Devrek Safder Kartoğlu Yarı Maratonu

NAMIK BUDAK- Bu yıl ilk defa gerçekleşecek Ulusal Devrek Safder Kartoğlu Yarı Maratonu’na Bursa'dan 14 kişilik bir kafile ile katılıyoruz. 09 Nisan 2022 Cumartesi sabah erkenden yola çıkıp Yenişehir'den de iki sporcumuzu alarak İznik- Adapazarı- Bolu -Mengen üzerinden Devrek'e saat 14.00 gibi varıyoruz.

Cumhuriyet Meydanı’ndayız, Kaymakamlığın önünde kurulan standlarda göğüs numaralarımızı, yarış kitimizi teslim alıyoruz. Yolda epeyce hırpalandık, yorulduk; organizasyonun bizler için tahsis ettiği pansiyona geçiyoruz: İlçenin Fen Lisesi’nin pansiyonu bu. (Fen lisesinde okumadık; ama yatakhanesinde bir gece kalmışlığımız olacak) Odalarımıza çekiliyoruz, bir yarım saat kadar dinlenip yol yorgunluğunu atıyoruz. Saat 17.00’de, şehir merkezine, Makarna Partisi’ne dönüyoruz yeniden. Burada değişik illerden gelen arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz, hasret gideriyoruz; sohbet konusu tabii ki spor, atletizm…

95 YAŞINDA DELİKANLI SPORCU SAFTER KARTOĞLU

Safter Kardoğlu’yla yollarımız kesişiyor burada: 95 yaşında delikanlı bir sporcu. Bizlere hitap ediyor, bizlerle sohbet ediyor, hatıra fotoğrafları alıyoruz. Kimdir Safter Kardoğlu? Devrekli, 5 kıtada ülkemizi başarıyla temsil etmiş milli atletimiz. Onun adına yarış düzenleniyor zaten. Biraz daha lafladıktan ve karbonhidrat (makarna) yüklendikten sonra tekrar kalacağımız yere dönüyoruz.

Akşam küçük bir toplantı yapıp yarış günü ve sonrasını planlıyoruz. Yarış günü sabah erkenden saat  07.00’de aracımız yarışın başlayacağı yere sporlarımızı götürecek. Yarış 10.00’da (yol yarışları için bu mevsimde çok geç bir saat) başlayacak ve 12.30’da tekrar duş almak üzere sporcularımızı kaldığımız yere geri getirecek. Bir de dönüş yolculuğu için planlama yapıyoruz: Geldiğimiz yoldan değil de kuzeyden, Karadeniz'den, Ereğli-Karasu üzerinden, sahilden Sakarya'ya dönüşe karar veriyoruz. Şimdi uyku vakti.

 Sabah erkenden koşu başlangıç alanındayız. Kahvaltı, ısınma derken saat 10.00’da 10 kilometre koşusunun startı veriliyor. 10.00’da bizler, 21 kilometre koşacak yarı maratoncular için start vakti. Bizden hemen sonra da halk koşusu başlayacak. Hava sıcaklığı mevsim normallerinin çok üstünde, başlama saati de geç olduğundan alev aleviz.

Yarış organizasyonu gayet profesyonel, gözlemlerimiz bu yönde: Su istasyonları 3 kilometrede bir… Sıkıntı çekmiyoruz.  Güneş bir taraftan bizi gererken, biz de istasyondan aldığımız sularla tekrar kendimize gelme çabalarındayız. Parkur ilçe merkezinden yani Kaymakamlık binasının önünden Kuzey'e, şehri serinleten Bolu Çayı’nın kenarına, oradaki caddeden sağa dönmek suretiyle 10,5 kilometre gidiş-dönüş olarak planlanmış. Fazla inişi çıkışı yok, düz sayılır.

Bütün sporcu arkadaşlarımız sağlıkla parkurlarını tamamlıyorlar. 14 kişilik ekipten 7 tane kupa da alıyoruz: Çok büyük bir başarı… Arkadaşlarımızı kutluyoruz, onlarla ne kadar gurur duysak azdır, diyoruz.

Ödül töreni sonrasında karnımızı doyurup saat 16.00 gibi yola koyuluyoruz. Ereğli'ye varmak için tercih ettiğimiz kestirme köy yollarında doğal manzarayı, yanımızdan kıvrılarak akan dereyi, alçalıp yükselen tepeleri, deli yeşillikler içerisinde izleme fırsatını buluyoruz. Minibüste sohbetler, şakalar, oyun havalarına oturduğumuz yerden eşlik etmeler… Kadın sporcumuzun aldığı kupadan dolayı eşinin 2 hafta tamamen mutfağı devralma ödülü de ayrı bir güzellik… Alkışlarla tebrik ediyoruz tüm sporcularımızı…

Gece yarısında bulmadan Bursa’mıza sağ salim dönüyoruz.

Yarış tertip komitesine yarışın saat 08.00 ya da en geç 09.00’da başlamasının daha uygun olduğunu hatırlatırken her sportif etkinliğin sonunda dediğimiz gibi: “Spor iyidir, birlikte!..”

Kalın sağlıcakla, sporla…