Siyah kurdela!..

"Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını hatırlatıyoruz! Her gün kardeşlerimiz, annelerimiz, babalarımız önlenebilir bir hastalık olan COVID-19’dan ölüyor. Sorumlusunuz! Yönetemiyorsunuz. Tükeniyoruz. (Türk Tabipler Birliği) ** “Nöbetten çıktım. Çok yorgunum. Artık kendimi yavaş yavaş tükenmiş hissediyorum. Sonbaharda mücadeleye hazır mıyım bilmiyorum. Yorulmuş bir savaşçı yeni bir savaşa nasıl başlar bilemiyorum. Allahım sen bu belâyı üzerimizden kaldır. Çocuklarım(üç oğlum) kızarmış gözlerimi yorgun bedenimi görünce istifa etmemi istediler. Siz olsaydın ne yapardınız? Bir yanda halkım. Ve yarı yolda bırakıp yüklerini artırmak istemediğim meslektaşlarım. Bir yanda psikolojisi bozulmuş evlatlarım…” “Dün sabaha kadar korona yoğun bakımda hasta baktım. 37 yaşında hiçbir hastalığı olmayan bir polis hasta vardı. 2 gün önce aşırı solunum alıp vermekten yorulduğunu ifade etmiş ‘Ben çok yoruldum lütfen beni entübe edin’ bile demişti.” (Dr.Hakan Ekalma)   ** "İzmir'de 600 sağlık çalışanı koronavirüse yakalandı-İzmir Tabip Odası)   ** "Çorum’da, koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede yaşamını yitiren PTT emeklisi Yaşar Ünal’ın (62), yoğun bakım servisine alınmadan önce kendi cep telefonuyla kaydettiği videoda, 'Allah bunu kimsenin başına vermesin. Ben geç kaldım, sizler sakın kalmayın' diyerek çağrıda bulunduğu ortaya çıktı." (TELE 1 Haber) ** Çapa’da 530 testin 81’ i pozitif. Pozitiflik oranı %15 i geçti. Bugünden artık salgının İstanbul için yeniden başladığını söyleyebiliriz. Ağırlıklı gençler ve maalesef zatürre oranı yüksek. Moral bozmak için değil, tedbir alın diye yazıyorum. Yoksa herkes üzülecek." (Prof.Tufan Tükek-İÜ Tıp Fakültesi Dekanı)   ** Vaka-ölüm sayılarında, günlük test/ pozitif vaka oranında ve zatüre oranında artış var. En büyük korkumuz Sonbahar ile vakaların daha da artması. Bir yandan da hastanelerden istifa haberleri geliyor. Lütfen kendimizi ve sevdiklerimizi koruyalım. Mart ayından daha dikkatli olalım." (Prof.Güner Sönmez- Üsküdar Üniversitesi)   ** "Son 1 hafta içinde yoğun bakımımızda enfekte sağlık çalışanı sayısı hızla arttı.. Sırayla efekte oluyoruz... Tükendik! (Dr.Deniz Heppekcan- Yoğun Bakım Uzmanı)   ** “Yine buradan, doğru bildiğim yoldan yürüyerek sesleniyorum; "Allah rızası için siz de dikkat edin şu maskenize, mesafenize, temizliğinize... Edin ki, artık önümüzü görelim! Gözümün gördüğü hiçbir şeyden korkmayan ben, gözüm görmediği için herhalde korkuyorum çünkü şu virüsten!.." (Dr.Metin Yadigaroğlu)   ** Yer Gaziantep; Covid’li hasta yoğun bakımda ölünce 100 kişilik akraba grubu hastaneyi basar. Doktor, hemşire, güvenlikçi ve 5 polise saldırır, yaralar. Son günlerde şiddetin tavan yapmış halidir. Dostumuz Opr. Dr Suat Kaptaner’in isyanı da herşeyi özetliyor; “Bize şiddet uygulayan bu gibi yaratıklar ve bu şiddeti caydırıcı önlem ve cezalarla hala önleyemeyen yetkililer, mesleğimizden nefret ettiriyorsunuz gün geçtikçe!..”   ** Her gün can kurtarmak isterken toprağa düşen sağlıkçılarımız ve hâlâ “meslek hastalığı” sayılmayan korona… 65 yaş üstünü potansiyel "salgın üssü" görme çabaları, kısıtlamaları onlara odaklı düzenlemeler... Bir yanda Bilim Kurulu’nun bazı üyelerinin salgınla mücadele etme yöntemlerini anlatma yerine, nasıl ürkütücü şekilde yayıldığını tv’lerde paylaşmaları. Ankara’da vaka sayısı 5 bine yaklaştı! Bir yanda ilgili bakanın evde izole olması gereken 100 bin kişinin şehirlerarasında çaresizlikle dolaştığı itirafı. Diyanete tahsis edilen sanatoryum(!) Bir yanda virüs tanımaz mitingler, açılışlar, etkinlikler, sınavlar, bir yanda yasaklanan müzik, sanat faaliyetleri… Bir yanda covitli hastaları toplu taşıma ile evlerine yollamak. Ardından R.Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kapat, sonra “korona aşısı üreteceğiz” de(!)   ** Bütün bunlar içinde bulunduğumuz süreci o kadar net anlatıyor ki… Meslek aşkına sahip çıkan, birbirinden kahraman sağlık çalışanlarımız, eczacılarımız, emek veren herkes; kıymetlilerimizdir. Hakları ödenmez! Sağlık çalışanlarının feryadını bizler de, Ankara duysun! Sonuçta ülkemizde çember daralıyor, açık hava hastanesi haline geldik resmen! Yolun sonu karanlık! Gidişat çok kötü! Veriler açıklananın üstünde! Hastaneler doldu!   ** Artık hemen her evde, işyerinde bir hasta ve bulaşlı pozitif vaka var! Korona belâsıyla mücadele, ortak akılla ve dayanışmayla, kurallara eksiz uymayla yapılmalı. Gelin o özveri simgesi ”asla pes etmeyen sağlıkçılarımızı yalnız bırakmayalım.” Bu virüs bize çok şey öğretirken, bilimi de siyasete kurban etmeyelim!.. Bu işler de alkışla olmuyor ayrıca!..   ** Bakın Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıklaması, herşeyin özeti; “Bu kış çok zor çetin geçecek, daha fazla ölüm göreceğiz.’’ Öyleyse; maske mesafe ve hijyenden asla ödün yok! Sonsöz; İstanbul Tabip Odası, yarın “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, tükeniyoruz” çağrısıyla temsili bir yürüyüş düzenleyeceğini duyurdu! 18 Eylül’e kadar da ölümlere, artan hasta sayısına dikkat çekmek, hayatını kaybeden vatandaşlar ve sağlık  çalışanlarının anısına tüm sağlık kurumlarında 4 gün “siyah kurdela” takarak çalışacak