Gıda fiyatları; talimatla nereye kadar?

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla enflasyonla mücadele kapsamında temel tüketim ve et ürünlerinde kapsamlı bir indirim kampanyası başlattı. Ancak kimine göre indirim kimine göre bindirim var. Özellikle bakliyat ürünlerinde indirim olduğuna şahit oldum. Talimatla indirim üzerinden bu olayı irdeleyecek olursak… Liberal ekonominin kurallarına ters… İlk olarak talimatla gıda fiyatlarının düşürülmeye çalışılması ekonominin hele de liberal ekonominin kurallarına hiç uygun değil. Adalet ve Kalkınma Partisinin ekonomi modeli olarak liberal ekonomiyi izlemeye çalıştığını biliyoruz ve bu sisteme göre rekabetçi piyasa yani arz-talep dengesi fiyatları belirliyor. Talimat, takip edilen ekonomik modele uymamakla birlikte rekabette de bir sorun var. Marketler şubeleri azaltabilir… Tarım Kredileri indirime zorlayıp, fiyat farkını hazineden karşılayabilirsiniz. Ancak diğer marketlere bunu yapamadığınız için bu marketleri rekabetin dışına iterek onların zarar etmelerine neden olabilirsiniz. Son yapılan fiyat indirimleri benzer etkiyi yaratmadıysa, nedeni olarak tarım kredi marketlerinin Türkiye çapında şube sayısının az olması görülebilir. Yoksa rekabet açısından yaratılan sıkıntı marketlerin birçok şubesinin kapatılmasına ve birçok çalışanın işsiz kalmasına neden olurdu. Girdi fiyatları aşırı yükseldi… İkinci olarak gıda üretim zincirinde son on ayda yaşananlara bir bakalım. Geçen ekim ayından itibaren girdi fiyatlarının yükselmesi ister istemez tarım ve tarım dışı bütün ürünlerin fiyatlarının artmasına neden oldu. Artan dövizin de etkisiyle son on ayda mazot neredeyse üç, benzin iki buçuk, gübre dört, tarım ilaçları ve elektrik iki, tohum üç misli arttı. Bu da ürünlerin tarla çıkış fiyatlarına yansıdı. Gerek bitkisel üretimde gerekse hayvancılıkta kullanılan girdilerin uçması, bazı üreticileri üretmemeye iterken, her şeye rağmen ekim-dikim-hayvancılık yapan üreticilerin tarlalarına gübre, ürünlerine ilaç atmalarını ve sulamaları sınırladı. Hatta hayvanlara daha az yem verilmeye başlandı. Bu durum ürünlerde azalmaya neden olarak arz sıkıntısı yarattı. Azalan ürünler talebe yetişmeyince de liberal ekonominin kuralı olarak rekabetçi piyasada fiyatları arttı. Bu kadar basit. Ne yapılmalı? Hâlbuki talimatla fiyat düşürme yerine Türkiye tarımının yapısal sorunları halledilmeli. Köylü ürettiği zaman para kazanabileceğini bilmeli. Bunun için ürün fiyatları ekimden önce açıklanmalı, ürün destekleri en az tarım kanunda yazılan kadar olmalı, tapulama ve kadastro işlemleri ile sulama yatırımları bir an önce tamamlanmalı. Çiftçiye ucuz girdi sağlamak için Türkiye’de yem katkı maddeleri, ilaç, gübre, antibiyotik, tohum gibi girdileri üretenlere destekler verilmeli. Listeyi uzatabilmekle beraber, en son olarak mutlaka devlet eliyle ilçe bazlı kooperatifler şeklinde köylülerin örgütlenmeleri yapılmalı. Ancak kurulduktan sonra devlet elini kooperatiften çekmeli ve demokratik seçimler sonucunda yönetim kurulları ortaklar arasından çıkmalı. İşte basitçe bunları yaparsanız talimata gerek kalmaz, Kuşadası’nda kask yok… Başka bir konuya değinmek istiyorum. Selçuk’a gidiyorsunuz bütün motosikletliler kasklı, Kuşadası’na geliyorsunuz yoldaki on kişiden dokuzu kasksız. Araştırdım, Selçuk’un trafik amirliği bu işi çok sıkı tutuyormuş, Kuşadası trafik amirliği ise bu konuda çok gevşek. Lütfen kask Kuşadası… Sağlıkçılar çok önemli… Başka bir konu. Sağlıkçılar çok önemli. Çok nedeni olmakla birlikte sadece birini yazacağım. İnsanları acılarından kurtarıyorlar. Binlerce teşekkürler… Prof. Dr. Harun Raşit Uysal Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi e-mail;[email protected]