Kimya Mühendisleri Odasından Buca Cezaevi yıkımında asbest uyarısı: Halk sağlığı tehdit altında

Buca Cezavi yıkımıyla ilgili açıklama yapan Kimya Mühendisleri Odası Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehlika Koç ciddi uyarılarda bulundu. Oda üyelerince daha önce Buca Cezaevi’nde inceleme yapıldığı ve asbest varlığı şüphelerinin iletildiğini belirten Koça, “Yıkımın mevzuatlara aykırı tozu dumana katarak, adeta kaçırırcasına ,apar topar yapılması tehlikeli atık maruziyetinden dolayı halk sağlığı ve işçi sağlığını tehdit etmektedir” dedi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
Buca Cezavi yıkımıyla ilgili açıklama yapan Kimya Mühendisleri Odası Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehlika Koç ciddi uyarılarda bulundu. Oda üyelerince daha önce Buca Cezaevi’nde inceleme yapıldığı ve asbest varlığı şüphelerinin iletildiğini belirten Koça, “Yıkımın mevzuatlara aykırı tozu dumana katarak, adeta kaçırırcasına ,apar topar yapılması tehlikeli atık maruziyetinden dolayı halk sağlığı ve işçi sağlığını tehdit etmektedir” dedi. Kimya Mühendisleri Odası Ege Şubesi adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Mehlika Koç şu bilgileri verdi: [caption id="attachment_22768" align="alignnone" width="650"] MEHLİKA KOÇ[/caption] 30 Ekim 2020 depremi sonrası boşaltılan Buca Cezaevinin  4 Mart 2022’de yıkım ihalesi yapılmış ve hemen ertesinde yıkıma başlanmıştı. Asbest söküm uzmanı oda üyelerimiz 9 Mart’ta ön inceleme yapmış ,yıkım faaliyetine başlandığını gözlemlemiş; tutuklu binaları ve idari binada çatı izolasyon malzemeleri,elektrik tesisatı ve sosyal tesiste ,kazan dairesinde asbest varlığı şüphesini iletmiştir. 2004 yılında yayınlanan “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” uyarınca bina içindeki “asbest, boya, florasan, civa, asit ve benzeri tehlikeli atıkların diğer atıklardan ayrı olarak toplanması ve bertaraf edilmesi”; “Yıkım işlemleri sırasında gürültü, toz ve görüntü kirliliği ile ilgili olarak tedbirlerin alınması” gereklidir. Diğer yandan Asbestle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik uyarınca da bir “asbest söküm uzmanı” gözetiminde binada asbest içerebilecek malzeme ve yerlerini belirlemek için inceleme yapılması ve asbest maruziyetini  engelleyecek , gereken tedbirleri içerecek “iş planı” yapılarak yıkılacak binanın  bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirilmesi gereklidir. Güncel mevzuat gereğince ,yapılarda kullanılmış olan asbestin sökümü ve bertaraf edilmesi yasal bir zorunluluktur.Yıkım süresince ve yıkım atıklarının yüklenmesi ve taşınması sırasında  asbest ve toz güvenliğinin sağlanmasına yönelik mevzuat hükümlerine ve  TS 13633 Yapıların Tam Ve Kısmi Yıkımı İçin Uygulama Kuralları Standardı, TS 13895 Asbest İçeren Malzemelerin Sökümü Ve Asbest Bertaraf Yöntemleri Kılavuzu ve TS13883 Toz Bastırma Sistemleri Standardı gibi teknik standartlarına uyulmadığı görülmektedir. İşi üstlenen firma 45 gün gibi kısa sürede yıkımı tamamlayacağını açıklamıştır. İşin büyüklüğü/hacmi  gözönünde bulundurulunca böylesi kısa bir sürede asbest ve diğer tehlikeli atık yönetiminin yapılamayacağı açıkça görülmektedir ve işin yapılış biçimi,yıkımın seyri endişelerin haklı olduğunu da göstermiştir.Devam eden süreçte İzmir Barosu, mevzuata aykırı bir şekilde süren yıkımın ve bu yıkıma dayanak teşkil eden ihalenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı. Buca Belediyesi’nden  yapılan açıklamada ise ilgili yıkım için ruhsat başvurusu yapılmadığı açıklanmıştı.Mülk sahibi Adalet Bakanlığı, ihaleyi yapan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ruhsatsız yıkıma göz yuman Buca Belediyesi, kamu kurumları ve yıkımı üstlenen firma rant uğruna bir araya gelip halk ve işçi  sağlığını tehdit eden iş ve işlemlere imza atmaktadır. 60 yıldan fazla hizmet veren ,bu süre boyunca da kentin değişimine tanıklık eden dahası 80’li yıllarda idamlar ve 90’lı yıllarda tutsak direnişleriyle gündem olan, kentin ortak hafızasında yeralan Buca Cezaevi’nin müzeleştirilmesinin tartıştırılmadan ,yıkılıp yapılaşmaya açılması toplumsal hafıza/bilince zarar vermektedir dahası yıkımın mevzuatlara aykırı tozu dumana katarak, adeta kaçırırcasına ,apar topar yapılması tehlikeli atık maruziyetinden dolayı halk sağlığı ve işçi sağlığını tehdit etmektedir.   Belediyeler hukuka aykırı,ruhsatsız yıkıma müdahale etme ve “Yıkım Ruhsatı” nı vermeden önce de yetki alanında mevzuatın uygulanmasını sağlamak ve denetlemekle yükümlü-dür. İl Çevre ve Şehircilik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve Sağlık Müdürlükleri ve Belediyece   yıkım ve atık yönetimi mevzuatlarının gerektirdiği koordinasyon sağlanmalı,  mevzuata uygun olmayan yıkımların ruhsatları iptal edilerek gerekli idari ve hukuki işlemler yapılmalıdır.    

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz