Urla’da Jeotermal bahanesiyle en güzel kıyı şeridinde arazi kapatılmasına yöre halkından tepki

EGELİ GAZETE-Urla’da Demircili ve Altınköy koylarını da içine alan ve Azmak’a kadar uzanan alanda jeotermal sondaj kuyuları için ÇED sürecinin başlatılması izni verilmesi yörede yaşayanlarla çevrecileri tedirgin etti. Bölgedeki kaynaklarda yapılan araştırmalarda 25-30 derece su için yatırımın veremli olmadığı, buna rağmen arazinin kıyı boyunca olması ve şirketin turizm ticaret gibi alanlarda faaliyet göstermesi bunun bir arazi kapatma girişimi olduğu endişelerini gündeme getirdi. Yöre halka ve çevreciler bölgede eylem yaparak verilen iznin iptal edilmesini istedi. 

DAHA ÖNCE ÇED  SÜRECİ DURDURULMUŞTU
Yöre halkı ve çevreciler adına açıklama yapan Avukat Şehrazat Mercan, “Daha önce bir başka şirket ile başlayan jeotermal  arama-sondaj girişimini, çok sayıda dilekçe ve valiliğe bizzat giderek yaptığımız açıklamalar sayesinde valilik tarafından başlatılmis olan ÇED sürecini durdurmayı  başarmıştık. O proje Zeytinler köyünden baslayıp Seferihisar'a kadar ulaşan   ve daha geniş bir alanda planlanmıştı. Şimdi, başka bir sirketin, biraz daha daraltılmış ama  yine Demircili ve Altinköy koylarını da içine alan ve Azmak'a kadar uzanan alanda arama-sondaj  için basvurusu var. Valilik bu kez  JES Arama Ruhsatı vermiş ve ÇED sürecini başlattığını ilan etmiş durumda. Yağcılar, Altinköy ve Urla'dan küçük bir grupla toplanıp elimizdeki koordinatlara göre sondaj yapılması planlanan alana yürüdük.

JEOTERMAL VE SERALAR İÇİN UYGUN DEĞİL, ARAZİ KAPATMA NİYETİ Mİ VAR?
Altinköy plajının sağ tarafındaki burunda, yolun biraz ùstünde zeytin delicesi ağaçlarının olduğu bir çok koyu gören tepede inanılmaz bir manzaraya hakim olduğunu hatırlatan Mercan şöyle konuştu: “Hukuki durum değerlendirmesinden sonra mden mühendisi ve geçmişte MTA ve bir çok başka kuruluşta yönetici olarak da görev yapmış komşumuz bilgilendirme yaptı. Balçova Termal çalışmalarında da bulunmuş,  Ege ve bu bölgedeki araştırmaları da bilen  komşumuz, İçmeler'de yıllar önce yapılan sondajda, su sıcaklığı çok düşük olduğu için yatırıma değer bulunmadığını da anlattı. Ancak 25-30 derece olması muhtemel su için bir yatırımın verimli olmayacağı görünüyor. Seralarda kullanım için de arazi zaten uygun değil. Buna rağmen arazinin kıyı boyunca olması, şirketin turizm ticaret vb alanlarda faaliyet göstermesinden, bu girişimle bir arazi kapatma niyetini düşündürmektedir.  Doğal sit alanı olarak koruma altında bulunan, bu kadar geniş bir alanın, ilan edilen dışında rant amacıyla kapatılması söz konusu olabilir. Önceki valinin durduğu bu girişime şimdi izin verilmesi de anlaşılır değil.”

ÇED SÜRECİ TAKİP EDİLECEK
“Bu süreci durdurmak için devlet tarafından korunması gereken alanda yerleşikler ve çevreciler olarak sessiz kalmamalıyız” diyen Mercan,  “Dayanışma,  bilgi ve sureci takiple birlikte eylem de hukuki süreçler dahil eylem de gerekecektir.İlk aşamada örneğini paylaştığımız dilekçelerin imzalanarak Valiliğe ulaştırılması ve bir heyet oluşturularak Valiyi  ziyareti öngörüyoruz. ÇED süreci takip edilerek dava açılması dahil hukuki süreçle ilgili bilgi verilecektir. Ayrıca yakın çevrede, özellikle Altinköy'e girmeden sağ tarafta kalan zeytinlik arazide 300, 400 metre kare şeklinde oluşturulan parsellerde, yüzlerce konut planı var. Bu planlara karşı açtığımız dava devam ediyor. Çünkü üst ölçekli planlarda bu parseller, mahkeme kararıyla “tarım alanı” olarak belirlenmiş, karar altına alınmış durumda. Zeytinler gençleştirme adı altında budandı ve belli ki kısa süre araziyi açmak için nakledilecekler. Körfezimizi balık üreticilerinden, tarım, hayvancılık ve yerleşim  alanlarında RES’lerden, doğal koruma alanlarında yapılaşmadan korumak için bugüne kadar bir avuç insanla sürdürdüğümüz mücadeleden biraz daha fazlası gerekiyor bu aşamada. Bunun için kalabalık ama örgütlü, bilgili ve artık biraz daha baskı yaratmak için her birinizin desteğini esirgemeyeceğini umuyoruz .Bu mücadele bir dernek olarak AKKOY etrafında olmalı düşüncesindeyiz” ifadelerini kullandı.