İzmir’de “sosyal tesis” olması gereken kamu alanıyla ilgili mahkeme sonucunu beklemeden satış

Özelleştirme İdaresi’nin Çiğli’de satılığa çıkardığı ve sosyal tesis alanı olması gereken alanın planlarının aynı zamanda mahkemelik olduğu ortaya çıktı. Şehir Plancıları Odası’nın imar planı 23 Mayıs 2019’da Özelleştirme İdaresi’nce “konut alanı” şeklinde değiştirilen kamu alanı ile ilgili dava açtığı belirtildi. Ancak satışın mahkeme kararı beklenmeden alınması dikkat çekti.

  • | Son Güncelleme:
  • | Egeli Gazete
Player yükleniyor...
Özelleştirme İdaresi Çiğli’de 1075 ada 1 parseldeki 5081 metrekarelik araziyi satıyor. Satışın 4 Kasım 2020’de yapılacağı açıklandı. Geçen yıla kadar “sosyal ve kültürel tesis alanı” olarak görünen alanın 23 Mayıs’ta yapılan değişiklikle imarının 1.40 emsal ile “Gelişme konut alanı ve park” yapıldığı ortaya çıktı. Ayrıca söz konusu imar planı değişikliği ilgili olarak Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nin mahkeme gittiği ancak dava sonucunun beklenmeden satış kararı alınması dikkat çekti. Kamu yararı yoktu Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu'ndan yapılan açıklamada Çiğli’deki kamu alanı ile igili imar plan değişikliğinin 23 Mayıs 2019’da askıya çıktığını ve 23 Haziran’da da indiği belirterek,“Biz oda olarak bu plan değişikliğine dava açtık. Çünkü yapılan değişiklikte kamu yararı yoktu. Şimdi alanın satılığa çıkarılması da bu iddiamızda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. Açtığımız dava sonuçlanmadan satış yapılmamalıydı. Çünkü mahkeme yapılan bu değişikliği uygun bulmayabilir” ifadeleri kullanıldı. Şehir Plancıları Odasının İzmir Şubesinin açtığı dava dilekçesinde şu görüşlere yer verildi: 1. Dava konusu plan değişikliğinin gerekçeleri bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmaması nedeniyle Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırıdır. Dava konusu olan ve iptali talep edilen plan değişikliği işleminin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde de tariflendiği şekilde bir gerekçesinin olması gerekmektedir. 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılmış olan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. Maddesi’nin (1) bendinde “İmar Planı Değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.” biçiminde tanımlanmıştır. Söz konusu tanımda görüleceği gibi dava konusu plan değişikliğinin gerekçesinin nesnel ve teknik olması gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak Plan değişikliğinin ihtiyaç olduğunu öne sürecek teknik bir gerekçe plan açıklama raporunda yer almamaktadır. 2. Dava konusu plan değişikliğinin parsel bazında hazırlanarak onaylanması Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne aykırıdır. 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca çıkarılmış olan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. Maddesi’nin (1) fıkrasında “İmar Planı Değişikliği: İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.” biçiminde tanımlanmıştır. Kamusal kullanımda olan alanın Gelişme Konut Alanı kullanımına dönük imar planı değişikliği mevcut yerleşik alanın içerisinde tek bir parsel için hazırlanması, planın ana kararlarının bütünlüğünü ve teknik, sosyal donatı dengesini bozucu niteliktedir. Kamu kullanımından çıkartılan parsele, etkileri çevresini de bağlayıcı nitelikte ve yeni bir fonksiyon verilmesi, kentsel gelişmeyi olumsuz yönde etkileyecek olup dava konusu parselde böyle bir plan değişikliğinin yapılması planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırıdır. 3. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği 26.madde (2) fıkrası gereği sosyal ve teknik altyapı plan değişikliği ile azaltılamaz. Söz konusu parsel yürürlükteki imar planında Sosyal ve Kültürel Tesis Alanı olarak ayrılmış olup, kamu yararına göre kullanımı esastır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Sosyal ve Kültürel Tesis Alanı olarak ayrılmış ve metropoliten alan içerinde yer alan, büyüklük yönünden ender ve dolayısıyla değeri yüksek, 1075 ada 1 parselin, İmar planı değişikliğiyle kamu kullanımından bir özel kullanım türü olan konut kullanıma dönüştürülmesi gayrimenkul değerinde önemli bir artışa neden olacaktır. Parsel bazında yapılan bu gibi müdahaleler, mevcut durumda özellikle yoğun yapılaşma karakteri gösteren bu gibi alanlarda kamu arazisi varlığındaki kısıtlar ve yüksek kamulaştırma maliyetleri düşünüldüğünde yakın gelecekte kamu yararı açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Başka bir ifadeyle, gelecekte kamuya ayrılan arazilerin kalmaması riski bulunmakta ve ihtiyaç halinde çok yüksek maliyetli kamulaştırmalar yapılması gibi durumlar söz konusu olacaktır. Dolayısıyla dava konusu plan değişikliğinin bu yönüyle de kamu yararı taşımadığı açıkça ortadadır. 1075 ada, 1 parselin Sosyal ve Kültürel Tesis Alanından çıkarılarak 1.40 yapılaşma koşullu “Gelişme Konut Alanı” ve “Park” kullanımlarına dönüştürülmesine ilişkin imar planı değişikliği ile; Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesine açıkça aykırı olup, aynı zamanda dava konusu plan değişikliği gerek şehircilik ilke ve esaslarına, gerek yürürlükteki mevzuata ve gerekse kamu yararına açıkça aykırıdır. 4. Dava konusu plan değişikliği, bölgedeki yoğunluğu arttırıcı nitelikte olup alt ve üst yapı açısından ciddi sorunlar yaratacaktır. Plan konusu 1075 ada 1 parselde yapılan plan değişikliğiyle Konut kullanımıyla birlikte “yoğunluk artışı” getirilmiştir. Bu yoğunluk gerek altyapı gerekse üst yapı açısından ciddi sıkıntılar doğurmaktadır. . Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin “Farklı Nüfus Gruplarında Asgari Sosyal ve Teknik Altyapı Alanlarına İlişkin Standartlar ve Asgari Alan Büyüklükleri Tablosu” başlıklı EK-2 tablosunda yer alan kişi başı alan kullanımlarına göre plan bölgesi içerisinde toplam 1.203,87 m² Park Alanının dışında da sosyal ve teknik altyapı alanı ayrılması gerekmektedir. Bu durum Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 21.maddesi hükümlerine aykırıdır. Söz konusu 1/1000 ölçekli imar planı kararı ile alana eklenecek nüfus doğrultusunda Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26. maddesinin (7) fıkrasındaki "Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır" hükmü kapsamında teknik altyapı etki değerlendirmesi raporunun da hazırlanması gerekmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında dava konusu imar planı değişikliği, imar mevzuatına, planlama esasları, şehircilik ilkeleri ve kamu yararına aykırıdır.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz