Kader

Ülkemizde fakirlik var. Kaderde fakirlik var, yönetim bahane… Ne mutlu fakirlere! Rivayete göre zenginler edindikleri malların hesabını vermeye çalışırken fakirler kafadan cennete…

ENAG açıkladı enflasyon % 112,5; TÜİK’e göreyse % 50.5. Seç beğen al. Bunlar bizim yaşadıklarımız değil ha… Biz, cebimizde ne var, ne kadar rahat yaşayabiliyoruz, yaşamak bir yana hayatta kalabiliyor muyuz, ona bakalım.

Ama kader, fıtrat, bizde çalışıyor. Yiyoruz yani. 14 Mayıs’a da böyle gideceğiz hani. Ne bitki çayları içeceğiz… Papatya mı dersin, rezene mi, yoksa melisa mı? Ne alırsınız efendim?

Deprem yaşandı: Kader; maden kazaları: Kader; dereler, yataklarındaki yerleşim yerlerini bastı: Kader; açız: Kader… Bu kadim topraklar, onlarca medeniyete kucak açmış bu dikdörtgen, bu kadar verimlilikle, üzerinde yaşayan bizlere fakirlik bahşetti: Kader.

Bizden önceki nesiller emekli paralarıyla bir ev alırlardı. Şimdi çalışarak ev, araba almak mümkün mü, soralım kendimize. Kiraların 20 bin liralardan başladığı İstanbul’da, ben ev sahibi olmak istiyorum dersen minimum 5 milyondan başlayan evlerden almak durumundasın, alabiliyor musun?  Fakirlik eşittir. Evet, hayaldi gerçek oldu.

Seçimler öncesinde, tiyatro açılışlar, temel atmalar yapılırken, “Deniz kumu değil haa…” tadında, pazarda marul satar gibi ferasetini sevdikleri cahil seçmene seslenen asrın liderimiz (!) işi biliyorsun, ne diyeyim…

Kocamdır, beni sever de döver de, diyen kadın misali, çalıyorlar ama çalışıyorlar diye avunan sevgili halkım, sana bir çift sözüm var: Seni cahil tutarak ferasetinle beslenen yöneticilerini sorgulasan biraz, diyorum.

Ramazan ayı boyunca asrın liderimiz üslubuna dikkat edecek, daha alçak perdeden konuşacak diye ummuştum, olmadı. Yanıltmadı beni, Akşener’e “Beni kendinle uğraştırma!” tehdidiyle perdeyi açtı. Gerisi de gelir. Muhalefeti karalamak adına söylemlerle Ramazan mamazan dinleyecek gibi durmuyor. Durmak yok, kutuplaştırmaya devam...

Seçimlerin kaderini kadınlar belirleyecek, bence. AK Partili Özlem Zengin’in kırmızı çizgimiz dediği kadın hakları ve bu bağlamda İstanbul Sözleşmesi… Ya Yeniden Refah Partisi’nin kadını geri plana atarak Cumhur İttifakı’na ilhakına ne demeli? Akşener de bir kadın, bir kadına böyle bir çıkış… Ne bileyim, patlama yakın.

Yani karanlık 21 yıl... Kader, kime şikâyet edeyim seni, bilemem.

Bize düşen ne? Kader deyip kabullenmek değil elbet, sorgulamak: Başımızı kumdan çıkarmak, azıcık okuyup araştırmak; kimsenin vazgeçilmez olduğuna inanmamak, mezarlıkların vazgeçilmezlerle dolu olduğunu bilmek.

Ne zaman adam oluruz…

Bir ülkede edebiyat ve sanattan fazla siyaset konuşulduğunda, oranın üçüncü sınıf bir ülke olduğunu öğrendiğimiz zaman.

----

03.04.2023

Namık BUDAK

[email protected]