İZ- AFED Prof. Dr. Sözbilir hakkında basın açıklaması yayınladı

İz AFED, Prof Dr. Hasan Sözbilir'in basına İz AFED toplantısına katılan bilim insanlarının yetkin olmadığına ilişkin haber yaptırdığı iddiasıyla ilgili basın açıklaması yayınladı.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremden sonra bir çok STK, medya ve kuruluşlar toplantı yapmaya başladı.  İz AFED (İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) Profosörleri, bilim adamlarıyla görüşme yaptı. Görüşme sonrasında Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR'in basına verdiği bir haberde toplantıyı ve kişileri küçümsediği, kişilerin yetkin olmadığı hakkında yapılan haberlere ithafen İz- AFED basın açıklaması yaptı. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası, üyelerimizden ve paydaş olduğumuz STK’lardan gelen yoğun talebe istinaden, “binaların depreme dayanıklılığı, performans analizi, deprem anında doğru davranışlar vb. gibi” konuları konuşmak üzere, 18 Şubat 2023 Cumartesi akşam Saat: 21.00’de online bir bilgilendirme toplantısı yapmaya karar verdik.  Gelen soruları cevaplamak üzere İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden Abdullah İNCİR(İMO Afete Hazırlık ve Müdahale Kurulu Başkanı) ile birlikte halen DEÜ Afet Yönetimi ve Kamu Yönetimi Bölümlerinin Başkanlığı görevlerini de yürüten ve aynı zamanda Dağlık Alanların Sürdürülebilirliği ve Yönetişimi Derneği Başkanı da olan değerli bilim insanı Prof. Dr. Zerrin TOPRAK (toplantıya derneği adına katıldı)  Ayrıca daha önce Uluslararası Deprem ve Yangın Sempozyumu başta olmak üzere, pek çok panel ve seminerde İzmir’in depremselliği konusunu, halkın anlayacağı sade ve anlaşılır bir dille anlatan derneğimiz üyesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Bora SONUVAR, yine çok beğenilen bir sunum yaptı.  İnteraktif olarak gerçekleştirdiğimiz toplantıya, pek çok bilim insanı ve alanında uzman kişiler de dinleyici olarak katıldılar. Toplantıya duayen bilim insanı Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ Hocamız da katılmıştı. Ancak internet kaynaklı teknik sorun nedeniyle konuşmasını yapamadı. Kendisinin yüce gönlüne sığınarak, bir sonraki etkinlikte değerli bilgilerinden mutlaka faydalanmak istiyoruz. Yaklaşık 100 katılımcının, soru ve deneyim paylaşımlarıyla katkıda bulundukları ve oldukça verimli geçen toplantı, 2 saate yakın sürüp, dinleyicilerin teşekkür mesajları ile sona erdi.

"Toplantıya katılan herkesi hedef alan bu sözler, acaba kendisini toplantıya davet etmeyişimize duyduğu derin öfkeden mi kaynaklanmaktadır? "

Toplantıdan 1 gün sonra Yeni Asır Gazetesinde toplantı ve konuşmacılar hakkında akla ve hayale sığmayan itham, iftira ve karalamalar yapıldığı bilgisi, tarafımıza iletildi. Adı geçen gazeteye bu haberi yaptıranın ise Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR olduğunu, üzüntü ve şaşkınlıkla öğrendik. Bilim insanı saygınlığıyla bağdaşmayacak şekilde üst perdeden, buyurgan, aşağılayıcı ve hedef gösterici bir üslupla; “toplantı konuşmacılarının yetkin kişiler olmadıklarını, afetlerle ilgili konuşamayacaklarını” söyleyip, daha da ileri giderek ve toplantının “bilime ve İzmir’e ihanet olduğu” gibi, mesnetsiz ve gülünç ithamlarda bulunmuş. Aynı gazeteye bir gün sonra yeni bir açıklama daha gönderen Hasan SÖZBİLİR’in ikinci açıklama, ilkinden çok daha vahim ve daha talihsiz. “Bilimle terör aynı yerde olmaz, olamaz” şeklinde hedefi belirsiz, ucu açık, kişileri ve kurumları zan altında bırakma amaçlı ve algı yaratıcı cümleyi; kendisi kime ve neyi kastederek, ne amaçla, neye dayanarak söylediğini, kamuoyu ve yargı önünde cevaplandırmakla mükelleftir. Toplantıya katılan herkesi hedef alan bu sözler, acaba kendisini toplantıya davet etmeyişimize duyduğu derin öfkeden mi kaynaklanmaktadır? Keşke bu isteğini, konuyu bu haddeye getirmeden önce daha uygun bir iletişim yöntemiyle iletseydi.  Ancak şunu da bilmelidir ki; STK’lar kendi toplantı ve etkinliklerine kimleri konuşmacı olarak davet edeceklerine, yine kendileri karar verirler. Bugüne kadar tanıdığımız, birçok etkinlikte birlikte bulunduğumuz, konuşmacı ve konuğumuz olan ülkemizin yüz akı duayen bilim insanları Prof. Dr. Ruşen KELEŞ,  Prof. Dr. Zafer AKÇIĞMerhum Prof. Dr. Adnan AKYARLI,  Prof. Dr. Şerif BARIŞ,  Prof. Dr. Zerrin TOPRAK gibi bilim insanlarından bu şekilde üstenci ve aşağılayıcı bir yaklaşıma asla rastlamadığımız için, bu talihsiz beyanatlar karşısında oldukça şaşkın ve üzgünüz.

