Kemalpaşa’da ÇED raporunda “nükleer ve biyokimyasal atıklar” ifadeleri yer alan atık tesisi için süreç başladı

Çevre İl Müdürlüğü, Kemalpaşa’da yıllık 20 bin 500 ton tehlikeli atığın işleneceği tesis için ÇED süreci başlatılması için izin verildi. ÇED raporunda, “nükleer atıklar, biyokimyasal atıklar” gibi ibarelerin yer alması dikkat çekti.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
İzmir’de 14 yıldır büyük tartışmalara neden Gaziemir’deki nükleer atıklar temizlenmeden Kemalpaşa’da da benzer bir tesis kurulacağı ortaya çıktı. İzmir Çevre İl Müdürlüğü’nün ÇED süreci başlatılması için izin verdiği tesiste yılda 20 bin 500 ton tehlikeli atığın işlenmesi öngörülüyor. ÇED raporunda, “Tehlikeli atıkların toplanması (patlayıcı, oksitleyici, yanıcı, zehirli, aşındırıcı, bulaşıcı ve insan sağlığı için zararlı atıkların ve maddelerin toplanması faaliyetleri) (nükleer atıklar, biyokimyasal atıklar, kullanılmış piller vb” ifadelerinin yer alması dikkat çekti. Asbest içeren atıklar da kabul edilecek Ege Varil Geri Dönüşüm Ltd. tarafından yapılacak tesisin Kemalpaşa İlçesi, Armutlu 85. Yıl Cumhuriyet Mahallesi (No:124/J) 283 ada, 4 parselde kurulacağı belirtildi. ÇED dosyasına göre tesise ayrıca boş basınçlı konteynerler dahil olmak üzere tehlikeli gözenekli katı yapı (örneğin asbest) içeren metalik ambalajlar da kabul edilecek. Yılda 150 bin ton atık işlenecek Kemalpaşa’nın Cumhuriyet Mahallesi’nde kurulacak tesiste;  20 bin 500 ton tehlikeli atığın yanısıra, 14 bin 500 ton tehlikesiz atık, 90 bin ton ambalaj atığı, 10 bin ton elektrik ve elektronik eşya ile 21 bin 600 ton tanker temizleme işlemi de yapılacak.   Gaziemir’deki nükleer atık sorunu 14 yıldır çözülemiyor   Gaziemir Emrez Mahallesi’nde Türkiye Atom Enerjisi Kurumu raporuna göre toprağa gömülü olarak en az 100 bin ton nükleer atık bulunuyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Çevre Bilimleri Anabilim Dalı’ndan emekli, Öğretim Üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül Gaziemir’deki söz konusu alanda normalin 219 katı radyasyon bulunduğunu açıkladı. Radyoaktif kirliliğin sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin yeni çalışmaların oldukça sınırlı olduğunu ifade eden Küçükgül sözlerini şöyle sürdürdü: “Radyasyon kemiklerde, ciltte, üreme organlarında, tiroit ve gözlerde etki yaratır. En çabuk gözleri tahrip eder bu sebeple katarakt dünyada ve ülkemizde hızla artıyor. Radyoaktif madde DNA’yı bozar, dolayısıyla gen bozulmalarına sebep olur. Belki 10 parmaklı belki kolu omuzunda değil, sırtında olan bebekler doğar. Bunlara dair ölü bebekleri üniversitelerin pataloji bölümlerinde bir gidip görün, kanınız donar. Bizden sonraki nesle etkileri ise 120 yıl sonra belli olur. Sakat doğumlar, zihinsel bozukluklar gözlemlenir. Yapısal bir değişim zaten izleyebiliyoruz. Bunları izleyen insanların psikolojileri bozulur, kaygılara, intiharlara yol açar. Japonya gibi.” Gaziemir’deki nükleer atık sorunu 14 yıldır çözülemiyor.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz