İzmir’de gürültüye 7 gün 24 saat izin

Hem de bu izinleri adında çevre kelimesi geçen bir kurul veriyor. Adı da Mahalli Çevre Kurulu. Valilik bünyesindeki bu kurulda kentteki çeşitli kamu kurumlarının temsilcileri yer alıyor. Kurul, son toplantısında çevre ile ilgili olarak çok gürültü koparacak kararlar aldı. İçinde turizm bölgelerinin bile olduğu İzmir’in değişik yerinde inşaat firmalarına 24 saate varan çalışma izinleri verildi. *** Bu kararlar; özel kişi ya da kuruluşlara ait inşaatların da devlete ait inşaatlar gibi “kamu yararı” ilkesinden yararlanarak 24 saat faaliyetlerine devam etmesini içeriyor. Çevresel Gürültünün Değerlendirmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin Şantiye Alanları İçin Çevresel Gürültü Kriterleri adlı 23’üncü maddesi şöyle: “Kamu yararı gerektiren baraj, köprü, tünel, otoyol, şehir içi anayol ve toplu konut gibi projelerin inşaat faaliyetleri, İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile geceleri de sürdürülebilir.” Kamu kurumları için öngörülen bu izin İzmir Mahalli Çevre Kurulu’nca özel inşaatlara da veriliyor. Mahalli Çevre Kurulu’nun son kararları ile Konak, Çeşme ve Bayraklı’da hafta sonları da dahil 24 saate varan çalışma ve gürültü yapma hakkı tanındı. *** İzmir’de çok ciddi anlamda bir inşaat faaliyeti var. Bu da gürültü açısından önemli bir sorun oluşturuyor. Aslında Çevre Yönetmeliği, zorunlu kamu yatırımları olması durumunda çalışma saatlerinin değiştirilebileceğini öngörüyor. Oysa izin verilen işletmeler kamu kurumu değil, dolayısıyla bu anlamda kamu yararı da yok. Hepsi ticari faaliyet. Ama, Mahalle Çevre Kurulu, bu ticari faaliyetleri kamu yararı olarak değerlendiriyor. Kamu yararı olmayan işler için kamunun huzurunu kaçıracak izinlerin verilmesinde hiçbir sakınca görülmüyor. *** Bir süredir alınan bu kararlarla İzmir’de hafta sonları da dahil kimseye sakin, gürültüsüz bir yaşam hakkı tanınmıyor. Bütün hafta boyunca çalışma ortamlarındaki gürültüyü ve trafiği çekip evinize ulaştığınızda da rahat etmek mümkün değil. Hafta sonları da dahil, gece yarısı bile gürültü ile yaşamak zorundayız. Bütün bu gürültü kirliliğinin Mahalli Çevre Kurulu’nun izni ile olması da ayrı bir çelişki. Ticari faaliyetlerin ‘kamu yararı’ maddesine sokulup gerekli izinlerin verilmesi artık sıradan bir durum. Ne yazık ki yüz binlerce İzmirlinin gürültüye katlanmak dışında yapabileceği bir şey yok.