Ege-Koop Başkanı Aslan, "Güneydoğu'da yaşanan sarsıntıda deprem değil, çürük ve riskli yapılar binlerce canımızı yok etti."
Ege-Koop modelinin dönüşümde mağduriyetlerin önüne geçmek için set olacağını kaydeden Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin ASLAN, "Bu işe siyaset karıştırılmamalı. İzmir’in atıl durumdaki kentsel dönüşüm alanları sosyal devlet mantığında merkezi ve yerel yönetimlerce planlanarak sağlıklı konutlar üretilmeli. Biz Ege-Koop olarak sorumluluğa hazırız" şeklinde konuştu.
- | Son Güncelleme:
- | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin ASLAN, tüm ülkeyi yasa boğan Güneydoğu depreminin ardından
kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti. ASLAN, son yılların en büyük depreminin yaşandığı, 10 ili
etkileyen, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden olan sarsıntının ardından, hükümetin ve yerel
yönetimlerin artık işin ciddiyetini kavraması gerektiğini, ülke genelinde acilen ada bazında kentsel
dönüşümün başlanmasını ve en önemlisi acilen “Deprem ve Kentsel Dönüşüm Bakanlığı”
kurulmasını istedi.
Yapılar güçlendirilmeli;
Ülkemizdeki temel sorun, kentleşme ve yapılaşma sürecinin, şehircilik kurallarına ve imar planlarına
aykırı bir şekilde gelişmesidir. Deprem’de yüksek risk oluşturan plansız ve sağlıksız yerleşim
bölgelerinin iyileştirilmesi, yapıların güçlendirilmesi ve depreme dayanıklı duruma getirilmesi
gerekmektedir" diyen ASLAN; kentsel dönüşümün planlı-bilimsel yapılması, ayrıca kanun kaynaklı
yetki karmaşasının çözülmesi hususunda da acil çözüm çağrısında bulundu.
313 bin konut tehlikede!
Emsal artışının çözüm olmadığını, dönüşümle ilgili tek yetkinin belediyelere verilmesi gerektiğini
kaydeden ASLAN, İzmir'i örnek verecek olursak, kentsel dönüşüm kavramının özünde değişim,
dönüşüm, canlanma, hayat bulma gibi kavramlarla ifade edilen bir dinamizim saklıdır. İlk etapta İzmir ili
genelinde 4.371 hektar alanda 313 bine yakın konutun acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Kent
genelinde bina yaşı 25 yıl ve üzerinde. Ayrıca Sayıştay raporunda İzmir’in afetlere yönelik
karakteristiği, kaçak ve denetimsiz yapılarının oranı, denetimli yapı stoğunun fiziksel “yaş” ve yapısal
(depreme dayanıklı) özellikleri değerlendirildiğinde nitelikli kentsel dönüşüm uygulamalarının kent için
kaçınılmaz olduğu görülmektedir.”
ASLAN; “İzmir genelinde bina yaş ortalaması 25 yıl üzeri olup kaçak yapılaşmanın Sayıştay
Raporlarında yüzde 60-65 olarak tespit edildiği görülmektedir. Konutlarımızın neredeyse yarısı
imar kanununa aykırı şekilde yapılmış. Yani, riskli ve depreme dayanıksız. İmar affında İzmir,
811 bin 452 konutla birinci sırada yer aldı. 30 Ekim İzmir depreminde konut stoğunun ne kadar
güçsüz olduğu ortaya çıktı dedi.
Tecrübe, bilgi ve birikim
Deprem kuşağındaki İzmir’in önümüzdeki 30 yılda, yani 2050’ye kadar nüfusun 8 milyona çıkacağını
belirten ASLAN, 'Dönüşüm yapılacak alan bölgelerin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik
yapısına göre alternatif modellerle üretilmesi lazım. Dönüşüm, herkesin kendisine göre yorum
yapıp uygulayacağı süreç değil. Tecrübe, bilgi, birikim, uygulama dirayeti gerektiren çalışmada,
belli bölgelerin; jeolojik, demografik, sismik, sosyolojik, ekonomik vb analizleri yapılarak;
vatandaşın taleplerine yanıt verebilecek dönüşüm hayata geçirilmeli' diye konuştu.
İmar affı çözüm değil
Vatandaşları yerlerinden etmek değil, uygun yerleşim olmayan bölgeleri kent dokusuna daha uygun,
depreme dayanıklı yaşanabilir alanlar yaratarak, huzur içinde yaşamalarını sağlayacak kentler
oluşturulmasını isteyen ASLAN, şöyle devam etti; Çağın tüm teknolojik olanakları kullanılmalı,
dönüşümün her evresinde toplumun tüm kesimlerini kucaklanmalı, bilimsel temele dayalı projeler
üretilmeli. Bunun için tabii ki sadece belediyelere yüklenmek doğru değil ama mekan bazında,
bölgenin sahibi ve yöneten kurumu olarak belediyelerin öncü rolü önemli. İmar affı, depreme
dayanıksız kaçak konutları yasal hale getiriyor, depremde ölüme ve yıkıma neden oluyor. Çözüm imar
affı değil, kentsel dönüşüm.”
Deprem master planı yok
17 Ağustos 1999 Gölcük, 12 Kasım 1999 Düzce ve 30 Ekim 2020 İzmir depremlerinden hala ders
alınmadığını ifade eden ASLAN, 'İzmir’de 21 fay var. Kentin dörtte üçü bu hatlar üzerinde ikamet
ediyor. Hala, güncel bir deprem master planımız yok. Hangi binayı nasıl ve nereye yapacağımızı
söyleyecek güncel deprem master planı acil çıkarılmalı. 5 yılda bir güncellenmesi gereken
master planının üzerinden 24 yıl geçti. Hepimiz aynı gemideyiz ancak uyarılarımızı hiç kimse
umursamıyor. Yıllardır söylüyoruz, ülkemiz deprem bölgesi, uyarılarımızı dikkate alın diye.
Ancak biz söylüyoruz, biz dinliyoruz. Son Kahramanmaraş depreminden sonra hükümet ve
yerel yönetimler acilen bir araya gelmeli. Ülke genelinde gerekli tüm hazırlıkları yapmalı. Tabii
uzun soluklu bir çalışma bu. Ciddi deprem ülkesi olan Türkiye’de hiç zaman kaybetmeden
“Deprem ve Kentsel Dönüşüm Bakanlığı” kurulmalı. İşi ve sorumluluğu tamamen deprem
hassasiyeti ve ülke genelindeki kentsel dönüşümü, halka hizmet parolasıyla ülkemizin güvenlik
meselesi haline getirilmesi için çaba harcamalı. Vatandaşlarımızın hayatını ancak bu şekilde
kurtarır, sağlıklı yaşamalarını sağlarız" dedi.
YORUMLAR
Yorum Yap