Kent suçu ve cesur mücadele  

  Geçen hafta yayınlanan kent merkezinde yapılacak gökdelen planları ile ilgili yazımda, “İzmir için cesur olma zamanı” başlıklı yazımda, bugün susup, yarın “Bu kent nasıl bu hale geldi?” demenin hiçbir faydasının da anlamının olmadığına dikkat çekmiştim. İzmir’in iki Başkanı o cesur adımı attı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, kent merkezine gökdelen yapımını sağlayan planların iptali için harekete geçti. Tunç Soyer gökdelen ruhsatının hukuki zeminini oluşturan 1/1000’lik Uygulama İmar Planı’nın iptal edilmek üzere ivedilikle Konak Belediyesi Meclis gündemine alınmasını talep etti. Soyer, Konak Belediyesi Meclisi’nin ilgili planı iptali etmesi halinde İzmir Büyükşehir Meclisi’ni olağanüstü toplanmaya çağırarak bu kararın onanması teklifinde bulunacağını açıkladı. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da “Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile kent merkezine yapılması planlanan bu gökdelen konusunu kentin gündeminden çıkaracağız” dedi.   *** Başta bilimsel meslek odaları olmak üzere İzmirlilerin yürüttüğü mücadele bir kez daha sonuç verdi. İzmir için cesaretle yürütülen bu mücadeleler olmasaydı bugün kentte neler olacaktı? Listeye bakınca vahim tablo göze çarpıyor. Alsancak’taki Elektrik Fabrikası bir Gökdelen Yatırımı olacaktı. -Havagazı Fabrikası bir gökdelen Yatırımı olacaktı. -APİKAM(Ahmet Piriştina Kent Müzesi) yıkılıp yerinde bir gökdelen Yatırımı olacaktı. -Adnan Saygun Sanat Merkezinin bulunduğu alan gökdelen Yatırımı olacaktı. -Kırmızı Kutunun konulduğu Konak Meydanı bir AVM yatırımı olacaktı, yatırımı da İtalyan ortaklı bir yatırımcı yapacaktı. -Filamingoların ve kuşların yaşam alanı olan Çiğli Kuş Cennetinde Konteyner Terminalleri içeren Özel Liman Yapıları Yatırımı yapacaklardı. -İzmir Metrosu Basmane İstasyonu Çatısını yırtarak Fevzipaşa Bulvarını ve Belediyenin deniz tarafından Konak Meydanını Viyadük olarak geçecekti. -Kordonyolu sadece otoyol değil, pasaport binalarını ve Gümrük binalarını yani kıyıdaki tarihi binaları yıkarak geçecek bir yatırımdı -İnciraltı’nda tarım alanlarında 30 bin kişinin yaşayacağı bir yapılaşma yatırımı olacaktı. EXPO için size yer bile kalmayacaktı. -Kordon ve Mithatpaşa da iki üç yapının birleştirilerek yerine Gökdelen yapılması da yeni değil, 1995’li yıllarda İzlenen bir yatırım filmi idi. -Balçova tarihi Agamemnon Kaplıcaları alanı ve Teleferik yamaçları rantçı Yatırımcı tarafından sonsuza kadar yok edilecekti. -Çigli kıyılarında Kuş Cennetinin devamı olan Sulak Alanlar-Ekosistemler Ballı Takas olarak yatırıma açılacaktı. Bu tabloyu Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin önceki Başkanı Hasan Topal yayınladı. Bu gün Belediyenin haklı olarak gururla kullandığı Havagazı Fabrikası, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi gibi kamusal mekanlar rantçı yatırımcılardan kurtarılarak kentliye kazandırıldığını hatırlatan Topal şu bilgileri verdi: “İzmir’de şehircilik bilimine, planlama ilkelerine ve kamu yararına aykırı olmayana, yani yasal olana, yani ayrıcalıklı olmayana, yani kentin tarihine, kıyısına, kültürüne, orman alanına, tarım alanına, sulak alanına göz dikmeyen yatırımlara hiç dava açılmamıştır. Haksız ve hukuksuz olan rant yatırımlarına karşı açılan davaların ise tamamı Kamu yararına kent yararına kazanılmıştır. Bir başka söylemle; İzmir kentinde rant değil gerçek anlamda üretim yatırımı yapacak, istihdam yaratacak hiçbir yatırımcı engellenmemiştir.”   *** İzmir’de yatırım için de gökdelen için de fazlasıyla yer var. Açın bakın imar planlarını. Hepsi için ayrılmış bölgeler var. Bu planlara aykırı her girişim bilimsel meslek odalarının deyimiyle kent suçudur.