Çeşme ve Urla'da acele kamulaştırma kararlarına karşı Danıştay'a iptal davası

2054 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Urla ve Çeşme’de acele kamulaştırılan arazilere dair Danıştay’a davalar peşi sıra geliyor. İzmir Barosu, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, EGE-ÇEP, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İMECE-DER, Halkların Demokratik Partisi ve Yeşil Sol Parti Danıştay’a acele kamulaştırmaların iptal edilmesi için dava açtı. İzmir Bölge İdare Mahkemesi önünde düzenlenen basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko da katıldı. ‘BU KONUDA TARAFIZ’ Davaların açılmasının ardından açıklama yapan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu dönem sözcüsü Melih Yalçın turizm amaçlı acele kamulaştırmanın karşılaştıkları bir şey olmadığının altını çizerek “Acele kamulaştırma ile vatandaşların zaten SİT alanı olan malına devlet tarafından el konulmuş durumda. Hukuksuz bir el koyma, hukuksuz bir kamulaştırma olduğunu düşünüyoruz. Burada vatandaşların mağdur olduğunu düşünüyoruz ama bu sadece vatandaşa ait bir sorun değil. Bu sorun hem Çeşme’yi hem de Urla’yı ilgilendiren bir sorun. Bu aynı zamanda İzmir’in sorunu. AKP iktidarının yarımada üzerindeki rant projelerinin bir başlangıcı. Bundan sonra hızla adımlar atılacağını ve yavaş yavaş yarımadanın elimizden kaybolacağını düşünüyoruz. O yüzden ilk adım atılırken biz de buna ilk cevabı vermek ve bunu durdurmak için bir araya geldik” diye konuştu. Acele kamulaştırmaya ilişkin karara dava açtıklarını bundan sonraki süreçte de Çeşme’nin turizm geliştirme bölgesi ilan edilmesine ilişkin bir dava açacaklarını kaydeden Yalçın, “Adım adımda da bu süreci takip edeceğiz. Bu sadece bir acele kamulaştırma kararı değil, yarımadanın ranta açılması için bir projenin bir başlangıcı. O nedenle biz bu konuda tarafız” dedi. ‘HALK SAĞLIĞI ÖNCELİĞİMİZ’ Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Mübeccel İlhan ise “Bizim asıl görevimiz kişinin sağlıklı bir biçimde yaşamını sürdürmesidir. Bunun için kişinin yaşadığı çevrenin; toprağının, suyunun kimyasallar ile kirletilmemesi çok önemlidir. İktidarlarının yaptığı projelerde halkın sağlığını öncelemesi gerekiyor. Ancak görüyoruz ki bugünkü iktidar halk sağlığını bertaraf eden bir anlayış içerisindedir. Çeşme ve Urla’da sinsice yürütülen adımların ciddi sorunlara yol açacağını biliyoruz. Mücadelenin hep arkasında olacağız. Halk sağlığı bizim önceliğimizdir” şeklinde konuştu. Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kani Beko ise “Yarımadayı le geçirme operasyonu ile karşı karşıyayız. Düşünün ki yarımadada 20’ye yakın taş ocağı var. Yarımadanın bunu kaldırması mümkün değil. Taş ocaklarını olduğu yerde yeşillik olmaz. Ağaçlar yetişmez” dedi. Genel-İş Sendikası’nda uzun yıllar yöneticilik yaptığını hatırlatan Beko, “68 dönümlük bir arazi. Etrafında 500’e yakın parsel var. Şimdi kamulaştırma yapılırken sadece Genel-İş Sendikası’nın arazisi kamulaştırılmış, Bununla birlikte Çeşme’ye kadar alanlar kamulaştırıldı” ifadelerini kullandı. İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Sinan Balcılar da kurumlar olarak İzmir’deki Yarımada’nın ranta açılmasına karşı olduklarını ifade ederek, “turizm teşvik bölgesinin genişletilmesi söz konusu olmuştu yakın zamanda. Onunla birlikte 24 Ocak’taki acele kamulaştırma kararının geri alınmasına ilişkin bir karar da verilmişti. Bunların ikisine ilişkin de bir dava çalışmamız olacak” dedi. Acele kamulaştırma kararının sadece turizm teşvik bölgelerine ilişkin olmadığını ifade eden Av. Sinan Balcılar, devamında tarımsal organize sanayi bölgeleri, HES’lerle ilgili de benzer acele kamulaştırma kararlarının alınarak mülkiyet hakkının ve çevre hakkının ihlal edileceğini düşündüklerini dile getirdi.