Merkez üssü Seferihisar olan deprem neden en çok Bayraklı’da yıkıma neden oldu? İşte cevabı  

Merkezi Seferihisar açıkları olan AFAD verilerine göre 6.6 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 100 kilometre ötede Bayraklı’da yıkım ve can kayıplarına neden oldu. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, depremin merkez üssünün adeta Bayraklı ilçesi gibi hissedilmesinin nedenini açıkladı. Öziçier, bunun nedeninin “zemin büyütmesi” etkisi olduğuna söyledi. Öziçer, “İzmir’de nüfus yoğunluğunun en fazla olan binalar yaş sınırını doldurmuş ve alüvyon dediğimiz deprem dalgalarını büyüten özellikte yumuşak zemine oturan bölgelerde yer alıyor. Bayraklı’nın büyük bölümü de bu bölgelerin başında geliyor. Ayrıca Atatürk Mahallesi’ndeki andezit kayalara çarpan deprem dalgaları geri dönerek bir kez daha Bayraklı’yı etkliyor. Ne yazık ki bunu acı bir şekilde yaşadık” dedi.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
Merkez üssü Seferihisar açıkları olan AFAD verilerine göre 6,6 büyüklüğündeki depremin  yaklaşık 100  kilometre ötede Bayraklı’da nasıl bu kadar büyük yıkımlara yol açtığının cevabını Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer verdi. Bunun sebebinin “zemin büyütme” faktörü olduğunu ifade eden Öziçer, “Deprem dalgaları önce düşey yönde hareket eden birincil dalga ile gelip binamıza ilk darbeyi vurur sonra yanal yönde hareket eden ikincil dalga ile hasar vermeye başlar ve en sonunda elips şeklinde hareket eden yüzey dalgaları ile binalar yıkılır. 3 ana dalgadan oluşan deprem dalgaları her zeminde aynı şeklide hareket etmezler. Çakıllı zeminde farklıdır, kayalık zeminde farklıdır, yumuşak ve balçık zeminde farklıdır. Kayalık zeminlerde deprem dalgaları hızlı geçer ve periyodu çok düşüktür. Bundan dolayı hissetmemiz az ve şiddetsizdir. Ancak dolgu, balçık ve alüvyon (İzmir’in çoğu zemini bu şekildedir) zeminler deprem dalgalarını absorbe eder. Yani deprem dalgasını emer, özümser ve içine çeker. Bu da binaları daha fazla deforme etmesine sebep olur, periyodunu yükseltir, sarsıntının genliğini çoğaltır ve yıkıcılık özelliğini artırır. Zemin Büyütmesi faktörü devreye girer. Bayraklı’nın büyük böyümü de dolgu, balçık ve alüvyon zeminden oluşuyor. Ayrıca Atatürk Mahallesi’ndeki andezit kayalara çarpan deprem dalgaları geri dönerek bir kez daha Bayraklı’yı etkliyor. Ne yazık ki bunu acı bir şekilde yaşadık” dedi. Zeminin deprem anındaki hareketlerinin hesaplanması hayati öneme sahip   Buna en güzel örneğin 1999 Gölcük depreminde yaşandığını hatırlatan Öziçer şu bilgileri verdi: “En büyük hasar ve can kayıplarının deprem merkez üstünden yaklaşık 150 km. uzaklıktaki Avcılar semtinde meydana geldi. Bu örneği İzmir’e çevirirsek Manisa’da veya Aydın’da meydana gelebilecek 6 ve üstü depremlerin İzmir’e hiçbir zarar vermeyeceği anlamına gelmiyor. İzmir’deki nüfus yoğunluğunun en fazla olan binalar yaş sınırını doldurmuş ve alüvyon dediğimiz deprem dalgalarını büyüten özellikte yumuşak zemine oturduğundan Avcılar’daki risk İzmir içinde geçerli. Binalarımız eski ve hasar görmeye müsait, sadece İzmir’de meydana gelebilecek bir deprem değil yakın çevrede meydana gelebilecek bir deprem bile İzmir’i etkileyecek düzeyde oluyor.. Bundan dolayı bu problemi çözecek yöntemlerden biri doğru şekilde hazırlanacak olan Kentsel Dönüşüm projeleri ve zeminin deprem anında nasıl hareket edeceğini belirleyen dinamik parametrelerin jeofizik mühendislerince hesaplanıp binaların bu şekilde tasarlanmasıdır. Bu hayati bir konudur.”  

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz