Annesi de babası da kimliği de vatanı da yok

İstanbul’da pavyonda çalışan Azerbaycan uyruklu kadın ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir adamın evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen Dilan, 19 yıl önce şanssız ve kimliksiz başlayan hayatını vatansız olarak sürdürüyor. Talihsiz Dilan’ın yaşadığının tek kanıtı nefes alması.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete

CEMRE YUVARLAK/ EGELİ GAZETE- Eski nesillerin “kötü kadere” bağladığı türden bir hikayeyle yaşama adım atanlardan Dilan B. Azerbaycan uyruklu Nazlı R’nin İstanbul’daki bir pavyonda çalışırken tanıştığı Abdurrahman B. ile ilişkisi sonucu başlayan bir hikâye bu. 

Hikâye şöyle, evlilik dışı bu ilişkiden dünyaya gelen Dilan, henüz 6 aylıkken babasıyla anlaşamayan annesi tarafından kaçırılmış. Farklı pavyonlarda çalışan annesi ve onun bir Türkmenistan vatandaşıyla ilişkisinden dünyaya gelen oğlu Kemal ile Türkiye’nin bazı şehirlerini dolaşmış. Annesi sınır dışı edilmeden önce henüz 9 yaşında olan Dilan’ı son çalıştığı Tekirdağ’daki pavyonun sahibine bırakmış. Dilan bırakıldığı o evde cinsel tacizine uğramış. Yaşadığı sıkıntılardan kurtulmak için bir karakola sığınmış ve Türk polisinden yardım istemiş. 10 yaşındayken de bir devlet yurduna yerleştirilmiş. Ayrıca yaşadığı cinsel tacizin sorumluları hakkında bir de dava açılmış. 

Devlet yurtlarında geçen süreci ve öykünün geri kalanını da Dilan’dan dinleyelim:

“Polise kaçarak yetiştirme yurtlarına girdim. Orada okuma yazmayı öğrendim. Eğitim hayatım başladı. Yurtta olduğum için her türlü sağlık ve eğitim ihtiyacım karşılanıyordu zaten. Sonrasında da uluslararası koruma kapsamına bir sığınmacı kimliği çıkartıldı. 17 yaşıma geldiğimde babalık davası açarak Türk vatandaşlığına geçmem gerektiğini öğrendim. Bunu yurttan çıkınca çok kolay bir şekilde halledebileceğimi düşünüyordum. Çünkü hukuki olarak çok bir bilgim yoktu.”

 

Reşit olduktan sonra lise son sınıfta kaydını İzmir'deki Konak Çınarlı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne aldıran ve 2023’te mezun olan Dilan, tek kimliği olan sığınmacı belgesini kaybetmesini de şöyle anlatıyor:

“Bir yandan sigortasız ek işlerle çalışıp geçimimi sağladığım ve bir yandan da okuluma devam ettiğim için hukuki süreci tek başıma başlatamadım. Ben belgeleri toplayıp yönlendirdikleri yere gidene kadar İl Göç İdaresi'nden hakkımda yeni bir karar çıktı. Okulumu bitirdiğim ve İzmir'de kalmak için resmi bir sebebim olmadığı için İstanbul'a yol izin belgem çıkarıldı. 2 hafta süre verildi ve aksi halde kimliğimin feshedilebileceği tarafıma iletildi. İstanbul'da; ailem, oraya giderek ikametgâh gösterecek yerim ve maddi durumum olmadığı için İzmir'den ayrılamadım. Burada hali hazırda kıt kanaat geçinirken, farklı bir şehre gidip hayatımı oraya taşıyamadım.”


Çünkü Azerbaycan’da yaşayan annesine ulaşan ama ondan sevgi, şefkat ve iyi niyetli bir yanıt alamayan Dilan B’nin 19 yıllık hayatında tek güvendiği kişi ise erkek arkadaşı Ali K. olmuş.

Çok istediği Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına ve kimliğe kavuşunca üniversiteye gitmeyi, bir işe girmeyi ve erkek arkadaşıyla evlenmeyi düşlediğini anlatan Dilan B’nin hayali ve eskilerin adlandırdığı gibi kötü kaderinden aldığı dersi de şu sözlerinde gizli:

“İleride kendi hayatımı kurmayı istiyorum ben de herkes gibi. Mutlu bir yuva kurmak istiyorum. Kendi yuvam. Ben annemin ve babamın yaptığı hataları yapmam. Çocuğuma daha iyi bir hayat sunmak isterim.”

 

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz