Tunç soyer siyasete başlama sebebini anlattı
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç, siyaset yapma amacını açıklayarak, ‘’Bu güzel coğrafyada yaşayan insanların, binlerce yıllık kadim bir kültürün evlatları olarak, sahip oldukları olağanüstü potansiyelle uyumlu bir yaşam kalitesine sahip olmaları mümkün. Bu mümkünü hayata geçirmek için siyaset yapıyorum’’ dedi.
- | Son Güncelleme:
- | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, Cumhuriyet’ten Tuncay Mollaveiseoğlu’nun sorularını yanıtlayarak, Türkiye gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığına adaylığından, kendisinin siyasete atılma sebeplerine kadar çarpıcı konulara değinen Soyer’in, röportajı şu şekilde:
"Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?” sorusu ülkenin gündeminde... Muhalefet partileri “isim için erken” diyor.. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ülkemizin yeniden demokratik bir zemine oturması, hak ve özgürlükler adına evrensel standartların hâkim kılınması, yargı bağımsızlığının güvence altına alınması ve çarşı-pazarı yangın yerine çeviren ekonomik çöküşe son verilmesi açısından Millet İttifakı’nın attığı adımları son derece önemli buluyorum. Ama bugünün meselesi adayın kim olacağı değil, sistemin nasıl kurulacağıdır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun birleştirici tavrı ve öncülüğüyle altı lideri aynı masada toplayan kararlılık, elbette ilerleyen süreçte aday isminin belirlenmesi noktasına da ulaşacaktır. Bu aşamadan sonra özellikle bizler gibi makamı gereği daha fazla sorumluluk sahibi olması gereken kişilerin gönlümüzden geçen isimleri zikrederek liderleri de zor durumda bırakmaması daha doğru olur. Zaten Millet İttifakı’nın dışında kalan unsurlar bu konuyu neredeyse her gün gündeme getirip ekranlara taşıyor. Ben bu tuzağa düşülmemesi gerektiği inancındayım.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığına nasıl bakıyorsunuz?
Eğer CHP içinden bir aday ismi önerilecekse, önceliğin Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na verilmesi uygun olur.
Sizin hedefiniz nedir? Siyasetin, vatandaşa hizmet etmenin sizi nereye taşımasını beklersiniz?
Ne siyasette ne de yaşamımın diğer alanlarında kişisel hedeflerin peşinde koştum. “Ben” değil “biz” söylemi ile inşa ettiğimiz bir dünya görüşümüz var. Bu güzel coğrafyada yaşayan insanların, binlerce yıllık kadim bir kültürün evlatları olarak, sahip oldukları olağanüstü potansiyelle uyumlu bir yaşam kalitesine sahip olmaları mümkün. Bu mümkünü hayata geçirmek için siyaset yapıyorum. Her şeyden önce halkın iktidarının işbaşında olduğu, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye’de, hakça paylaşımın, insanca yaşamın sağlandığı bir yönetimi tesis edebilirsek, ben de bu yoldaki adımlara bir parça destek olabilirsem en büyük hedefime ulaşmış olurum. Biz İzmir’de “Başka bir yaşam mümkün” diyerek sadece bir yerel yönetim profili çizmiyoruz. Burada alacağımız sonuçlar tarımdan turizme, sosyal yaşamdan diğer tüm üretim alanlarına etki edecek bir model olarak Türkiye’ye ışık tutacaktır.
Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Whatsapp grubu kurdunuz. O görüşme sonrası bir araya gelmediniz... Ne oldu?
Böyle bir adım atıldı ve biz de o dönem bunu son derece olumlu karşıladık. Ama bu güne dek herhangi bir iletişim çalışması yürütülmedi. Biz kentimizin sorunlarının çözümü, aksayan bürokratik süreçlerin ve hizmetlerin hızlanması adına kendisiyle her zaman görüşmeye hazırız. Bu konuda bir çekincemiz yok.
İzmir’e bir metre metro yapmayan AKP iktidarı, 4 milyar liralık Halkapınar-Otogar hattına 3 bin TL’lik sembolik bir bu¨tçe ayırdı! Benzer milyarlık yatırımlara hükümetin gönderdiği “komik” bütçeler var. Bu apaçık bir ayrımcılık değil mi?