“Bu kente ve bilime ihanet”

Ayrıca kendisini davet etmediğimiz bir toplantı için “bu kente ve bilime ihanet” diye söz etmesini de anlamakta güçlük çekiyoruz. Şayet “kente ve bilime ihaneti” arayacaksa, STK’ların yaptığı mütevazi farkındalık toplantılarında aramasın. Kentin dört bir yandaki imar kirliliğine, ranta açılan alanlara, depreme dayanıksız kaçak, çürük, çarpık yapılaşmaya bakmasını tavsiye ediyoruz. Aradığı kent suçlarını oralarda bolca görebilir.  Sn. SÖZBİLİR, bu konuda bir bilim insanı sorumluluğuyla ne yaptıysa, “bu kente ve bilime yapılan asıl ihanete” yani “kent suçlarına” ne zaman ve nasıl karşı çıktıysa, buyursun açıklasın.  Bizler de öğrenmiş oluruz. Merak ediyoruz; bizim toplantımızda konuşan insanların “yetkin olmadıklarını” neye göre iddia etmek hatta hüküm vermektedir? Toplantıya katılan kişiler hakkında hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullanarak, toplantıyı hedef gösterip, peşin hükümde bulunurken, kendisini “yetkinlik ve yetenek ölçücüsü” olarak mı görmektedir?  Yada Sivil Toplum Kuruluşları toplantı ve etkinlik yaparken, kendisinden icazet mi almalıdır? Mesela İnşaat Mühendisleri Odası Afete Hazırlık ve Müdahale Kurulu Başkanı Abdullah İNCİR yeterince yetkin değil midir?  Abdullah İNCİR hakkında böyle bir yargıya varma hakkını, nereden buluyor? Açıkça adını zikrederek “eski öğrencimizdi” deyip sonrasında türlü ithamlarda bulunup hakaret ettiği derneğimiz üyesi Hidrograf ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Bora SONUVAR; kendi meslek camiasında tanınan ve saygı duyulan biri olarak, JMO İzmir Şubesinin önceki dönem Yönetim Kurulu Başkanıydı.  Acaba “yetkin” olmak için daha ne olması gerekiyordu? Yoksa aynı üniversitede profesör olarak görev yapan DEÜ Afet Yönetimi ve Kamu Yönetimi Bölümlerinin Başkanlığı gibi saygın görevleri sürdüren değerli bilim insanı Prof. Dr. Zerrin TOPRAK da ona göre, “yetkin kişi” değil miymiş?  Oysa, bize göre “bilim ve insan” sözcüklerinin birlikte en çok yakıştığı bilim insanı olan Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Hocamız, akademik ve mesleki bilgi ve birikimini her daim STK’lar ve halkın hizmetine sunarak, saygıyı gerçekten hak eden örnek bir bilim insanıdır. Konuşmacı olduğu bu toplantıda da, engin bilgisi kadar, herkesin anlayacağı sadelikte ve nezaketli üslubuyla, dinleyicilerin takdir ve hayranlığını bir kez daha kazandı. Depremin ilk gününden itibaren bütün TV kanallarında, tanınmış yerbilimciler neredeyse her gün, her saat, hem deprem bölgesinin, hem de ülkenin tamamının fay hatlarını saatlerce ve günlerce anlattılar. Yerbilimcilerin yanı sıra ülkemizin pek çok ilinden birçok meslek odası başkanı, STK temsilcileri, arama kurtarma derneklerinin ekip liderlerine varana değin pek çok yetkili-yetkisiz kişi televizyonlara, canlı yayınlara çıkıp konuştu. Hiç kimse de bu konuşanların “yetkin olup, olmadığını” sorgulama gereği duymadı.

"Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR ile ilgili gerekli tahkikatı başlatmasını talep ediyoruz"

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR tarafından Yeni Asır Gazetesi üzerinden Derneğimizi, düzenlediğimiz toplantı katılımcılarını, paydaşımız meslek odası ve STK’ları hedef alarak yapılan hakaret, aşağılama asılsız itham ve iftira içerikli yayın nedeniyle, kendilerini esefle kınıyoruz.Ülkemizin saygın bilim kurumlarından olduğuna inandığımız Dokuz Eylül Üniversitesinin adına yakışır şekilde konuyu tetkik ederek, Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR ile ilgili gerekli tahkikatı başlatmasını talep ediyoruz. Ayrıca Türk Ceza Kanun 267/2 Maddesinde yazılı (basın yoluyla işlenmiş) hakaret, aşağılama ve iftira fiileriyle ilgili de, Derneğimiz avukatlarınca hukuki sürecin başlatılacağının bilinmesini isteriz. Üstenci, aşağılayıcı, dışlayıcı, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı, kapalı devre ve dayatmacı yaklaşımlara inat;  biz toplum tabanlı, katılımcı, şeffaf, her halükarda kamu yararını ve ekolojik dengeyi önceleyen, aklı ve bilimi esas alan rasyonel bir afet yönetimi pek ala mümkündür diyoruz.  Yukarıda izahı yapılan itham ve iftiralara karşı, kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirmek için, bu açıklamayı yapma zorunluluğu hasıl olmuştur.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz