İzmir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Özdemir: Akaryakıt istasyonlarıyla aynı maddede değerlendirildik

Sokağa çıkma yasağı ile ilgili yayınlanan genelgeye İzmir Veteriner Odası Hekimleri Odası’ndan itiraz geldi. Oda yönetimi yaptığı açıklamada; “Veteriner hizmetlerine dair kuruluşların akaryakıt istasyonları gibi nüfusa bağlı olarak nöbet sistemine geçirilmesine dair gerekçenin nasıl bir bilimsel ve insani gerekçesi olacağını aklımız almamıştır” ifadelerine yer verildi. İzmir Veteriner Hekimleri Odası Yönetimi adına Gökhan Özdemir’in yaptığı açıklama şöyle: Günlerdir süren Covid- 19 salgınına ilişkin defalarca açıklama yaptık. Yetkililere seslendik. Sonuç almayı bırakın yanıt dahi alamadık. 10.04.2020 tarihi saat 24:00'den 12.04.2020 tarihi saat 24:00 arasında 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasağına dair İçişleri Bakanlığı Genelgesi de durumun vehâmetini göstermiştir. “Açık Olacak İşyeri, İşletme ve Kurumlar” başlığı altında “Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler” c maddesinde belirtilmiştir. Ancak ne yazık ki Veteriner Klinikleri e maddesinde “Her bir 50.000 nüfusa bir adet olmak üzere göre valilikler/kaymakamlıklar tarafından belirlenecek akaryakıt istasyonu ve veteriner klinikleri” olarak yer almıştır. Yine biz Veteriner Hekimlerin hastalarının içinde yer aldığı “Hayvan barınak, çiftlik ve bakım merkezleri” ayrı bir maddede belirtilmiştir. Telefonlarımız kilitlenmiş, sosyal medya hesaplarındaki sitemler hepimizi üzmüştür. Hayvan hakları konuşulurken ahkâm kesen yöneticilerimiz ne yazık ki ivedi eylem planlarında hayvanların varlığını dahi hatırlamamış, ihtiyaçlarını ve yaşam haklarını yok saymıştır. Veteriner klinikleri, Poliklinikleri, Hayvan hastaneleri, Geçici Hayvan Bakımevleri sağlık kuruluşlarıdır. Çünkü canlı olan ve ailemizin bireyi hayvanlarımızın sağlığına hizmet veren biz Veteriner Hekimler de sağlık sektörünün ve halk sağlığının bir parçasıyız. Veteriner hizmetlerine dair kuruluşların akaryakıt istasyonları gibi nüfusa bağlı olarak nöbet sistemine geçirilmesine dair gerekçenin nasıl bir bilimsel ve insani gerekçesi olacağını aklımız almamıştır. Veteriner klinikleri sizler bilmezsiniz belki ama Çocuk Doktorları gibi hizmet verirler. Çünkü hayvan sahiplerimiz, hayvanseverlerimiz ve bizler için hayvanlar evlatlarımız gibi kıymetlidirler. Veteriner kliniklerinin hasta sahipleri ile arasındaki ilişki de bu duygusal bağdan gelen bir güven temeline dayalıdır. Acil bir durumda hayvanı ile ilgili bilgiyi; her hasta sahibimiz bildiği, güvendiği, kendisini yakın hissettiği ve hayvanının onunla daha huzurlu olduğuna inandığı klinisyen meslektaşımız kim ise onu arayarak öğrenir. Tedaviye ona götürür. Hekim seçme hakkı insan sağlığında olduğu gibi bizim mesleğimizde de söz konusudur. Dolayısıyla, nasıl bir çocuk doktorunu tercih eden insanlar her şekilde 7/24 ona ulaşmak isterse ve bu hakka sahip ise bizlerin hasta sahipleri de bu hakka sahip olmalıdır. Sadece evcil hayvanlarımız değil büyükbaş hayvanlarımızın sağlık hizmetlerine dair de alınan karar yanlıştır. Çünkü sürü sağlığı ve yönetimine katkı koyan Veteriner Hekimlerimizin başarılı olması için süreklilik esastır. Ayrıca yine sizler bilmezsiniz ama cebinde parası olmadığında üretimi durmasın, hayvanları hasta olmasın diye hayvan yetiştiricisi köylümüze, vatandaşımıza ilk krediyi açan bizim meslektaşlarımız Veteriner Hekimlerdir. Şimdi bu süreçte hayvanı hastalansa borç defteri kabarık olduğu halde halen ona destek olan klinisyen meslektaşım dururken mağdur vatandaşımız nöbetçi ve tanımadığı Veteriner Hekime derdini anlatırken yeniden mahçup olacak kendini kötü hissedecektir. Ne insanlarımızın ne de hayvanlarımızın bunları yaşamaktan endişe etmesi doğru değildir. Bu nedenle veteriner hizmetleri sağlık kuruluşları kapsamında değerlendirilmelidir. Kaldı ki Veteriner Hekimler aldıkları eğitim ve mesleki tecrübeleri gereği zoonoz hastalıklara karşı alınması gereken önlemleri çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla bu süreci suistimal edecek tek bir uygulama dahi zaten yapmayacaklardır. Sokağa çıkma yasağından öncesinde de “Evde Kal” çağrılarına en üst düzeyde uyum sağlayarak halk sağlığına katkı koyan, hayvan sahiplerini ve hayvanseverleri bu konuda bilgilendirip destekleyen yine Veteriner Hekimler olmuştur. Bu süreçte yapılan tüm uygulamalar göstermiştir ki ülkemizde hayvan hakları da, sağlığı da, refahı da hiç kimsenin umurunda değildir. Süreci günü kurtarmaya ilişkin çalışmalarla elbette biz de kendi sınırlarımızda çözmek için çalışmalar yapıyoruz. Ancak hayvan sağlığına yönelik uygulamaların hele de bir zoonoz yüzünden tüm dünya evlere hapsolmuşken bu kadar hiçe sayılması kabul edilebilir değildir. Bu sürece dair önerilerimizi içeren açıklamalarımız devam edecektir. Çünkü ne yazık ki büyük resmi görmenizi bekleyecek ne zaman ne de sabrımız kalmamıştır.