Ortada bir realite var. İzmir’e yapılan bir haksızlık söz konusu. Bunu ben söylemiyorum rakamlar söylüyor, matematik ve istatistik bilimi söylüyor. İzmir, 2021’de 133 milyar lira vergi ödemesine rağmen merkezi yönetim bütçesinden sadece 3.5 milyar liralık yatırım almış. Yani kırk vermiş, bir almış. Ben hemşerilerime, 4.5 milyon İzmirliye yapılan bu haksızlığı dile getirmek zorundayım. Nasıl atılan olumlu adımlarda teşekkür etmeyi biliyorsak, uğradığımız bir ayrımcılık söz konusu olduğunda da sesimizi yükseltmeyi biliriz.
Dediğiniz gibi 40 verip 1 alan İzmir, Karakış yardımlarında ön saflardaydı. CHP’li belediyeler, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla seferberlik başlattı. İzmir Büyükşehir, ne kadar yardım yaptı?
Geçen Kasım’da 125 milyon TL’lik paket açıklamıştık. Kara Kış Destek kampanyası kapsamında 3 Kasım 2021 tarihinden bugüne toplam 80 bin temel gıda talebi başvurusu aldık. Bu başvuruların 50 binini karşıladık, karşılamaya devam ediyoruz. Nakit yardımı, yakacak, bebek bezi, mama, süt, ev eşyası ve kıyafet talepleri dahil toplam 258 bin başvuru aldık. Bu başvurular çerçevesinde 70 milyon TL’lik destek sağladık. O günden bu yana 1 milyon kişilik sıcak yemeği dayanışma noktalarımızda ve ikram araçlarımızla vatandaşlarımıza ulaştırdık. Üniversite öğrencilerimize 120 bin kişilik akşam yemeği ve sıcak yemek ulaştırdık. Toplam 5 bin 547 öğrencimize 17.7 milyon TL burs sağladık. Toplam 1232 evsiz vatandaşımızı sokaktan aldık, geçici konuk evimizde ve otellerimizde misafir ettik.
Görev sürenizde üç yıla yaklaşılıyor. İzmir bu süreçte çok afet yaşadı, ülkemiz ise tarihin en ağır ekonomik bunalımında. Yatırım planlarınızda, hedeflerinizde bir sapma oldu mu?
Sadece üç yılda İzmir’de 11 milyar lirayı aşan yatırım yapmışız. Üstelik dediğiniz gibi tarihin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşamamıza rağmen. Pandemiye ve en büyük depreme rağmen... Bunu nasıl başardık? İzmir’deki dayanışma ruhunu, biz olma bilincini yeniden ayağa kaldırarak. Tek bir hemşerimizin yatağa aç girmemesi için çaba gösterdik. Büyük depremden sonra henüz bir ay dolmadan çadırda kalan tek aile bırakmadık. Barınamayan öğrenciye biz sahip çıktık. Dört ayrı üniversitemizin kampüsünde sabahları çorba, akşamları sıcak yemek dağıtıyoruz mesela. Bir yandan da kent tarihinin en büyük yatırımı Buca metrosunun temelini attık, Narlıdere metrosunu bitiriyoruz, Çiğli tramvayının inşaatı hızla ilerliyor. Kentsel dönüşümde altı ayrı bölgede birden çalışıyoruz. Toplam 248 hektar alanda yaklaşık 20 binin üzerinde hanenin yerinde dönüşümü için çalışma yürütüyoruz. Kenti afetlere dirençli hale getirmek için tarihi nitelikte altyapı projeleri yürütüyoruz. Buca ile Otogar arasında İzmir’in en uzun karayolu tünelini de içeren bağlantı yolunun yapımını sürdürüyoruz. Kısacası ekonomik olumsuzluklara rağmen, beş yılın sonunda, görevi devraldığımız günle kıyasladığımızda, çok farklı bir İzmir tablosuyla karşı karşıya olacağız.
YORUMLAR
Yorum Yap