Mahkeme kararları bile çevreyi koruyamıyor

Mahkeme kararları bile çevreyi koruyamıyor     İzmir’in hava kalitesini etkileyen önemli unsurlardan biri de Aliağa’daki yoğun kirletici unsurlar. Aliağa’da sanki az kirletici unsur varmış gibi yeni bir termik santral yapılmak isteniyor. İzdemir Termik Santral çalışmaları bu durumun vahim bir örneği. Açılan davalar devam ederken termik santralin inşaat çalışmaları tamamlandı. Santral, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden alması gereken Gayrı Sıhhi Müessese izni süreçleri bile tamamlanmadan üretime başladı ve ruhsatsız çalışmaya devam etti.   *** 16 Aralık 2016 tarihinde mahkeme uzun süren hukuki süreç sonunda Çevre Müdürlüğü’nün verdiği ÇED iznini de iptal etti. Ama hemen yeni bir ÇED süreci başlatıldı. İki hafta içerisinde ÇED raporuna ilişkin değerlendirmeler gerçekleştirildi. 7 Mart 2017’de ÇED Raporu nihai kabul edilerek ÇED Yönetmeliği hükümlerine göre; 10 günlük askı süreci başlatıldı. Bir önceki ÇED kararı ile ilgili iptal kararı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde uygulanarak yani 23 Mart’ta termik santralin kapanması gerekiyordu. Ama 22 Mart’ta yeni bir ÇED olumlu raporu verilerek termik santrali kapanmasına bir gün kala kurtardı. Devam eden mahkeme sürecinde 26 Ekim 2018’de bir kez daha ÇED raporu iptal edildi. Buna rağmen 28 Aralık’ta tesise yeniden ÇED olumlu raporu verildi.     ***   Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Her defasında mahkeme kararları ile  iptal edilen, yürütmeyi durdurma kararı verilen sürece rağmen hukuk yok sayılıyor. Anayasa ile güvence altına alınmış olan sağlıklı yaşam hakkı ve kamu çevre sağlığı hiçe sayılıyor. İzmir için hazırlanan Temiz Hava Eylem Planında; kent içerisinde yakıt kalitesinin arttırılması, kentsel dönüşüm, doğal gaza geçiş süreçleri, sanayi tesislerinde izleme iyileştirme  gibi yaklaşımlarla çözüm önerileri getirildi. Bütüncül bir değerlendirme yapılmadan, Aliağa Bölgesi’nde yaşanan çevresel kirliliği göz ardı ederek yapılan çalışmalar ve planlar raflarda yerini almaktan öteye geçemez. Bir yandan hava kalitesinin iyileştirilmesi için kentte doğal gaz kullanımını teşvik etmeye yönelik öneriler sunarken, Aliağa’da kömürlü termik santral kurulması süreçlerine ÇED olumlu raporları vermek büyük bir çelişki.” *** Çevre konusundaki ihtisas odasının görüşleri böyle. Mahkeme kararlarına esas teşkil eden bilirkişi raporu da termik santralin çevreye vereceği zararı şöyle açıklıyor: “Faaliyetin çevre mühendisliği açısından bazı hava kirliliği riskleri doğuracak olması,  arkeoloji ve sanat tarihi açısından ÇED raporunun arkeolojik alanlar ve sit alanları açısından yetersiz ve dayanaksız olması. İşletmenin etki alanındaki çevresel özelliklerin arkeolojik ve sit alanları açısından tam ve doğru olarak belirlenmemiş olması. Tarımsal arazi kullanımı açısından 3573 sayılı zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerin aşılattırılması hakkındaki kanuna göre söz konusu alanda Termik santral yapılmasının uygun olmaması sebepleri ile dava konusu faaliyette ÇED(Çevresel etki değerlendirmesi) olumlu kararının iptalinin uygun olduğu kanısına varılmıştır.”   *** Yani mahkeme kararında; “Bu santral çevre kirliliğini artıracak, tarım arazilerini, zeytin ağaçlarını olumsuz etkileyecek. Arkeolojik ve sit alanlarına zarar verecek” diyor. Ama bütün bunlara rağmen öyle anlaşıyor ki mahkeme kaç kez iptal ederse etsin Aliağa’daki termik santrale her seferinde yeniden ÇED olumlu raporu verilecek.