işyeri açmış Çankaya’nın göbeğinde ruhsatı yok. Başvurmamış. Kaçak çalışıyor. Bütün bunlar denetlenirse belediyenin gelirleri de artar. Ama bir işe üç kişi koyup onları da çalıştırmazsanız bu iş olmaz. Belediyecilik bir şirketi yönetmekten farklı değildir. Doğru elemanları, doğru yerlerde değerlendirir ve iyi bir planlamayla devam ederseniz kentte ciddi bir gelişme olur. Hem de bu bir iki yıl içinde gözle görülür bir hale gelir. 
Konak’ın 111 mahallesi var. 111 tane kreş yapmayı planlıyoruz. Ben gençlere çok güveniyorum. Belirli okulları belirleyip o okullardan birer genci her ay yapılacak toplantıya davet edip “Neyin yapılması senin hayatında değişiklik yaratır. Araştırtır, arkadaşlarına sor ve bana öyle bir projeyle gel ki ben onu gerçekleştireyim” diyeceğiz. Dolayısıyla hem gençler hem kadınlar çocuklar, kulağımız hep onlarda olacak. Benim oturan bir belediye başkanı olma ihtimalim yok. Çünkü yerinde duramayan biriyim. Siz kabuğunuza çekilip odanızdan hiç çıkmazsanız duyamazsınız. Halkın içine girerseniz kulağınızla duymaya ihtimaliniz yok. 
-Konak’ta yaşayanlara 31 Mart öncesi son bir mesajınız var mı?
Biz öncelikle İzmirliyiz. İzmir’in bir yaşam şekli var. İzmir Türkiye’ye örnek bir şehir. Elinizi vicdanınıza koyarak bugüne kadar yaşadıklarınızı ve bundan sonraki süreçlerde nasıl bir Konak beklediğinizi gözlerinizi beş dakika kapatarak sadece hayal etmenizi ve ondan sonra da bunun bir hizmet yarışı olduğunu bilerek sizin için kim koşacaksa, kim gönülden çalışacaksa ona 31 Mart günü oy vermenizi İzmirli Atatürkçü bir Cumhuriyet kadını olarak söylüyorum. Konak çok daha güzel bir hale gelebilir.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz